Eşref Bolukçu

Seni dinliyorum anne gözlerim kapalı

Eşref Bolukçu

Bugün, 10 Kasım 2002 tarihinde ebedi aleme göç eden annemi düşünerek yazdığım temsili yazımı bütün annelere saygılarımla sunuyorum. 
    

Özledim anne özledim!

Seni, sesini,

Ve şefkatle bakan gözlerini…

Özledim anne, seni özledim!


Yürüyorum patika yoldan. Yolun etrafındaki ağaç yaprakları toz tutmuş. Yolun hemen yanında uçurum ve derin bir dere… Düşünüyorum: Acaba annem çeşme başında beni bekliyor mu? Ağaçların arasında yürüyorum. Söğüt dalları aşağılara sarkmış. Yanında geçtiğim ceviz ağacının kokusu burnumda… Su sesine karışan kurbağa sesleri… Göz yaşlarım yüzümden boncuk boncuk akıyor. Annemin, “Adam olmak için okumaya gidiyorsun…” sözü dünkü gibi aklımda. 


Bekle beni anneciğim,

Bir gün sana döneceğim.

Pamuk gibi ellerinden,

Doya doya öpeceğim.


Komşunun kavak ağaçlarını geçerken karşıya bakamıyorum. “Ya annem çeşme başında değilse.” 

Yüzümü hafifçe yerden kaldırıp karşıya bakıyorum. Canım annem orada, tam karşımda… Eski bakır kovamızı çeşmenin önüne koymuş, yolu gözlüyor…

Nasıl annemin yanına varıyorum, anlamıyorum. Nihayet annemin bana sarılışı ve adeta haykırışı:

- Yavrum, canım oğlum sen misin bu?

- Evet, anne evet benim.

- Canım Eşref’im… Dün gece seni rüyamda gördüm, gelmiştin. Ben de sabahtan beri burada seni bekledim.

Çeşmenin önündeki bakır kovayı almak istiyorum ama annem izin vermiyor. Yokuşta yürüyerek eve gidiyoruz. Annem az önde... Sanki herkese bakın oğlum gelmiş diye övünüyor. Bakıyorum anneme, üzerindeki şalvar üst üste üç kez yama yapılmış. Ayağındaki terliğin arka kısmı koptuğu için annemin ayak topuğu yere geliyor. Yokuşu hızla yürüyüp eve varıyoruz. Kapının önünde oturuyoruz. 

Kapının önündeki kocaman ceviz ağacının gölgesi her tarafı kapatmış, koyu gölge…

Ne kadar özlemişim annemi. Sesini, konuşmasını, gülüşünü… Canım annem, beni öpmeni, sevmeni öyle çok özlemişim ki…

Gün nasıl geçiyor bilmiyorum. Akşam yatağımızı serip uyuyoruz. Rüyamda annem bana:

“- Oğlum, canım Eşref’im, kınalı kuzum. Sen ilerde insanlara faydalı olacak bir konumda olacaksın. 

Sakın doğruluktan ayrılma. İnsanlara hep yardım et. Mesleğini insanların faydasına kullan. Sakın paraya önem verme. Maneviyatı önemse... Ben hep istedim ki başkalarına faydalı olayım. Köy yerinde ancak kendi işimi bitirebiliyorum. İnsanlar senin eserlerinden hep faydalansın...”

Canım annem, tam da kavuştuk dediğim an ebedi aleme göçtün. Aslında, tam da senin dediğin yaşlarda göçtün. “Peygamberimizin ahirete göçtüğü yaşlarında ben de ölmek isterim…” deyişini hep hatırlarım. 

Sen hep benden uzaktın, yanı başımda iken annem… Yüzümden akan yaşlarımı sildin az da olsa. 

Ama ben senin akan göz yaşlarını hiç silemedim ki annem…

Sen huzurlu ol… Bana verdiğin tavsiyeleri, vasiyetini hiç unutmadım annem.

Ömrümden ömür alıp gittin

Hasreti yanıma koyup gittin

Özlemi ruhuma ekip gittin

Senli yıllarım gelir mi geri...

Yazarın Diğer Yazıları