Derdimizi anlatamadık

Battalgazi ilçesine bağlı, Şehit Fevzi Mahallesi Resmi Gazete'nin 28 Haziran 2020 tarihli Cumhurbaşkanı Kararı ile 'Riskli Alan' ilan edilmişti. Mahallede, riskli alan çalışması kapsamında 15 gün içerisinde evleri boşaltın tebligatının asılması vatandaşı isyan ettirdi. Mahalle sakinleri, dertlerini kimseye anlatamadıklarını vurgulayarak, kentsel dönüşümü istemediklerini söylediler.

Youtube Kanalı
Youtube Kanalı
Abone Ol
Derdimizi anlatamadık

Malatya'nın Battalgazi ilçesi Şehit Fevzi Mahallesi sakinleri,  mahallede, riskli alan çalışması kapsamında 15 gün içerisinde evlerinizi boşaltın tebligatının gönderilmesine tepki gösterdiler. Önce muhtarlık binasına gittiklerini kimsenin kendileriyle ilgilenmediğini söyleyen mahalle sakinleri, daha sonra ise AK Parti Battalgazi İlçe Başkanlığının önünde toplanarak, seslerini duyurmaya çalıştılar.

Bir muhatap bulamadık

Konuyla ilgili gazetecilere konuşan mahalle sakinlerinden Mehmet Ceylan Çelik,  kendilerine hiçbir bilgilendirme yapılmadan tebligat gönderildiğini belirterek,  "15 gün içerisinde bütün borçlarınızı ödeyin. Evleriniz terk edin. Terk etmezseniz kolluk kuvvetleri aracılığıyla sizi evlerinizden çıkaracağız.  Bizde Battalgazi Belediye Başkanı Osman Güder ile görüştük.  Bize dedi ki '2 ay içerisinde ne olursa olsun çıkacaksınız, siz evinizi terk edin ondan sonra sizinle anlaşacağız'. Bizde bunu kesinlikle kabul etmiyoruz. Talebimiz, evimizin değerini, nereye gideceğimizi, nasıl gideceğimiz konusunda bilgilendirilmek istedik. Bir muhatap bulamadık.  Muhatap istiyoruz. 2 ay içerisinde evimi terk ettikten sonra anlaşmaya ne gerek var. Anlaşmasam kamulaşmaya gideceklerini, zorla çıkartacaklarını söylediler bize. Hiç kimsenin haberi yok. 10 kişi harici kimsenin haberi yok. Milleti bilgilendirsinler.  Yanımızda olsunlar. Tek muhatabımız Osman Güder, TOKİ istemiyoruz. Kentsel dönüşümü istemiyoruz. Burada yaşayan vatandaşların yüzde 80'i istemiyor. Osman Başkan da bunun farkında.  Başkan gelsin dinlesin ama dinlemek istemiyor. Derdimizi anlattık dinlemiyor.  Yanımızda olsun, yanına kadar gittik bizi dinlemedi.  Gelip bizi bilgilendirsinler, istemiyoruz, iptali olsun ama bilgimiz yok" dedi.

Belediye başkanları bizi kandırıyor

'Belediye başkanları bizi kandırıyor ' diyen mahalle sakin Mustafa Yılmaz ise, "Bizim yaşlılarımız var. Anne babamız hasta onlar yerinde kalkamıyor. Belediye başkanları bizi kandırıyor. Biz kesinlikle böyle bir şey istemiyoruz. Evlerimiz sağlam, sadece 3 ev yıkıldı. Onlarda bilinçli bir şekilde yıkıldı.  Muhtarla görüşmek için burada toplandık. Oda gelmiyor, gitmiyor, kaç gündür hiç ilgilenmiyor.  Muhtar bizi savunması gerekirken, muhtar yok. Biz kendi evlerimizin yıkılmasını istemiyoruz. İptal edilmesini istiyoruz" diye konuştu.

