Serbest fiyat mı fahiş fiyat mı?

Orta yaşlarda bir bayan ve erkek yan masaya oturarak iki çorba siparişi verdi.
Aşçı çorbaları doldururken adam cebini kontrol etmeye başladı.
Sessizce hanımına bende 150 TL var çorbaya yetecek mi diye endişe etmeye başladı.
Hanımı yanımda para yok dedi.
Sonra çorba kaç lira ki dedi.
İki çorba 150 TL yeterli olur herhalde dedi.
Adam ya yetmezse..
O sırada çorbalar gelmişti..
Karı koca etrafa bakınmaya başladı.
Kendilerinden önce kasaya giden olursa fiyatı öğrenmek için dikkat kesildiler.
Çorbalar içildi.
İki çorba ne kadar dedi.
50 TL deyince 1 tanesi mi ikisi mi?
İkisi 50 TL deyince adam rahat bir nefes alarak usta kusura bakma artık kendi şehrimizin esnafını tanıyamıyoruz.
Aynı ürün aynı kalite bir dükkanda farklı diğerinde fahiş fiyatla satılıyor.
Çorbanın, dürümün, yemeğin fiyatını sormadan yiyemez olduk.
Dün 5 liraya aldığımızı bir hafta sonra 10 lira oldu deniyor.
Dün akşam bir arkadaş aradı.
Şu konuyu gündeme getirir misin dedi.
Ne konusu deyince.
 350 TL vererek bir adet soba altlığı aldığını söyledi.
Bir kaç gün sonra şehirde dolaşırken soba altlığı satan bir yer gözüme çarptı.
Öylesine bir sorayım dedim.
Soba altlığı kaç lira..
200 TL demez mi. Baktım aynı marka aynı boy aynı kalite.
Yahu nasıl olur ben bir kaç gün önce 350 TL verdim..
Hadi vicdanlar rafa kalktı denetleme yok mu?
Yüz metre yukarıda ki dükkanda 100 lira olan bir eşya aynı kalite aynı marka aşağıdaki dükkanda 150 TL isteniyor
Oysa fiyatlar üç aşağı beş yukarı belliydi.
Şimdi kim neye tutturursa o fiyata veriyor.
KÂr ahlakı,  ticaretteki Kâr ne kadarı helal ne kadarı haram kazancım helal mi haram mı endişesi taşıyan sayısı azalmış
Fahiş fiyatın adını serbest piyasa koymuşlar.
Ticaret ahlakı nerede diyecek olursak 06 Şubat depremiyle birlikte enkaz altında kaldı diyebiliriz.
Arz talep meselesini fırsatçılığa çevirenler vicdanlarını rahatlatmanın yolunu bulmuşlar. işi enflasyona havale ederek kendilerini temize çıkartmaya çalışmaktalar.
Mecbur alacak, mecbur oturacak, mecbur çalıştıracak..
Enflasyonu kendi körüklüyor günahını da enflasyona havale ediyor.
Bir malın ederinden fazla kar etmenin ''HARAM'' olduğunu rafa kaldırmışlar.
Elbette helalinden kazanan, ticaret ahlakını koruyan, alış fiyatı ile satış fiyatı arasındaki farkı İslam’a göre belirleyen,  artan talep karşısında nasılsa piyasada fazla mal yok istediğim fiyata satarım diyerek fırsatçılık yapmayan esnaflarımız müstesna.
Sözümüz helal kazancını fahiş fiyatla satıp kazancını harama çeviren fırsatçılık yapanlara.
Sahi ne ara bu hale geldik.
Şehrimizde fiyatlar artık deprem öncesi ve deprem sonrası diye ikiye ayrıldı.
Dört çaya 88 TL ödeyen Murat Çavunt hemşehrimde yakınmakta haklı.
Bir hafta önce tanesini 55 TL'ye aldığım tabağın bir hafta sonra 75'TL olduğunu söyleyen esnaf amcaya sorduğumda  ''ENFLASYON'' var ''Enflasyon''  eh be amca ''Enflasyonun'' en hakikisi sende var dedim.
Sahi ya...
90 saniye sürmüştü deprem..
Bütün mal varlığını 90 saniyede kaybeden emanetçi olduğumuzu biriktirdiklerimizin elimizden 90 saniyede kaydığını çok çabuk unuttuk.
Deprem anında sakladığı yastık altındakine dönüp bakan var mıdır?
Yoksa o can havliyle kendini dışarı atmanın telaşı mı vardı.
Düşüncelerim bundan ibaret siz ne düşünürsünüz yorum sizin..
Rabbim helalinden kazanan helalinden harcayan kullarından eyle bizleri.
Nefsimize kapılıp helalimize haram katanlardan eyleme..