Eşref Bolukçu

Çocuğum okula hazır mı? (2)

Eşref Bolukçu

Bir önceki yazımda okula yeni başlayacak olan çocukların bedensel, ruhsal ve bilişsel gelişimi üzerinde durmuştum. Bu yazımda ise bedensel yani fiziksel, ruhsal ve bilişsel gelişimini tamamlamadan okula başlayan çocuklarda olası sorunlar üzerinde duracağım.

Bazı anne babalar çocuklarının bir an önce okula başlamalarını isterler. Tabii ki çocuğun okula başlıyor olması anne baba için gerçekten çok önemli. Çocuğun okula başlaması zaten hayatının dönüm noktalarından bir tanesi. Maalesef bazı anne babalar bu konuda çok acelecidir: Çocuğunun okula başlaması sevincini bir an önce yaşamak isterler.

Anne babalar, çocuklarını başka çocuklarla kıyaslamadan, kendi çocuklarının gelişim durumuna bakarak karar vermelidir. 

Küçük yaşta okula başlayanlarda ayrılık kaygısı görülme riski, altı yaşında ilkokula başlayan çocuklara göre daha fazladır. Özellikle bu çocuklar okul öncesi eğitim almadılarsa risk daha da artmaktadır.
Dürtü kontrolü 5 yaşındaki bir çocukta tam gelişmediğinden davranışlarının kontrolünü sağlamakta zorlanacak; sınıfta sırasında bekleyemeyecek ve okulda uyması gereken kurallara uymakta güçlükler yaşayabilecektir.

Beş yaşından önce el-göz koordinasyonunun, ince motor becerilerin, işlemsel düşüncenin tam gelişmemiş olması, soyut düşüncenin yetersizliği ve dikkati sürdürmedeki güçlükler nedeniyle bu yaştaki çocuklar öğrenme becerilerinde zorlanacaklardır. Bu yaştaki çocukların okulda belli seviyede başarı elde etmekte zorlanmaları gelişimsel açıdan normal olmasına karşın okul programları kapsamında beklenen kazanımları karşılamamaları nedeniyle, başarısızlık olarak yorumlanacak ve gereksiz olarak, ‘öğrenme güçlüğü’ veya ‘dikkat eksikliği’ olduğu gibi tanımlara maruz kalacaktır.

Genel olarak benim tavsiyem 72 aylık çocukların 1. sınıfa başlatılmasıdır. Burada temel ölçüt elbette bireysel farklardır. Bireysel farklara göre, okulda en sık rastlanılan sorular:

Ayrılık kaygısı, anneden evden ayrılmakta güçlük

Okul fobisi

Arkadaş edinme ve iletişim kurmada güçlükler

Okul ve sınıf kurallarına uymakta güçlükler

Güvensizlik, kaygı bozukluğu

Dikkat eksikliği hiperaktivite

Öğrenme güçlüğü

Ödev yapma problemleri

Ayrılık kaygısını azaltmak için, çocuğu okula bırakıp ondan ayrılırken kesinlikle ona gözükmeden, kaçar gibi ayrılmayın. Mutlaka vedalaşın. Onu öpüp, ona sarılın nereye gideceğinizi, ne yapacağınızı kısa bir sohbetle ona anlatın ve mutlaka geri döneceğinizi söyleyin. O ağlasa bile siz sakin ve huzurlu bir şekilde ondan ayrılın. Eğer ağlayacaksanız bunu ondan ayrıldıktan sonra yapın. Bu hoşçakal sohbetini her ayrılıştan önce rutin bir şekilde mutlaka yapın. Ancak bu şekilde aranızdaki güven ilişkisi sağlamlaşacaktır.

Kaygılı ve üzüntülü olduğunuzu ona belli etmemeye çalışın ve yüzünüzdeki ifadenin sakin ve huzur verici olmasına özen gösterin. Çocuklar, annelerin yüz ifadelerini okurlar. Unutmayın, kaygınızı çocuğunuza da yansıtıp onun da endişeli olmasına sebep olabilirsiniz. Sakın geri adım atmayın, kararlı ve tutarlı olun.

Okul fobisi, şiddetli bir endişe nedeniyle çocuğun okula gitmek istememesi veya okulla ilgili son derece isteksiz olmasıdır. Çocuk, özellikle okul saatleri yaklaştığında sıkıntı artışı, mide bulantısı, karın ya da baş ağrısı gibi çeşitli bedensel yakınmalar bildirerek okula gitmemek ve kendisini evde tutabilmek için çaba harcar. Çocuk tarafından bu tür yakınmalar genelde sabah uyanır uyanmaz bildirilir ve anne-babayı ikna ettiğini, okula gitmeme kararının verildiğini anladığı anda da kendiliğinden kaybolur. 

Okula gitmek istemeyen çocuklar için anne babalar neler yapmalıdır?

Okulda olduğu zamanlardaki ayrılığın geçici olduğunu anlatılmalıdır.

Çocuk okula gideceği gün, aile üyelerinin sıradan bir günmüş gibi davranmaları, korkuyu çağrıştıracak ya da tetikleyecek davranımlardan uzak durmaları gerekmektedir.

Vedalaşmaları çabuk ve kısa süreli tutarak, gerekli açıklamaları yapıp, ayrılıkların doğal olduğu hissettirilebilir.

Sabırlı, tutarlı ve kararlı bir tavır içinde olunuz. Sorunu görmezlikten gelmek ve bir sonraki yıla havale etmek; ancak çözümü zorlaştırır.

Okul korkusuyla baş etmede yapılacak ilk iş çocuğun olabildiğince çabuk okula geri dönmesidir.

Çocuğu okula gitme zorluğu nedeniyle cezalandırmayın, küçük düşürücü sözlerle aşağılamayın.

Çocuğun bunaltısı ile oluşan belirtileri şımarıklık, ilgi çekme arzusu ya da sizi kızdırmak için yapılan davranışlar gibi yanlış yorumlamaktan kaçının.

Çocuğunuz okula geç kaldığında, servisi kaçırdığında, mutlaka onu okula göndermek için başka çözümler geliştirin ve en kısa zamanda okula gönderin. Bazen çocuğunuz kendiliğinden eve dönebilir, bu durumda da yapmanız gereken onu okula geri göndermektir.

Okula gitmediği için çocuk suçlanmamalıdır. Bu sıkıntılı durumun geçici olduğunu, bazı başka çocuklarda da görüldüğünü ve destekle kolaylıkla iyileştiğini çocuğa anlatılmalı.

Unutmayın, çocuklarımızda var olan sorunlar çoğunlukla biz anne babaların, onları yetiştirme tarzımız ile ilgilidir.

Sağlıklı ve mutlu çocuklar ile huzurlu bir aile ortamı dileğimle…
 

Yazarın Diğer Yazıları