Cümlelere üzülerek başlamak insanı derinden etkiliyor, maalesef. Günümüzde aile bağları giderek zayıflamakta olup, evlilik dışı bir hayat sürme, evlilik dışı doğum, anne ve babanın otoritesinin gün geçtikçe zayıfladığı, sorumsuzluğun hat safhada olduğu bir süreç yaşıyoruz.
Modernlik adı altında insanların zihninde gelişen özgür yaşam, tek olma ve bireyselleşme, şiddet hususları sonucunda aile yerini; maalesef huzurevi, yetiştirme yurtlarına bırakmıştır.
Sözlü veya yazılı basın organlarında dizi, film, reklam veya programlar nedeniyle anne ve babanın otoritesi; netice itibariyle de aile yapısı zayıflamaktadır.
Çocuklarımızın; kafa yapılarına, düşüncelerine, yaşam tarzlarına bakacak olursak; aile değerlerimizle örtüşmeyen cep telefonu, internet, bilgisayar oyunlarıyla veyahut programlarla çocuklarımız manevi tuzaklara çekilmektedir.
Gündelik arzu ve istekler nefisle birlikte çıkar içerikli bir toplumun oluşmasına neden olmuştur. Bu nitelikteki insanlar ile ailede geleceği planlamayan, sorumsuz ve maneviyattan mahrum kolayca sarsılabilen ve dağılabilen aile yapıları ortaya çıkmaktadır.
Eskilerde bir muhabbet esnasında huzurevi adı geçince ayıplanırdı, insanlar. Ne olursa olsun, kişiler anne ve babama bakarım, yatağında huzurlu hayatını tamamlasın derlerdi. Ancak; devir öyle değişti ki huzurevleri sıradanlaşmaya başladı. Çocuklar anne ve babalarına büyüklerine bakmaktan kaçınır, haldeler…
Unutmayalım ki! Bizi bir bütün yapan şey ailedir. Aile en değerli varlıktır; sosyal bir olgudur.
Aile bir ağaç ise aile içindekiler ağacın dallarıdır. Dallardan biri kırılırsa ağacın yaşam süresi kısalır.
Aileye farklı bir açıdan bakacak olursak aileyi sacayağına benzetebiliriz. Sacayağının bir ayağını kadın diğer ayağını ise erkek oluşturmaktadır. Öteki ayağını ise ortak değerler oluşturmaktadır. Aileler ortak değerlerine sahip çıkmadığı müddetçe büyük aşklarla kurulan aileler bir ateş parlaması gibi parlayıp sönmektedir;
Aile ile ilişkiler ılımlı ve sevecen tutulmalıdır.
Maalesef, teknolojik gelişmeler ile birlikte mahremiyet biçim değiştirmektedir.
Dürüstlük, çalışkanlık, temiz düşünceler, saygı, merhamet, vicdan, sorumluluk vb. gençlerimiz tarafından önemsizleşmeye başladı.
Güçlü toplumlar; iletişim sahibi, şiddetten uzak, fedakâr, sorumluluk sahibi ve ahlaklı aile yapılarıyla oluşurlar.
