Suikast öncesini anlattı

Malatya Belediye Başkanı iken 17 Nisan 1978 tarihinde kendisine bombalı paketin patlaması sonucu gelini ve 2 torunuyla katledilen Hamit Fendoğlu'nun, belediye başkan vekili olarak görev yapan Naci Şavata, bombalı paketin belediyeye gelişini ve sonrasını anlattı.

Suikast öncesini anlattı

Malatya Büyükşehir Belediyesi tarafından düzenlenen Ramazan Sohbetlerine katılan Naci Şavata, Malatya Belediye Başkanı iken 17 Nisan 1978 tarihinde evine gönderilen bombalı paketin patlaması sonucu gelini ve 2 torunuyla katledilen Hamit Fendoğlu’nun (Hamido) vefatının 43’üncü yıldönümü dolayısıyla bazı anılarını ve olay gününü anlattı. 
 
Bombalı kutu 3-5 gün belediyede kasada kalmış… 
 
Hamit Fendoğlu’nun bağımsız belediye başkanı seçilmesinden sonra kendisinin de Milli Selamet Partisinden Belediye Meclis Üyesi seçildiğini ve Belediye Başkan Vekili olarak görev aldığını belirten Naci Şavata, “Hamido yoktu, vekâletine bakıyorum.  Çağırdım mutemeti, imzaladım kağıdı, PTT’den aldı, getirdi. Kutu, açayım dedim, belediyeye gelmiş. Baktım ki, üzerinde “H. Hamit Fendoğlu, Zata mahsus. Gönderen; Kasım Önadım.” Kasım Önadım ile ilgili hatıralarını bize anlatıyordu. Hapishanede çektiği zulümleri anlatıyordu. Dedim ki, “Bu özele gelmiş, ayıp olur başkanımızın kutusunu açmak.”  Çok güzel sarmışlardı beyaz bir kutu. Mutemete, “Bunu sakla, başkanımız gelirse veririz.” dedim. Şöyle 3-5 gün kutu kasada kaldı.” Dedi.  
 
“Belediye de Encümen toplantısında açmak istedi, ama kutuyu açamadı” 
 
Hamido’nun belediyeye gelmesinin adından kutunun Encümen toplantısında kendisine teslim edildiğini belirten Şavata şöyle devam etti, “17 Nisan Pazartesiydi, başkanımız geldi. Mutemet Encümen toplantısında getirdi. Paketi aldık, beklettik, Encümendeyiz, 7 kişiyiz. Hoşhanlı amcamız var, Nazım Aydoğan var, Şoför İsmet var,  ben varım, mutemet var, bir kişi daha var, Mehmet Perçin, Oda CHP tarafından sürülmüş, O’nu Belediyeye alaki kurtara. Bir yere sürüyorlardı, orada da hallediyorlardı. Bizim gençliğin böyle sıkıntıları da vardı. Kutuyu eline aldı, baktı; “Kasım Önadım çikolata göndermiş torunlara, açayım size de vereyim” dedi. “Kilitliymiş” dedi. Kilitte yandaymış, yapıştırmışlar bulamadı. Açmak için elini cebine attı, bıçağı da bulamadı. Meğer bıçakta yeleğinin cebindeymiş. Sonra gördüm onu ben. Kutuya baktı, sonra “Kutuyu bozmayalım, ben sonra açarım” dedi. Açmadı, açsaydı biz beraber şehittik. Sonra eve gitti.” 
 
“Vali, İçişleri Bakanı ile görüştükten sonra yüzü bembeyaz oldu” 
 
Olayın yaşandığı gece Valiliğe çağrıldığını anlatan Şavata şöyle devam etti, “Hamido, şehit olduktan sonra Vali Cahit Bayer beni çağırdı. Gece, dışarıda kalabalık ve bağırtılar var. Dedi ki, “Şu bağıran adamları susturamaz mısınız?”  Vali beye, “Bizim başkanımız torunlarıyla şehit olmuş, ben bu kalabalığın önüne çıkarsam beni parçalarlar. Devlet sizsiniz”  dedim. Yanım da İçişleri Bakanı İrfan Özaydınlı’yı aradı, konuştu, anlattı. İçişleri Bakanı İrfan Özaydınlı bir şey söyleyince Vali beyin rengi beyazlaştı, buz gibi oldu. Ben, “Ne oldu sayın valim” dedim. Vali bey, “Yav diyor ki bir şey olmaz.” dedi.  Vali Bey Bülent Ecevit’i aradı, oda aynısını söyledi; “Bir şey olmaz.” Ben Vali beye, “Ben belediyeme hakim olacam, benim şehitlerim var onları kaldıracam, Allah bize yardım etsin” dedim.” 
 
