Eşref Bolukçu

Sevginin İfade Edilmesi Nitelikli Beraberlik

Eşref Bolukçu

Nitelikli beraberlik, ortak bir uğraşta birlikte zaman geçirmek, birbirimize önem verdiğimizi, birbirimizle olmaktan zevk aldığımızı, birlikte bir şeyler yapmaktan hoşlandığımızı ifade eder.

Her çocuğun içinde sevgi ile doldurulmayı bekleyen bir ‘duygu deposu’ vardır. Çocuk gerçekten sevildiğini hissederse normal olarak gelişir. Fakat sevgi deposu boş olduğunda çocuk yanlış davranışlarda bulunur. Çocukların yaramazlıklarının çoğuna boş bir ‘sevgi deposu’nun özlemleri yol açar.

Tıpkı çocuklar gibi yetişkinler de ‘sevgi depoları’ taşır. İncinen çiftlerin kalplerinin derinliklerinde ibresi boşu gösteren görünmez bir ‘sevgi deposu’ vardır. Yanlış davranışlar, kabuğuna çekilmeler, acı sözler ve eleştirel tutum boş bir depodan kaynaklanır. Depoyu doldurduğunuzda evliliklerin yeniden canlanabildiğini, farklı tartışma ve çelişkileri çözmenin mümkün olduğunu görmekteyiz.

Seni çok seviyorum. Sen benim için değerlisin. Sakın unutma, ne olursa olsun sana olan sevgim hiç azalmayacak. Seni elbette seveceğim tatlım, benim sevgim anne sevgisi. İçimde, ruhumda, benliğimde hissettiğim en güçlü sevgi. Her ne olursa olsun hep seninledir kalbim, düşüncelerim, dualarım.

“Baba, akşam vakti evine döndüğünde altı yaşındaki küçük kızını kapıda beklerken görmüş. Babasını görür görmez, “Baba bir saatte kaç para kazanıyorsun?” diye atılmış çocuk. Beklemediği bir soruyla karşılaşan adam “Yirmi lira” diye yanıtlayınca, gözleri pırıl pırıl açılan küçük kız, bu defa da “Bana on lira verir misin?” diye sormuş. Adam henüz kapıdan içeriye girerken, kızının bu tutumuyla karşılaşınca, sinirlenerek onu azarlamış: “Bütün gün işte kafam patladı, bir de senin oyuncak hesabını mı yapacağım akşam akşam!”. Küçük kız önce korkarak bir adım geri çekilmiş, sonra da alt dudağını kıvırarak ağlamaklı bir şekilde odasına koşmuş. Kıyamadığı çocuğunun o dudak büküşü ve dolu dolu olan gözleri, adamın içine oturmuş ve kısa bir süre sonra çocuğunun arkasından odasına gitmiş. “Sana kızdığım için üzgünüm kızım. Ama sen de daha kapıdan girer girmez…” derken, çocuk yastığının altından bir sürü bozuk para çıkarınca, babası tekrar sinirlerine hâkim olamamış: “Hem paran var, hem de hala para istiyorsun!”. Tekrar mahzunlaşan ve dudağı kıvrılan kız “Ama babacığım, bu paralar senin” demiş ağlamaya meylederek ve eklemiş: “Tam yirmi liram oldu; bana bir saatini verir misin?”

Ne dersiniz, bu hikâye kimi anlatıyor?

Çocuklarımız ne istiyor bizden? Sevgi, ilgi, güzel sözler, hoş sohbet, zaman ayırma…

Ben çocuklarımla çok iyi ilgilendiğimi düşünürken 5 yaşımdaki kızım: “Off baba! Yine bilgisayarın başına oturdun” demişti. “Gel kızım sohbet edelim” dediğimde, “Ama, kanepede oturacaksın” diyerek, onunla daha sıcak ilgilenmemi yani zaman ayırmamı istemişti benden.

Bazı sorunlarından dolayı danışmaya gelen öğrencim, babasına yazdığı ama göndermeyip benim okumamı istediği mektubunda “Baba, beni sevdiğini ne zaman söyleyeceksin?” cümlesini 18 yerde yazmıştı.

Evet, çocuklar, anne babalarından sevgi bekliyor. Bu sevgiyi davranışlarında görmek, sözlerinde duymak istiyor. “Seni seviyorum”u işitince daha mutlu oluyor, kendine güveni artıyor, hayata ışıl ışıl bakıyor...

Sevgi sözcüğü dilinizde hiç eksik olmasın dileğiyle… 

Yazarın Diğer Yazıları