Eşref Bolukçu

Aşırı Koruyucu Anne Baba Tutumu

Eşref Bolukçu

Her şeyin aşırısı zararlı olduğu gibi çocukları aşırı korumak ve onlara aşırı özen göstermek de çoğu kez zararlıdır.

Her anne baba çocuğunu sever. Her anne baba çocuğunu olumsuz durumlara ve olumsuzluklara karşı korumak ister.  Ancak bazı anne babalar, çocuklarını aşırı korur ve çocuklarına gereğinden fazla özen gösterirler

Bu yazıyı, siz ailelere bilgi birikimimi paylaşmak yazmak için yazdım. Sizlerden daha kusursuz bir baba olduğumu iddia etmiyorum. Mutlaka sizler çok iyi anne babalarsınız.

Çocukların kişiliği, anne ve babaların yetiştirme tarzına yani çocuğa yaklaşım biçimine göre şekillenir. Çocuklarda gözlenen birçok uyum probleminin temelinde yeterli ve uygun olmayan anne ve baba ilişkilerinin olduğu 

Aşırı koruyucu anne ve babalar, çocuklarına gereğinden faz özen gösterirler. Çocuğun her işini neredeyse kendileri yaparlar.  Çalıştığım okulda, bir anne odama gelmiş ve çocuğu ile odamda özel olarak görüşmek istediğini söylemişti. Ben çocuğu çağırmış ve anne ile baş başa bırakmıştım. Beş dakika sonra anne odamdan çıkıp teşekkür ettikten sonra; “Hocam çocuğun tırnaklarını kesmeyi unutmuşum. Evde aklıma gelince gelip sizin odanızda oğlumun tırnaklarını kesmeye karar verdim…”

Toplumuzda bazen aşırı korumacılık, iyi ebeveynlik ile eş değer tutulmaktadır.  “Aman koşma düşersin!.. Üzerine hırkanı giy üşürsün!” türünden ikazlar çocuğun kendi algılarına güvenini sarsar. Düşmekten korkmayı öğrenir, düşünce nasıl kalkacağını bilemez, üşümenin daha ne demek olduğunu kestiremeden fazlaca giydirilir ve ilk rüzgârda hastalanır. Yemek konusunda yapılan zorlamalar, anneyle çocuk arsında bir güç kavgasının başlamasına neden olur. Oysa yemek yedirmek ve çocuğun her istenileni yemesini sağlamak ille de iyi ebeveynlik demek değildir.

Bu yaklaşım, çocuğun sağlıklı gelişimini engeller. Çünkü anne, kendini çocuğunun hayatında çok fazla var etmektedir. Çocuğun özerk düşünme, gelişme, hata yapma, hatalarından öğrenme, sorumluluk alma gibi geliştirici birebir yaşam fırsatlarına engel olmaktadır. Anneliği tam zamanlı bir iş ve özellikle de mükemmel yapılması gereken bir iş olarak algılayan bu anlayış, gerek çocuğun gerekse annenin sağlıklı gelişimine önemli bir engeldir. Çocuğun ruhsal ve fiziksel beceri gelişimini engellediği gibi, özerk düşünce ve özgüven geliştirmesine de engel olur. 

Bu tutum ile büyüyüyen çocuk, diğer kimselere aşırı bağımlı olur. Kendine güveni olmayan, duygusal kırıklıkları olan bir kişi olabilir. Çocuğun yaşamı boyunca sürebilen bu bağımlılık, psiko-sosyal olgunluğu olumsuz açıdan etkiler ve çocuğun kendi kendine yetmesine olanak vermez. Anne babanın aşırı koruyuculuğu, çocuğun okul başarısını ve okula uyumunu da etkiler. 

Bazı anne babalara göre, çocukları hiç büyümez. Bebekleştirme, aşırı korumacı yaklaşımın tipik özelliğidir. 8-9 yaşlarına geldiği halde yemeğini annesinin yedirmesini bekleyen; 11-12 yaşlarında ana-babasıyla aynı yatağı paylaşan, hatta annesi tarafından yıkanan çocuk örneklerimiz vardır. Böyle bir ortamda annenin çocukla iç içe geçmiş beraberliği, çocukta bir anne bağımlılığının oluşumuna neden olabilir. Büyümesine izin verilmeyen bu aşırı koruyucu ortamda, çocuğun sosyal gelişimi engellenmiş olur. Bu da onun arkadaş ilişkilerini olumsuz etkileyebilir ve arkadaşları tarafından dışlanmasına neden olabilir. 

Aşırı korunan çocuklar, fazlaca bağımlı olur ve her şeylerini anneden istemeye yönelirler, kendi başına karar vermekten aciz, sormadan, danışmadan bir şey yapmayan, girişim yeteneklerinden yoksun olurlar. El becerilerini geliştiremedikleri için beceriksiz, sakar dolayısıyla güvensiz olurlar. İstediklerini ağlayarak ister, verilmezse verilene kadar ağlar, mızmızlanır veya aşırı dediğim dedik, inatçı olmaya yönelirler. Kendini korumayı öğrenemediği için savunmasız, çabuk uyum gösteren, utangaç, çekingen bir kimlik geliştirmeye yönelirler. Bu çocuklar bazen de aşırı otoriter, etrafını kullanan, sorumsuz ve şımarık olabilmektedir. Aşırı korunan çocukların ruhsal gelişmeleri de engellenmiş olduğundan, büyüdüklerinde çocuksu, her şeyi bekleyen, talep eden; olmazsa aşırı kızıp sinirlenen kişilikler geliştirebilirler.

Sonuç olarak, aşırı korumacı bir yaklaşım ile büyüyen çocuklar, sevildiklerini hissederler. Ancak birçok konuda yetersiz olurlar.

Selam ve saygılarımla…
 

Yazarın Diğer Yazıları