Asiye Türkan Aile Danışmanı / İlahiyatçı

Yavrucuğum! Ne Olur Dinle Beni...

Asiye Türkan Aile Danışmanı / İlahiyatçı

Tek başına bir ümmet olan Hz. İbrahim`in bir çok imtihanının yanında, bir yandan put yapıcısı müşrik babası, bir yandan da tam yaşlılık zamanında göz aydınlığı olan, gözünün nuru olan itaatkâr evladı ile sınanması her birimiz için örnektir.  

Şüphesiz İbrahim’in (a.s.) imtihanı çok zordur. Lakin tek başına annesiyle çöllere bırakılan Eşi Hacer’in ve evladı Hz. İsmail’in imtihanına ne demeli? 

Acaba Oğul İsmail’i bu itaata zorlayan nedir? 

Baba tarafından Mina vadisinde O’nu itaate zorlayacak hiç bir kanun da yoktu. Aksine itaat etmemesi için birçok sebepleri de vardı. Arkasında ne güçlü bir aşiret, ne de onları ayıplayacak ya da destekleyecek akrabaları vardı. Annesiyle birlikte geçirdiği zorlu yaşam mücadelesi, baba otoritesinden uzak yetişmiş  çocukluk yılları baba İbrahim’i kabul etmemek için yeterli gerekçe değil miydi?

Hz. İsmail kadar olmasa da dinini yaşama gayreti içinde olup idealist ailelerin çocuğu olmakta zordu. Ailesi ile mücadele vererek namazını kılan, başını örten bir gençler destanlaştı. Övgülerle diğer gençlere örnek gösterildi. Lakin anne babayı kırmamak adına içindeki isyanı bastıran yavrularımıza kör olabildik.

Anne baba olarak bizler, kanlarınızın deli deli aktığı o dönemlerde, emir almaktan hoşlanmayan nefislerinize emir vermeye kalktık. Nedenini tam anlatmadan, yapmanız gereken bütün farzları anlattık. 

Daha takvalı olmanız için sünnetleri, müstehapları, bütün nafile ibadetleri farz gibi saymadan geçemedik. Kendi kendinize sorduğunuz sorulara ‘’hiç yokmuş gibi’’ kabul ettik. İçinizdeki tereddütleri ciddiye almadık. Sorularınıza makul cevaplar veremedik.  

Cevabını veremediğimiz her sorunuza “bu böyle işte kabul et’’ dedik ve geçiştirdik. Çok soru sorarsanız dinden çıkarsınız dedik. Meraklarınızın üzerini kapattık. Yaptıklarınız güzel işlere, kıldıklarınız namazlara körleştik. Kaçırdıklarınız için de  “yazıklar olsun” dedik. Sanki bir zamanlar biz hiç zorlanmamış gibi davrandık.

Elbette ilk başta namaz size lüzumsuz gelecekti. Hiç susamadan su içileceğini, acıkmadan yemeğe iştah duyulacağını sandık. Tanımadığınız birine, Hak Teala’ya doğru yola çıkmanızı bekledik. Mecbur tuttuk sizi... “Başka yolu yok!”  dedik.

Mecbur olmasına mecburdunuz. Yalan yok, her şeyin yegane sahibi ve her şeyi karşılıksız sunan yüce Yaradan’a karşı her birimizin yapması gereken kulluk görevlerimiz vardı. İnsana huzur veren de Rahman olan Allah’ı tanımak ve O’na yakın olma gayreti içinde olmaktı. Hayata anlam veren buydu. Anlamın kaybolması, psikolojikmen çökmekti.

Namaz dinin direğiydi. Namazsız Müslüman olmazdı. Günde beş defa Hak’ın huzuruna çıkıp, bağlılığını ifade etmekti. Kulluğu sunuş ve beklentilerin sadece Hak Teala’dan olduğunu söylemekti. Allah’a ait olduğumuzu, dönüşümüzün de tekrar Allah’a olacağının bilincinde olmaktı.

Namaz; dimdik ayakta durup, Hak Teala’dan başkasının karşısında boyun bükmemekti. Orta yolda olmayı dilemek, gazaba uğrayanlardan ve sapıtanlardan olmamayı istemekti. Gözümüzün aydınlığıydı.  Teşekkürlerin en güzeli, minnettarlığı ifade etmenin en zarif ve en şık yoluydu. Kulluğun en somut biçimi, ibadetlerin zirvesiydi.

Lâkin insan; zorla mı teşekkür ederdi? 

Minnettarlık böyle zorbalıkla ve her daim itmekle mi olurdu?

Rabbimizin bizi ne kadar çok sevdiğini ve sevindirdiğini gösteremedik. Hiç hesapsız rızıklandırıldığınızı, hesapsız, sebepsiz ve karşılıksız indirilen bu kadar iyiliklerin olduğunu hissettiremedik. Ondan dolayı, size ibadet yapmak zor geldi. Gözlerinize bütün yapılması gerekenler, zorunluluk listesi gibi göründü. 

Allah Resulünün zorlaştırmayın, kolaylaştırın. Nefret ettirmeyin, sevdirin demesine rağmen zorlaştırdık, nefret ettirdik. Yaşayarak örnek olmak varken, yaşamayanları örnek gösterdik. Biz ne Hacer ne de İbrahim olabildik. Ama sizden İsmail olmanızı bekledik…

Bize rağmen İsmail olur musun?

Şeytani sisteme karşı dimdik ayakta durup, bize Rabbimin bütün insanlığa rahmet olarak indirdiği vahyini yaşayarak anlatır mısın? 

Yazarın Diğer Yazıları