Eşref Bolukçu

Önce Yüreğime Sevgiyle Dokun

Eşref Bolukçu

Şöyle bir düşündüğümüzde ya da geriye doğru gittiğimizde içinde olumlu dil olmayan, içinde sevgi sözcükleri olmayan yani sevgi dili içermeyen konuşmalar ve yaklaşımlar bizleri ne kadar etkiledi ya da etkiledi mi? 

Çocuklara yönelik bir eğitiminde sevgi yer almıyorsa ne kadar başarılı olabilir? Ya da bu eğitim konusunda başarı sağlanır mı? 

Karşımızdakinin yüreğine dokunmuyorsak, hele hele sevgi ile dokunmuyorsak onunla gerçekten bir bağ kurabilir miyiz?

Şu konuda hiç şüpheniz olmasın: Yüreğine dokunmadığınız birinin beynine bir şey yerleştiremezsiniz.

Her anne baba, çocuğunun sevgi dilini öğrenmeli; yere ve zamana göre hangi sevgi diline ihtiyaç duyduğunu bilmelidir.

Sevgi dili, bir kimseye karşı duygu ve düşüncelerimizi ilettiğimiz ve ondan gelen duygu ve düşünceleri algılama biçimimizdir.

Sevgi dili, sevginin aktarılma ve kabul edilme şeklidir. Yani, sevgiyi iletme ve algılama şekline sevgi dili denir.

İlgili anne babalar, çocuklarını her anlamda tanırlar. Çocuklarını mutlu eden şeyleri yani çocuklarının sevgi dilini bilirler. 

Sevgi ile ilgili okuduğum ilk kitap Gary Chapman’ın “Beş Sevgi Dili” adlı eseridir. Yazar, sevgiyi beş başlık altında ele alıyordu:

1.    Onay sözleri

2.    Nitelikli beraberlik

3.    Hediye alma

4.    Hizmet davranışları

5.    Fiziksel temas

Her anne baba, çocuğuna sevgi gösterir. Her çocuğun kişilik yapısı farklıdır. Dolayısıyla kişiliğin sevgi ile ilgili yönü de farklıdır. Sevginin çocuğa ifade şekillerini ve çocuktan çocuğa göre nasıl değiştiğini ele alacağım.

Her çocuk farklı yöntemlerle sevildiğini hisseder ve yine farklı yöntemlerle sevgisini gösterir. Dahası, çocuk bazen bir sevgi yaklaşımı ile mutlu olurken başka bir zaman da başka bir sevgi yaklaşımı ile mutlu olabilmektedir. 

Her anne baba, çocuğunun sevgi dilini öğrenmeli; yere ve zamana göre hangi sevgi diline ihtiyaç duyduğunu bilmelidir. 

Her çocuğun içinde sevgi ile doldurulmayı bekleyen bir “sevgi deposu” vardır dersem abartmış olmam sanırım. Bu depo boş kalırsa çocuk da mutsuz olur. Sevgi deposu boş olan çocuklar davranış sorunları gösterebilir. Yaramazlık yapan, yanlış hareketlerle dikkat çekmeye çalışan çocukların çoğu sevgiye ihtiyaç duyarlar. 

Çocuğun sevgi deposu doldurulursa çocuk sevildiğini hisseder. Sevgi ve ilgi ortamında büyüyen çocuklar, aynı zamanda sevgi göstermeyi ve sevmeyi de bilirler. Bu çocukların özgüvenleri de yeterlidir. Yani mutlu çocuklardır.

"Peygamberimiz bir gün, torunu Hasan’ı öpmüştü. Bunu gören Akra' İbnu’l-Hâbis, bunu tuhaf karşıladı ve: "Benim on tane çocuğum var. Fakat onlardan hiçbirini öpmedim." dedi. Peygamberimiz: "Merhamet etmeyene merhamet olunmaz." buyurdu." Burada, peygamberimizin sevginin çocuk eğitimi konusundaki bir yaklaşımının güzel bir örneğini görmekteyiz. Burada merhamet olarak ifade edilen şey aslında sevgidir.

Selam ve saygılarımla.

Yazarın Diğer Yazıları