Eşref Bolukçu

Taçlandıran Hastalık

Eşref Bolukçu

Örnek bir hayat; güzel bir eser…

Hayat denilen bu filmde herkesi farklı sahneler bekler. Kimileri için yorucudur kimileri içinse rahat. Nihayetinde biteceği için aklı başında olan yorgunluğuna değil de sahnedeki rolüne bakıp, bulunduğu anın tadını çıkarmaya çalışır. Ömür de böyledir işte, yorucu olur bazen, ama en etkileyici güzellikler de o zaman baş gösterir. Yaşamın içerisinde her ne konumda olursak olalım azim ve kararlılıkla gelen başarı her zaman adımızdan söz ettirecektir.

Herkesin gücü nispetinde yapabileceği bir şeyler vardır. Önemli olan onu belirleyip hemen işe koyulmaktır. Çünkü; “Yarıncılar -erteleyenler- helak olmuştur.” Hz. Muhammed (S.A.V.)

Gideceğin yoldan eminsen eğer engeller ‘dinlenme noktan’ olmaktan öteye geçemez. Engellilik her zaman fiziksel olmayabilir, bazen yaşamınızda ortaya çıkan problemler sizin önünüze kalın bir duvar örebilir. Önemli olan bunu aşabilmenin yollarını araştırmaktır.

Yazar Meral Kurtipek ile bir söyleşimiz oldu. Meral hanımın azmi herkese örnek… “Bana göre başarıya ulaşmak için üç iksir gereklidir: Azim, kararlılık ve sabır. Bunlar olduğu müddetçe insanın başaramayacağı bir şey yoktur.” diyor Meral hanım.

Küçük yaşta geçirmiş olduğu kas erimesi hastalığından dolayı okula devam edememiş. Ancak yılmamış, hafız olmuş. “Ben aslında yazmaktan çok okumayı seven bir insanım. Bu döneme kadar yaşadıklarım ve hastalığıma takılmadan başarılar peşinde koşma isteğim birçok insana örneklik oluşturabilir diye yazmaya karar verdim. Ben hastalığım itibariyle fiziksel olarak engelli bir bireyim. Lakin engel zihinde olmadığı sürece her insanın istidatı nispetinde yapabileceği bir şeyler vardır. Hayat sadece bedendeki engeli, mesleğindeki yoğunluğu, evinin geçim sıkıntısını vs. düşünmek için verilmemiştir. Bize bu hayatı verenin bizden bir isteği vardır. O da insanca yaşayıp güzel işler içerisinde bulunabilmektedir. Söz uçar yazı kalır kaidesince bende yazarak insanlara yarar sağlayabileceğimi düşündüm ve yazmaya başlayarak Taçlandıran Hastalık kitabını oluşturdum.”

Sıkıntılarına rağmen yılmamış Kur’an-ı Kerim’i hıfz etmiş. Hafızlık eğitiminin çoğu kısmında telefonda hocasına Kuran-ı Kerim’i okumuş. 

Yazmak için okumanın gerekli olduğunu söylüyor. Yazmaya başlayınca daha mutlu olduğunu; yazmanın adeta bir terapi olduğunu ifade ediyor. “Yazmak, insanın kendini okuması ve tanımasıdır. İnsan kendini tanıdıkça eksileri ve artıları daha iyi gözlemleyebilir ona göre hayatına şekil verir.”

Meral hanım: “Maalesef gençlerimiz teknolojinin en yoğun yaşandığı bir dönemin kurbanı oluyorlar. Öncelikle anne baba kendileri okuma alışkanlığı kazanmaları gerekir. Kitap sevgisi zorla önüne kitap konularak aşılanacak bir durum değildir. Birlikte bir kitabevine gidip kitap seçin. Ebeveyni olarak onunla birlikte siz de bir kitap alın. Her gün belli bir saati kitap okumaya ayırın. Ne olursa olsun bu düzenden şaşmayın. Bunun çocuklar için çok faydalı olacağını düşünüyorum. Gençlerimize gelince, kitap okumayı sevmeyenler için ilk önce deneme ve roman gibi kitaplarla okumaya başlayabilirsiniz çünkü ikisi de sürükleyicidir ve sizin kitap okumayı sevmenize de yardımcı olacaktır.”

Okuyan insanlar her zaman öndedir, diyor Meral hanım. “Çünkü okuyan kişinin zihni her daim çalışır. Ufku genişler. Fikirler üretmeye yatkındır. Problemleri çözme konusunda daha bilgilidir. Okumayan insan ise boş sürülmeyen bir tarla gibidir. Zamanla üzerinde değişik otlar çıksa da hiçbir işe yaramaz ve zamanla diken olması muhtemeldir. Bizler diken olmaktan korunmak için kitap okuyarak ömür tarlamızda güzel çiçekler yetiştirebiliriz.”

Azim, kararlılık, sabır... “Ben hastalığım sayesinde taçlandım. Hiçbir zaman kendimi içime kapatıp hayattan kopmadım. Gücüm nispetinde neler yapabileceğimi düşünerek azim ve kararlılıkla yola koyuldum. Azim, kararlılık ve sabır olduğu müddetçe insanın başaramayacağı bir şey yoktur. Ertelemeyin ve üşenmeyin. Geçip giden zamanın kazası yoktur. Hayatınızı ve en önemlisi de bulunduğunuz anı Allah’ın emri ölçüsünde güzel değerlendirin. Öyle bir ömür sürün ki siz öldükten sonra da meyveler vermeye devam etsin.”

Vesselam…
 

Yazarın Diğer Yazıları