Eşref Bolukçu

Çocuklara Paylaşmayı Öğretmek

Eşref Bolukçu

Paylaşama duygusu doğuştan getirilen bir özellik değildir. Çocuk paylaşmayı, doğal olarak sonradan görerek ve uygulama ile öğrenecektir. Tabii ki gerekli olan gelişimsel olgunluk düzeyine gelmesi gerekir.

Anne ve babalar 2-3 yaş civarındaki çocukları için paylaşma konusunda sorun yaşadıklarından sık sık bahsederler. Oysa ki çocuklar dünyayı yeni yeni tanımaya başlamışlardır ve tüm deneyimleri "ben" çerçevesinde gelişir. Oyuncağını arkadaşıyla paylaşılması istenen çocuk, oyuncağını geri alıp almayacağını bilmemektedir. Doğal olarak tepkisi “hayır” olacaktır. Bu tepki çoğu kez yetişkinlere anlamsız gelebilmektedir. Aslında bu tepki, çocuğun gelişimsel dönemine ait doğal bir tepkidir.

İki yaş civarındaki birkaç çocuğu aynı odada bırakırsak oyuncaklarla kendi başlarına oynayacaklardır. Birlikte oynama ve paylaşma oyunu şeklinde oynamayacaklardır. Çünkü çocuklar bu yaşta ben merkezcidir. Her konuda “ben”, “benim” düşüncesi vardır. Sonraki yaşta yani 3 yaş civarı çocuklarda kendi dışındaki dünya ve çocuklar da anlam kazanmaya başlar. Artık “ben” yerine “biz” süreci başlar. Birlikte bir şeyler yapma gelişim dönemi başlar. İşte bu dönemde paylaşmayı öğrenebilecek olgunluğa erişim başlamıştır.

Çocuğa paylaşmayı öğretmek için çok önemli bazı kurallar vardır. Paylaşma için çocuğu zorlamak yapılabilecek en büyük hatadır. Çocuğun oyuncağını zorla elinden alıp arkadaşına vermek; çocuk vermediğinde zora baş vurmak, çocuk vermediğinde ceza vermek gibi yaklaşımlar, çocuğun paylaşmaya olan öfkesini artıracaktır.

Paylaşma için, çocuk kontrolün kendisinde olduğuna emin olmalıdır. Bu paylaşma duygusunu ve davranışını kazanması için ilk ve en önemli adımdır. “Gel birlikte oyun oynayalım. Bu oyuncaklardan hangisini arkadaşına vermek istersin? Araba mı, tren mi?” gibi ifadeler, çocuğun kendisine ait olan oyuncağı konusunda kontrol sahibi olduğunu çocuğa hissettirecektir. Böylece, çocuk karar verme ve seçim yapma hakkına sahip olacağı için paylaşmaya olumlu bakabilecektir.

Paylaşmayı çocuğa öğretmede önemli bir konu da ona örnek olmaktır. Anne, baba, varsa büyük kardeşler ve diğer yetişkinlerin paylaşım örnekleri de çocuk için çok önemlidir. Çocuk böylece, sahip olduğu bir şeyini başkasına verdiğinde geri alabileceğini, paylaşmada işbirliği ve güvenin önemli olduğunu kavrayacaktır.

Paylaşma eğitiminde şu yanlışa düşmemelidir. Kardeşler arasında paylaşma konusunda bazen çatışmalar yaşanabilir. Küçük kardeşi ağlıyor diye elindeki oyuncağı ona vermek zorunda kalan büyük kardeş öfkelenecektir. Büyük kardeş böylece önemsenmediğini düşünecektir.

Çocuklar her şeyi her zaman paylaşmak zorunda değildir. Neyi ne zaman paylaşacağı önemlidir. Çocuk, çok sevdiği bir oyuncağı paylaşmak zorunda değildir. Yetişkinler de kendileri için önemli ve özel olan şeyleri başkaları ile paylaşmak istememektedir. Çocuklar için de durum aynıdır. Misafir geldiğinde olası sorunlara karşı, çocuğun neyi paylaşıp paylaşmayacağı önceden konuşulabilir.

Çocuk olgunlaştıkça paylaşmanın önemini daha çok kavrayacaktır. Çocuk sosyalleştikçe paylaşmanın iş birliğinin ve arkadaş edinmenin önemini öğrenecektir. Çocuklar genellikle 5-6 yaş civarında paylaşmanın ve arkadaşlığın önemini kavramış olurlar. Yani ilkokula başlayan bir çocuk bu doğal gelişim sürecini tamamlamış olur.

Selam ve saygılarımla…

Yazarın Diğer Yazıları