Bağımlılık, tüm Dünyayı tehdit eden, kişileri ve aileleri bir su taşkını, bir fırtına veya bir vebadan daha tehlikeli boyutta etkileyen adeta tarumar eden toplumsal bir felakettir.
Dünyada olduğu gibi uyuşturucu illetiyle de en etkin mücadele eden, en kararlı ülke Türkiye’dir. Devletimiz tedbirlerini almış, mücadeleyi kararlılıkla sürdürmektedir.
Bu illet acı ve sızı vericidir ki sözlü veya yazılı basın organlarında yaş ortalaması düşük bireylerde yer edindiği haberlerini okuduğumuzda veyahut duyduğumuzda uyanık ve tedbirli olmamız gerektiğini daha iyi anlıyoruz.
Bu illet gencecik bedenlerin baharında solmasına ve maalesef ailelerin dağılmasına neden olan kişiyi çepeçevre saran sinsi bir düşmandır.
Konu bu derece mühimken bugün bir vatandaş olarak bu hususlara değinmeden geçmek istemiyorum.
Çevrenizde benzeri durumları gördüğünüzde öncelikli olarak zaman ayırıp kişiyle konuşmak gereklidir. Kişi inkâr ederse bunaltmadan uygun konuşma ortamı hazırlanmalı, duygu ve düşünceler paylaşılmalı, kişinin üstüne fazla gidilmeden kısa aralar verilerek konuşulması elzemdir.
Kişiyi zorlama ile değil, tedaviye ikna etme yolu seçilerek çözüm bulunmalıdır.
Kişi şefkat ve merhametten mahrum edilmemelidir.
İletişim kurmaktan asla vazgeçmeyin.
Bu illeti kişinin bırakması için motive edici konuşmalar yapın ve zorlukların beraber aşılacağını aşılayın. Kişi maddeyi bıraktığı zaman alışkanlıklarını ve yaşadığı ortamı değiştirmek zorunda kalabilecektir. Kişinin tüm bunlara hazırlıklı olması gerekmektedir. Tedavi sonrası kişinin doğru bir sosyal çevre oluşturması, aile ilişkilerini daha verimli şekilde yaşaması ve yaşamının her karesini doğru etkinliklerle doldurması temiz kalma davranışının devamlılığını olumlu yönde etkileyecektir.
Gerektiğinde din görevlisi, hekim, psikolojik danışma birimlerinden bilgi desteği alın, kişiyi görüşmelere teşvik edin. Görüşmelerde de muhakkak devamlılık sağlanmalıdır.
Bu hususlar ile ilgili ALO 191 Uyuşturucu ile Mücadele Danışma ve Destek Hattının olduğunu not alalım, unutmayalım.
Sağlıklı günler dilerim.
