Eşref Bolukçu

Çocuklarınızı dinleyin

Eşref Bolukçu

Çocuklarınızı başkaları dinlemeden siz dinleyin

Eskiden Türk filmlerini izlerken hep görürdüm: Ailesi tarafından ihmal edilmiş çocuklar ve gençler, birilerinin tuzağına düşerdi; hem de çok kolay. Hemen yaklaşır, bir şekilde onlarla iletişim kurup kendilerine güvenmelerini sağlarlardı. Kötü niyetli insanlar, gençleri dinleyerek tuzaklarına düşürmektedirler. Bu kötü niyetli insanlar, dinlenilmeye ihtiyacı olan genç avına çıkar ve bulurlar; önce onları dinler, sonra tuzaklarına düşürürler…

Siz çocuklarınızı dinlemezseniz başkaları onları dinler. Eğer siz çocuklarınızı dinlemezseniz onları dinleyecek birileri onları bulur. 

Çabalarından dolayı çok değer verdiğim öğretmen arkadaşım, öğrencilerden biri ile çok ilgilenmesine rağmen davranışlarında bir düzelme olmadığını söylemişti. Öğrencinin anne babası arasında şiddetli geçimsizlik varmış. Öğretmen arkadaşım haftada 1-2 kez görüşmesine rağmen öğrenci, öğretmenin serseri olarak tabir ettiği birkaç gençten ayrılmıyormuş. Tüm konuşmalara rağmen öğrencide düzelme olmuyormuş. Öğretmen arkadaşımla yaptığımız görüşme sonucu, öğrenciye yaptığı yanlışı açıkça ifade etti: Öğrenciye sürekli tavsiyelerde bulunuyordu ama onu çok da dinlemiyordu… Öğrenci ile yaptığım görüşmede, anne babasının kendisiyle hiç ilgilenmediğini, okulda ise kendisiyle ilgilenen öğretmenlerin kendisini dinleyip anlamaktansa sadece kendisine tavsiyelerde bulunduklarını ifade etti. Öğrencinin en iyi arkadaşları liseyi terk eden, okulun bulunduğu sokakta akşama kadar gezinen iki gençti.

Evet, velilerle yaptığımız görüşme ve seminerlerde slogan cümle haline gelen “Siz çocuklarınızı dinlemezseniz onları dinleyen birileri çıkacaktır…” cümlesindeki olumsuzluk ortaya gerçekleşmişti. Öğrenci, kendisini dinleyecek birilerini bulmuştu. Öğrencimiz sokaktaki gençlerin yanında sadece eleştiri ve tavsiye almadığı için kendini mutlu hissediyordu.

 Çocuklarınız başkaları dinlemeden siz dinleyin. Dinlemek, karşıdakine değer vermektir. Çocuğu dinlemek, onu sevmektir. İçinde tavsiye ve emirlerin çoğunlukta olduğu bir konuşma dinlemek değildir.

Çocuğu dinlemek, onun gün içinde yaşadıklarını, duygu ve düşüncelerini, mutlu ve mutsuzluklarını ifade etmesine izin vermektir.

Çocuk kendini ifade ederken, anne baba ya da yetişkin can kulağıyla dinlemeli, onu anladığını söz ve beden dili ile ifade etmelidir.  Empati, dinlemenin olmasa olmazıdır…

Maalesef, öğrencimiz de anne babası ve öğretmenleri tarafından dinlenmemişti. Büyükler ona hep emirler verip, tavsiyelerde bulunmuşlardı. Sokaktaki gençler ise onu gerçekten dinlemişlerdi. Ve sonuçta öğrencimiz kendini sokak gençlerinin yanında daha mutlu hissediyordu.

Günümüzde, anne abası tarafından ilgi görmeyen gençler sosyal medya ortamında da tehlike altındadır. Kötü niyetli insanlar, gençleri sanal ortamda da dinleyerek tuzaklarına düşürmektedirler. Öyle bir an gelir ki gençler onların uyuşturucu ve diğer kötü alışkanlıklar batağından kendilerini kurtaramazlar.
Anne babaların temel görevlerinden biri de çocuklarını dinlemek; hem de iyi bir dinleyici olarak. Sağlıklı bir kişilik gelişimi, sosyal gelişim için de çocuğun çok iyi dinlenmesi gerekir.

Dinlenen çocuğun kelime haznesi gelişir, konuşma yeteneği ve kendini ifade etme yeteneği artar. Konuşan çocuk, öfkesini ve üzüntüsünü ifade eder. İçine kapanmaz ve sosyal ortamda daha iyi olur. Anne babası tarafından dinlenen çocuk dinlemeyi ve karşıdakine saygı duymayı öğrenir. Dinlenilmek çocukta özgüven gelişine yardımcı olur. Çocuk ile ebeveynler arasında yakınlık doğar, diyalog artar, çocuk onlara danışır. 

Sonuç olarak, dinlenildiğini bilmek çocuğa-kişiye mutluluk verir. Çocuk rahatlar. Anlaşılıyor olmak kendisini daha huzurlu hisseder. Evinde mutlu olur. Kişisel ve sosyal olarak daha sağlıklı ilişkiler kurar. Evin dışında sorun yaşadığında, bu durumu evde anne babasıyla paylaşır.

Vesselam…
 

Yorumlar 1
Arife Meşe 30 Eylül 2019 10:50

Çocuklarınızın sır küpü olmasını istemiyorsanız onlarla konuşun diyorsunuz hocam

Yazarın Diğer Yazıları