Eşref Bolukçu

Muhtaç Olmam Deme

Eşref Bolukçu

Bu konuyu yazar mısın? dedi. Elbette yazayım, dedim. Yazmamı istediği kısa hayat hikâyesine buyurun: Kimseye muhtaç olmam deme. Bu durumum hep böyle devam edecek, diye düşünme. 

Benim her şeyim çok iyi gidiyordu. Güzel bir hayatım vardı. Maddi sıkıntı yaşamıyordum. Düzenli bir gelirim vardı. Kendi gelirimizden her ay, belirlediğimiz kişilere maddi destek sağlıyorduk. Bununla yetinmiyorduk. Maddi durumu iyi olan kişilerden ve esnaftan yiyecek, giyecek ve para alıp maddi sıkıntısı olan insanlara yardım olarak veriyorduk. Hatta, bir dernek aracılığıyla Afrika’daki bir çocuğun maddi ihtiyaçlarını da üslenmiştik.

Ne oldu bilmiyorum. Sıkıntılar başladı. İşimi kaybettim. Artık maddi sıkıntıları çeken bizdik. Kısa zaman içinde kendi ihtiyaçlarımızı karşılayamaz olduk. Bu arada iş de bulamıyordum. Artık eşim çalışıyordu.

Eşimin aldığı ücret giderlerimizi karşılamıyordu. Bir süre borçlandık. Ancak artık borç da alamaz olduk, olan borcumuzu da ödeyemez olduk. Geçmişte başkalarına elimizden geldiği kadar yardımcı olmaya çalışan biz, artık kendimiz muhtaç duruma düşmüştük.

Yavaş yavaş başkaları bize yardımcı olmaya başladı. Gıda kolisi gönderen ya da parasal yardımda bulunanlar… Bu durum bizi çok üzüyordu. Yardımları alırken çok utanıyorduk. Ancak başka da yapabileceğimiz bir şey yoktu. Beni üzen bir durum da insanların acıyarak bize bakmaları. Bazı yakınlarımızın ise artık bizimle iletişim kurmamaları. Akrabalarımız sıla-i rahimi bırakmıştı. Biz bir süre akrabalarımıza gittik ama onlar gelmeyince biz de gitmedik.

Yavaş yavaş alışıyorduk bu duruma. Sosyal yardımlarla ilgili kuruma da başvurduk. Ramazan ayında fitre ve sadaka için çevremizdeki tanıdıklara da başvurduk.

Allah razı olsun herkesten. Yardımcı olan, bu konuda duyarlı olan herkese teşekkür ediyorum.

Elbette bunda da bir hayır vardır. Bu da bizim ve bizimle ilgili olan herkesin aslında imtihanı. 

Ne dersiniz, insan başkasına muhtaç olabiliyor muymuş? Düzlükteyken aşağı kayabiliyor muymuş? 

İnsanlara tavsiyem: Düşmem demeyin. Muhtaç olmam demeyin. Güzel günleri veren Rabbim, sınav için kötü günler de verebilir. Hayatınızdaki her şey çok iyi iken bir anda düşebilirsiniz. Yokluk da Allah’tan varlık da Allah’tan. Önemli olan bunun bilincinde olup isyan etmemek, yerinmemek, dövünmemek.

Varsa bir hatanız, ki beşeriz elbette hatalarımız vardır, o hatanızdan ders çıkarın, yanlışlarınızı düzeltin. Üzmeyin kendinizi. Rızık için kaygılanmayın. Gelecek kaygısıyla kendinizi ve yakınlarınızı yıpratmayın.

Yeter ki inanın. Elbette Rabbim sizi rızıksız bırakmayacaktır. Yeter ki isyan etmeyin; Allah’a dayanın, Allah’a güvenin. 

Geleceğe umutla bakın. Geleceğin kötü olacağını düşünmeyin. Dua etmekten, Allah’tan istemekten vaz geçmeyin. Üzerinize düşeni yapın, gerisini Allah’a bırakın. 

Neden düştüm, neden muhtaç oldum? demeyin. Belki de hakkınızda hayırlı olan şimdilik budur.

“Görmüyorlar mı ki, Allah, dilediğine rızkı yayıp-genişletir ve kısar da. Şüphesiz bunda, iman eden bir kavim için gerçekten ayetler vardır.” (Rum Suresi, 37. ayet)

Bugünkü yazımı, bir tanıdığımın isteği üzerine yazdım. Umarın kendimize dersler çıkardık.

Selam ve saygılarımla…

Yazarın Diğer Yazıları