Eşref Bolukçu

Başarı mı Mutluluk mu

Eşref Bolukçu

Sabah odama yeni girmiş tam yerime oturacaktım ki bir öğrenci ağlayarak odama girdi.

“Hocam ne olur bana yardım edin.  Kaç alırsam alayım anneme beğendiremiyorum. Doksan iki aldım, niye notun düştü diyor. Eskiden böyle değildi….  Şimdi kimse beni sevmiyor…”

Neden sevilmediğini düşündüğünü sorduğumda: “Biliyorum ben, notlarımdan dolayı. Düşük not alınca sevilmiyorum…. Of hocam ben çok mutsuzum…”

Bu yaşantı çok da yabancı değil bizlere, değil mi?

Yılarca çalıştığım okullarda bu durumda olan yüzlerce öğrenci ile konuştum. Hiç de azımsanmayacak sayıda öğrencimiz, başarı eşittir mutluluk olarak görüyor. Sözünü ettiğim öğrencimiz de mutlu olmayı başarısına bağlıyordu. Yüksek not alınca, anne babası tarafından sevileceğini, sevilince de mutlu olacağını ifade ediyor.

Anne babalar ve yetişkinler! Sizler, başarı beklentiniz ile çocuklarınızı nasıl etkiliyorsunuz? Başarı beklentiniz, çocuk üzerinde nasıl bir etki bırakıyor?

Bazı anne babalar, maalesef, hep yüksek başarısı beklentisi, hep kazanma beklentisi içindeler. Çocuklarının küçük düşüşleri onlar için kabullenilemez bir durumdur.

Anne babaların bu yüksek başarısı beklentisi bazı çocuklarda başarısızlığa sebep olmaktadır. Dahası, bazı çocuklarda psikolojik tahribata sebep olmaktadır.

Geçmiş tarihlerde, Fen lisesi öğrencisi sınavda 100 aldığını öğreniyor; dersten çıktıktan sonra yedi katlı binanın dördüncü katında kendisi aşağı atıp maalesef ölüyor… Ve bıraktığı not: “100 alsam da sizin için yeterli olmuyor ki…”

Çocukların ve gençlerin fizyolojik yapısı, duygusal dünyası düşünülmeden, sadece başarı beklentisi, bir robot misali yaklaşım… Ne kadar yanlış.

Bazen de yüksek başarı beklentisi, yanlış benlik yapısına yani şişirilmiş özgüvene sebep olur.

Bazı aileler, çocuklarından onların potansiyellerinin ve becerilerinin üzerinde beklenti içine girer. Çocuklarını her alanda başarılı görmek isterler. Bu başarıyı elde etmek isteyen çocuklar, çok kapasiteli ve zeki bir çocukmuş gibi hareket etmeye başlarlar. “Madem benden bu kadar şey bekleniyor, demek ki ben üstün zekâlı ve süper yetenekli bir kişiyim” inancını geliştirirler. Bu inancı sarsacak durumlardan kaçarlar. Çocuk başarısız olacağı bir işle yüzleşmesi gerektiğinde, anne babası ona, aslında o işi yapabileceğini ama yapmak istemediğini söylerler. Beklentiyi gerçekmiş gibi algılar ve ona göre davranırlar. İşte ailelerden gelen yüksek beklenti farkında olmadan çocukları aşırı özgüvene iter.   

Çocuğa şunu da kavratmamız gerekir: Yaptığımız işlerde başarılı olmamız, Yüce Yaratıcımızın bizlere verdiği nimetler sayesindedir. Aslında bizlerde görünen güzellikler bizi yaratan Rabbimizden gelmektedir. İnsan güzellikleri gösteren bir aynadır. Usta bir ressamın başarısı, ona Yaratıcı tarafından verilen el, göz, akıl, resim yeteneği gibi birçok nimet sayesindedir. Bunları göz ardı ederek tüm başarıyı ressama vermek hatadır, aynı zamanda ressama da zulümdür.

Çocuklarımız hayatta bir şeyi başardıklarında, bu başarının Yaratıcıdan geldiğini onlara hissettirmemiz gerekir. Bu yapılmadığında çocuklar bu başarıyı tamamen sahiplenirler. “Ben yaptım, ben başardım, tamamen kendi çabamla oldu” düşüncesi onlarda yeşerir ve bu durum aşırı özgüvenin belirtisi olan gurur ve kibre neden olur.

Bu tespitlerden sonra siz anne babalara ve çocuklarla ilgili olan herkese bazı kısa tavsiyelerde bulunmak istiyorum:

Çocuğun içinde bulunduğu yaş döneminin özelliklerini ve bu yaş döneminin çocuk üzerindeki etkisini öğreniniz.

Çocuğunuzun başarısı ve geleceği konusundaki kaygılarınız çocuğa olumsuz yansır. Öncelikle bu kaygılarınız azaltınız.

Çocuğunuzla sık sık sohbet edin, onu rahatlatınız. Konuşmalarınız, yalnızca ders çalışma, notlar, başarı konularında olmamalıdır.

Onlarla konuşmalarınızda önce olumlu yönlerini, başarılarını konuşun, başarılarını ödüllendirin. Başarısız olunca sakın onları cezalandırmayın; başarısızlığın nedenlerini birlikte bulmaya çalışınız.

Onları aşan yüksek hedefler koymayınız. Onların yeteneklerini dikkate alarak hedeflerinde yardımcı olunuz.

Çocuğunuza güvendiğinizi sık sık ifade ediniz.

Sizin zamanında yapamadıklarınız çocuklarınızdan beklemeniz gerçekçi olmayabilir: “Ben fen lisesine gidemedim o gitsin”, “Ben doktor olamadım o olsun” … gibi

Çocuğunuza olan sevginizin, onların başarılarına bağlı olduğu düşüncesi asla ortaya çıkmamalı; sizin yaklaşımınızdan dolayı çocuk asla böyle düşünmemelidir. Başarısız da olsa onu sevdiğinizi sık sık söz ve davranışlarınızla ifade ediniz.

“Başarılı olursam, sevilirim” düşüncesine sakın sebep olmayınız.
 

Yorumlar 4
Hasan Kaya 12 Kasım 2019 13:26

Teşekkür ederim hocam. Maalesef hepimiz bu hataları yapıyoruz

Songül Aktın 11 Kasım 2019 07:06

Hocam sizin de ifadenizle elbette öncelikle mutlulukları önemli. Ancak başarılı da olsun isteriz.

Songül Aktı 11 Kasım 2019 07:01

Sizin deyininizle tabii ki onların mutluluğu daha önemli. Ancak başarılı da olsun isteriz. Bu beklenti her insanda var. Kim istemez ki çocuğu başarılı olmasın

Songül Aktı 11 Kasım 2019 07:00

Sizin deyininizle tabii ki onların mutluluğu daha önemli. Ancak başarılı da olsun isteriz. Bu beklenti her insanda var. Kim istemez ki çocuğu başarılı olmasın

Yazarın Diğer Yazıları