Çadırda mı yaşayalım

Mahalle sakini Muharrem Güçer de, "‘Evinizi 15 gün içerisinde boşaltın, boşaltmadığınız takdirde kolluk kuvvetleriyle sizleri evinizden çıkaracağız, olmadı 3 gün içerisinde elektrik, su, doğal gaz kesintisi yapacağız’ demişler. Zorbalıkla. Kardeşim sen benimle oturup konuşmadın. Evine karşılık ev vereceğim demedin. Veya sen bana bu kadar borçlusun demedin. Sen kimi kimin tapulu evinden zoraki çıkarıyorsun? Biz ‘Cumhuriyet rejimine değil de, Komünist rejimine mi geçtik’ diye düşünüyoruz. Buradan Sayın Cumhurbaşkanına sesleniyorum. Buradaki insanlar fakir insanlar, buradaki insanlar işçi, amele insanlar, bu insanlar bu saatten sonra ağır borç yükünün altına giremezler. Biz çadırda mı yaşayalım? Pandemi sürecinde bize ’15 gün içerisinde evi boşaltacaksınız’ diyorlar. Bu mahallenin yüzde 80’i karantinada. İnsanlar dışarıya çıkamıyor. Siz kimi tapulu malından çıkarıyorsunuz? Sayın Belediye Başkanına sesleniyorum. ‘Ben bu işe başımı koydum’ diyorsun, sen bu işe başını koydun da gel buraya halkla birebir konuş. Muhtar, ortalıklarda yok. Sen bir seçilmiş insansın, sen bu mahallenin mülki amirisin. Sen bu halkın başında olacaksın. Seni Osman Güder, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı seçmedi. Seni bu halk seçti. Hani nerede muhtar, yok. Diğer muhtara muhtarlığın kapısını aç diyoruz, muhtar kapıyı açmıyor. Bu muhtarlık halkın yeri. Burası senin tapulu malın mı?" şeklinde konuştu.

Bize darbe yapar gibi ‘evinizden çıkın’ diyorlar

Mayıs ayından bu yana bu proje tartışıldığına dikkat çeken mahalle sakini Merve Güler ise, "Biz yetkili hiç kimseyle görüşmedik. Yetkili hiç kimse bize gelip evinizin değeri şu demedi. Gelip ‘15 gün içerisinde çıkacaksınız’ diyorlar. Bunu hazırlayanlar çoluk çocuk mu? Tebligat böyle hazırlanmaz. En az 60 gün süre tanınır. Bu tebligatı kimin hazırladığını bilmiyoruz. Evimizin değeri biçilmeden, sanki bize darbe yapar gibi ‘evinizden çıkın’ diyorlar. Evinizin değeri nedir, hiçbir yetkili bizimle görüşmüyor. Bu evin değeri nedir, hiçbir yetkili bizimle görüşmüyor. Evi satacak olan biziz, ‘çevre ve şehirciliğe siz gidin, şuna siz gidin buna siz gidin’ diyorlar. 15 gün içerisinde kim kimi çıkartabiliyor? Bu bizim tapulu malımız. Eğer burası riskli alansa evimi yıkarım, bahçe yaparım. Bizi ikna etmeleri gerekiyor" dedi . 

Bu nasıl kanun, bu nasıl adalet

Mahalle sakini Zeynep Akkaya ise, "Benim evimin arızası yok. Bize bir hak tanısınlar. Bizi yerimizde bıraksınlar. Bizi mağdur etmesinler. Benim kimsem yok. Ben şeker hastasıyım. Kolesterolüm var. Mide hastasıyım. Ben bu halde nereden gidip de ev bulacağım. Vicdanlı olsunlar. Bu kadar insafsızlık olmaz. Önce mağduriyetimizi gidersinler. Benim gibi hasta olan binlerce insan var. Yazık, günah. Bu ev yıkma ne demek? Korona’dan dolayı kapıya çıkamıyoruz.  Bu nasıl kanun, bu nasıl adalet? 4 kişinin yüzünden biz ortada kaldık. Böyle kanun olmaz. Malımızın değerini verip, kendi elleriyle bizi bir yere yerleştirsinler. Bizi ortada bırakmasınlar. Torunum 2 ay ev bulamadı. Ev yok. Biz 15 günde nasıl ev bulacağız? Ben aylık bin lira maaş alıyorum, kirayı nasıl ödeyeceğim? Merhamet etsinler, bize hak tanısınlar. Yeter artık" ifadesini kullandı.