“Malatya’yı Belediye karıştırdı” diyeceklerdi. Onu diyemediler.” 

Malatya Belediyesinin olayların içine çekilmemesi için çok dikkatli hareket ettiklerini de anlatan Naci Şavata, “Bir belediye elemanın o günkü o hareketlerin içine girmesi bizim belediyemizi perişan ederdi. 3 gün belediyemizin kapasını kapattık. Memurlara da dedik ki, “Herkes masasında olacak, kontrol edeceğiz. Kalabalık belediyenin önünde oturdu. Belediyedeki anons odasını ele geçirdiler. Burada Kur’an-ı Kerim okudular. Herkes oturdu hüngür hüngür ağladı. Ellerinde o mikrofonu alamadılar, eğer orada ben gidip mikrofonu almasaydım, “Orada idare edildi, Malatya’yı Belediye karıştırdı” diyeceklerdi. Onu diyemediler. “ şeklinde konuştu. 
 
“Biz suikast bekliyorduk…” 
 
Şavata, “Biz suikast bekliyorduk, 1 ay önceden Almanya’da bir dostu geldi. Benimde yanıma uğradı, ‘Naci dikkat edin Hamido’ya suikast hazırlanıyor. Sağdan –soldan soruyorlar, halkın çok sevdiğini biliyorlar ve hedef.” dedi.  
 
“Bugünkü Mezarlık yerini 15 gün önce gösterdi” 
 
Bugünkü şehir mezarlığı yerinin Hamido tarafından tespit edildiğini de anlatan Şavata, “Mezarlık yeri bugünkü onbin konutların yeriydi. Hamido , “Orası mera, biz yeni bir yer bulacağız” dedi.  Dağı-taşı gezdi şimdiki mezarlığın yerini buldu. Şehit olmadan 15 gün önce Encümen de haritayı açtırdı, “Bak Naci dedi, buradan ta Kaynarca sırtlarına kadar burası ağaç yetişmeyen, büyük bir arazi, biz burayı hem yeşillendireceğiz, hem de mezarlık yapacağız” dedi.” ifadelerini kaydetti.  
 
 Hamido’nun Yeni Camii Şadırvanlarının suyu için verdiği söz  
 
Naci Şavata, Hamido’nun verdiiğ bir sözün ve gerçekleşmesini ise şu şekilde anlattı,  

“Seçim zamanında bir anımı anlatayım.  

Seçim zamanında Çarmuzu Mahallesine gitmişiz.  Toplamış milleti. 

Hamido, “Eyy Ahali, isteyin benden ne isterseniz” dedi. Çünkü o dönem varoşlar hep bakımsız, su yok, elektrik yok, yol yok, otobüs yok, çamur derya içinde. 

Orada bir amcamız kalktı, dediki; “Hamido biz senin ne kadar yiğit olduğunu biliyoruz. Sen, ‘Varoşlara bakacam, çevreden Malatyalı kuşatacam’ diyorsun. Bizde hakkımıza razıyız. Ama senden özel bir isteğim var.” 

Hamido; “Buyur” dedi. 

Yaşlı amca; “Yeni Camii’nin şadırvanında su akmıyor. Sen Reis olunca o suyu akıtacak mısın” dedi. 

Hamido; “Tabii” dedi. 

O sırada su yok. Sonra biz Horata Apartmanı’nın (Fuzuli Caddesin, Tek Mezar Camii’ne giden sokak başındaki apartman) altında bulup getirdik Hamido’dan sonra. O şadırvanlarda o suyu akıttık. O çeşmelerde akan su da o su. Hamido’nu sözü yerde kalmadı.” 

Haber-Foto: Burhan Karaduman