(2)
(Önceki Yazıdan Devam)
Temsili Demokrasinin Sorun Alanları
Günümüz modern demokrasileri denilince akla gelen şey temsili demokrasidir. Temsili demokrasilerin karşı karşıya olduğu en temel sorunlardan biri, halkın seçimler yoluyla temsilcilerini seçmesi uygulamasıdır. Çünkü her ne kadar temsili demokrasilerde egemenliğin gerçek sahibi halk olsa da, bu hakkın kullanımını belirli bir süreliğine seçtiği temsilcilerine devretmekte ve seçim dönemleri dışında genellikle pasif bir rol üstlenmektedir. Ayrıca, temsili demokrasi modelinde vatandaşların temsilcilerine, bir sonraki seçimlere kadar müdahale edememesi, temsilcilerin, kendilerini seçen vatandaşlardan tamamen bağımsız bir şekilde hareket edebilmelerine olanak tanımaktadır.
Temsili demokrasilerin temel unsurlarından birisi olan siyasal partiler, temsili demokrasi modelinin bir diğer sorununa sebep olmaktadır. Çünkü günümüzde gerek ulusal gerekse yerel düzeyde temsilciler, genellikle iki aşamalı bir süreçte belirlenmektedir. İlk aşamada temsilci adayları partilerce belirlenmekte ve ikinci aşamada halk, partilerce belirlenen adaylar arasından temsilcilerini seçmek zorunda bırakılmaktadırlar. Böylece temsilcilerin, doğrudan halk tarafından değil, siyasal partiler tarafından belirlenmekte olduğunu söylemek mümkündür. Nitekim günümüzde bu durum akademik literatürde birçok kesim tarafından “partiokrasi” yani demokrasi yerine partiler demokrasisi olarak ifade edilmektedir. Liyakat ilkesi en önce burada göz ardı edilmekte ve çoğunlukla tek bir adamın aldığı kararla temsilci adayları belirlenmektedir.
Temsili demokrasilerde yaşanan sorunlardan birisi liyakat yerine halk dilinde “Adam Kayırmacılığı” olarak bilinen, literatürde ise Nepotizm (Akraba kayırmacılığı) ve Kronizm ( Arkadaş, eş dost kayırmacılığı) şeklinde tanımlanan durumlardır. Bunlara ilave olarak siyasal partilerin iktidara geldikten sonra kendilerini desteklemiş çevrelere veya seçmenlere çeşitli şekillerde ayrıcalıklı işlem yaparak haksız yere menfaat sağlamalarını sağlayan siyasal kayırmacılık ve patronaj uygulamaları da sıklıkla görülen durumlardandır. Partizanlık veya siyasi yandaşlık olarak da ifade edilen bu uygulama biçiminde iktidarı ele geçiren siyasi partiler kendilerini desteklemiş olan yandaşlarını veya parti üyelerini kamu kurum ve kuruluşlarının imkânlarından haklı bir gerekçe olmadan istifade etmeleri sağlanmaktadır. Birçok ülkede yaygın olarak görülen bu uygulama kamu yönetiminin tarafsızlığını zedeleyerek, etkin ve verimli çalışmasını engellemektedir.
Nurettin Topçu temsili demokrasinin olumsuzluklarını bütüncül bir yaklaşımla ele almış ve demokrasinin örnek ve ebedî bir idare şekli olmadığını ifade etmiştir. Ona göre demokrasi “Değişen dünyamızın bünyesine uygun idare şekli bulununcaya kadar halkın geçici olarak idare işlerine vekâlet etmesidir” Topçu’ya göre, “Her yerde cahili âlimden, şahsî menfaat düşkünü faziletlisinden, nefsine düşkünleri hizmet ehli olanlarından kat kat fazla sayıda bulunan halk, toplum düzenini en iyi şekilde yürütmeye kabiliyetli değildir. Bu yüzden çoğunluğun oyuna başvurulan her yerde haksızlık ve kötülük kendini gösterecektir.” Bu nedenle demokrasinin dayandığı temeller çürümektedir. Demokrasilerde insanlar, ağıllardaki hayvanlar gibi hep birbirlerine eşit sayılmıştır. Demokrasinin dayandığı hürriyet ise hiçbir zaman ruhî ve ahlâkî hürriyet manasını kazanamamıştır.
Temsili demokrasiye Anadolu insanının güvensizliğinin bir örneği bağlamında rahmetli şair Abdurrahim Karakoç’un Şiiriyle yazımıza son verelim.
Yalan-dolan ile devran sürmeyi
Biz ne bilek beğim, böyükler bilir.
Milletin başına çorap örmeyi
Biz ne bilek beğim, böyükler bilir.
Rüşvet vermek, rüşvet almak nasıl şey
Hazineden para çalmak nasıl şey
Terlemeden zengin olmak nasıl şey
Biz ne bilek beğim, böyükler bilir.