Eşref Bolukçu

Çocuklara Ölüm Nasıl Anlatılır?

Eşref Bolukçu

Eskiden doğum ve ölüm olayı genelde evde gerçekleşirdi. Doğum, hastalık ve ölüm yaşamın bir parçası olarak çocuklar tarafından da yaşanan bir süreci kapsardı. Günümüzde, yaşamdaki değişim nedeniyle, doğum ve ölüm, çocuklardan uzakta olmaktadır. Bu durumda, bu tür yaşantılar çocukları çok fazla etkilemektedir.

Çocuklar 4 yaş civarında ölüm olayını kavramaya başlarlar. Bu yaşlardaki çocuklara ölüm olayı net bir şekilde anlatılmalıdır. Elbette ölüm haberi vermek ve ölümü küçük yaşlarda yaşamak kolay bir durum değildir. Fakat ölüm haberi vermek konusunda çocukları belirsizliklere sürüklemek, onlara daha büyük zararlar vermektedir. Çocuklar da bu konuda bir yas süreci yaşayacaklar ve bununla yaşamayı öğreneceklerdir.

Çocuklar ölüm olayını yaşamadan önce, ölüm hakkında yaşına uygun olarak bilgi sahibi olmalıdır.

Ölüm, yaşamın bir parçası olduğuna göre, çocuklar ölüm olayından haberdar yetiştirilmelidir. Bunun için ilk yapılması gereken, duygu yönünün üzerinde fazla durmadan bitki ya da ölen bir hayvanın yaşamı ve ölümü olayı üzerine konuşmaktır.

Çocuğu üzmeme ve onu koruma adına ölümü konuşmazsak, bu gerçek ile yüz yüze geldiğinde tepkisi şiddetli olabilir ve duyguları ile başa çıkmakta zorlanabilir.

Çocuğun ölümle ilgili soruları kesinlikle cevaplanmalıdır. Sorular geçiştirilirse çocuğun kafasında daha büyük ve karmaşık sorunlara sebep olabilir.

Çocuğun yaşına uygun, onun kaldırabileceği kadarıyla doğru, kısa ve net bilgi verilmeli; sorular yanıtsız bırakılmamalıdır.

Çocuğun sorduğu fakat cevabını veya nasıl anlatacağımızı bilmediğimiz bir soru karşısında kaçamak cevap vermek ya da duymamak çocukta güvensizlik ve endişe oluşturabilir.

Ölüm haberi, çocuğun en yakınları tarafından verilmelidir.

Küçük çocuklara ölüm anlatılırken din ile bağdaştırılırsa çocuğun dine karşı olumsuz duyguları gelişebilir. Yetişkinleri rahatlatan bazı dini yorumlar, çocukları endişelendirebilir. Bu yüzden küçük çocuklarla ölüm hakkında konuşurken ‘din’, ‘Allah’, ‘cennet’ ile bağdaştırma yapılmamalıdır.

“Vefat etti, öldü” gibi kelimeler kullanılmalıdır. Bu daha gerçekçidir. “Allah yanına aldı, uzun uykuya daldı, uzun yolculuğa çıktı” şeklindeki açıklamalar çocuğun kafasını karıştırabileceği gibi, ölen kişinin geri dönmesini beklemesine de sebep olabilir.

Bir hayvan öldüğünde, toprağın altına konmalıdır. Bu durum çocuğun ölen canlıların toprağın altına konacağını öğrenmesini sağlar. Ölen kişinin de toprağın altına konduğu ve oradan da melekler vasıtasıyla cennete gideceği söylenebilir. Anlatılırken abartılardan kaçınılmalıdır.

Ergenlik öncesi çocuklar mezarlığa götürülmemelidir. Bu çocuklara ölen kişi gösterilmemelidir. Çocuk birkaç gün sonra götürülebilir. Ancak istemiyorsa, zorlanmamalıdır.

Ölümün gerçekleştiği o en üzüntülü ve matemli anlarda küçük çocuklar biraz o anın dışında tutulmalıdır. Çocuk ailenin bir bireyidir; o ilk durum geçtikten sonra bu süreci ailesi ile birlikte yaşamalıdır. Çocuklar da yas tutar. Yas tedavi edici bir unsurdur. Çocuğunuzu kesinlikle, taziye sürecin dışında tutmayın.

Çocuğa, “Hastalandı ve öldü” asla denmemelidir. Aksi halde, yakını her hastalandığında öleceğini düşünebilir.

Çocuk, annesine, babasına ya da başka bir yakınına “Sen ölecek misin?” gibi bir soru sorduğunda, “Şimdilik ölmeyeceğim. Uzun yıllar seninle mutlu yaşayacağım” gibi cümlelerle açıklama yapılmalıdır. Ve birlikte yaşama ile ilgili güzel hayaller içeren açıklamalar yapılmalıdır.

Ölüm olayının ardından birkaç gün boyunca neler olacağını çocuğunuza anlatın. Cenazeyle ilgili işlemler, tören, defin işlemleri hakkında ailenizin benimsediği görüş ve inançlar doğrultusunda bilgi verin. Nerede olacağınız, nereye gideceğiniz, evde bulunacak kişiler, gelecek ziyaretçiler hakkında çocuğunuzu bilgilendirin.

Ölümün olduğu ilk günlerde zorunlu olmadığınız sürece çocuğunuzdan ayrılmayın.

Yaşantınızın yeniden düzene gireceği konusunda çocuğunuza güven verin. Birkaç gün içinde okula dönerek, arkadaşlarını göreceğini hatırlatın. Ailenin sevdiği insan olmadan olağan yaşantısına devam edeceğini anlatın. Acılı dönemlerde sergilenen olumlu bakış açısı çocuğun yas sürecinden iyileşerek çıkmasını sağlar.

Ne zaman uzmandan yardım alınmalıdır? Çocuğun yaşına ve durumuna göre bu durum değişebilir. Ölümü yok sayıyorsa, ölen kişi hakkında hiç soru sormuyor ve konuyu açmıyorsa ya da tam tersi sürekli ölen kişi hakkında sürekli konuşuyorsa uzaman desteği gerekebilir.

Duygularınızı saklamayın. Ölümün ardından yaşanan özlem ve üzüntü gibi duyguların normal olduğunu çocuğa hissettirin ki, o da duygularını sizinle rahatlıkla paylaşabilsin.

Ölen kişinin resim ve eşyalarını hemen kaldırmayın. Çocuğunun özlem duyduğu anlarda bakabileceği özel bir köşe ya da fotoğraf albümü olması iyi olur.

Tüm açıklamalara rağmen çocuk elbette ki ölümü kavrama ve kabullenme konusunda güçlükler çekecektir. Bu duruma adapte olması kolay olmayacaktır. Bu süreçte ölen kişiyle ilgili sorduğu sorulara somut, net ve kısa yanıtlar vermeye devam edilmelidir.

Çocuk, sevdiği diğer kişi ya da kişilerin de ölebileceği kaygısını yaşayabilir. Bu, çok sık karşılaşılan bir durum. Yani, babasını kaybetmiş olan bir çocuk annesini de kaybetmekten korkabilir. Bir arkadaşının annesinin ölümü üzerine kendi anne ve babasını kaybetmekten korkabilir. Bu durumda çocuk dikkatlice dinlenmeli, kaygı ve korkularını ifade etmesi sağlanmalı, çocuk rahatlatılmalıdır.

Selam ve saygılarımla…

Yazarın Diğer Yazıları