Yüce Allah Bakara Suresinde ‘‘Ey müminler! Kötülüklerden ve haramlardan korunmanız için oruç tutmak, sizden öncekilere farz kılındığı gibi size de farz kılındı’’ diye buyurmaktadır.
İslam’ın beş şartından biri olan oruç hicretten bir buçuk yıl sonra Şaban ayında Medine’ de Bedir Savaşından önce farz kılınmıştır.
Oruç nefsin isteklerinden uzak kalma olarak nitelendirildiği için irade ve sabır eğitimi olarak da anlamlandırılabilinir.
Nefsin isteklerinin arındırılmasında, kontrol altına alınmasında oruç tutmak etkili bir yoldur.
Ayrıca; oruç tutmak yoksulları anlama ve onların sıkıntılarını giderme açısından da çaba sarf etmeye vesile olmaktır. Ömür boyunca açlık sıkıntısı yaşamayan insanlar, yoksulluk ve açlık sıkıntısı yaşayanların durumunu anlayamaz. Oruç tutan insan aç kalmanın ne demek olduğunu anlar ve merhamet duygusunu geliştirir.
Oruç tutmak bir yıl boyunca yorulan bedenin bir ay dinlenmesidir. Kişinin sindirim sistemini dinlendirilmesine, sağlıklı kalori yakmasına ve metabolizmanın hızlı çalışmasına katkıda bulunur.
Oruç tutmak kişinin sağlıklı bir şekilde zayıflamasını sağladığı gibi aynı zamanda da vücudun açlığa karşı direnç sağlamasına fayda sağlamaktadır.
Oruç tutmak yemek yeme alışkanlığı bozuk olan kişilerin yemek yeme alışkanlığını düzenler; bağışıklık sisteminin gelişmesine katkı sağlar.
İnsanı kötülüğe çekmeye çalışan nefis, oruçla durgunlaşır ve gücü zayıflar; harama karşı isteği kırılır.
Oruç riyanın karışma ihtimali çok düşük olduğu ibadetlerden biridir.
Ramazan ayı bereket ve paylaşma ayı olup, ihtiyaç sahiplerinin hatırlandığı mağfiret ve rahmet ayıdır.
Elbette ki oruç tutmanın sağlık ve sosyal yönden faydaları olduğu gibi kuşkusuz her şeyden önce Allah’ ın rızasına erişme, Allah a itaat ve ibadet için gerçekleştirilmektedir.
Peygamber Efendimiz (s.a.v) bir hadisi şerifinde oruç ile ilgili “Oruç tutunuz ki, sıhhat bulasınız!” (Heysemî, 203 III, 179) demektedir.
