Yılmaz Vural'dan tokat gibi yanıt

Türk Futbolu'nun en renkli isimlerinden teknik direktör Yılmaz Vural 'Taraf olmayan bertaraf olur lafı var ya, futbolda çok geçerli' diyerek tüm dikkatleri üzerine çekti.

Yılmaz Vural'dan tokat gibi yanıt

Türk futboluna yıllardır hizmet eden ve birçok takımda görev alan 70 yaşındaki Yılmaz Vural SÖZCÜ TV’de Simge Fıstıkoğlu’nun konuğu oldu.

Futbol ve siyaset ilişkisine dair önemli açıklamalar yapan Vural şöyle konuştu:

Son yıllarda maalesef futbol çok siyasallaştı. Taraf olmayan bertaraf olur lafı var ya, futbolda çok geçerli. Biz de tarafsız kalmaya çalışıyoruz. Spor ve siyaset olmaz diye düşünenlerdenim ben. Çünkü bizi sağcısı da, solcusu da, muhafazakır da, hepsi bize sempatiyle bakıyor. Spor adamı yapmamalı diye düşünüyorum. Sanat ve spor bu konuda biraz daha nötr kalmalı. Tabii ki bir tane oyum var. Neyse siyasi görüşün verebilirsin.

NEDEN KAYPAK DAVRANIYORSUN

Bir düşünce de var, niye kaypak davranıyorsun, deklare etsene siyasi düşünceni haykırsana diyen bir grup da var. Onlara göre doğrudur. Ben doğru bulmuyorum. Çünkü stadyuma gelenler arasında her türlü insan profili var. Sağcı var, solcu var, muhafazakar var, müslüman var, gayrimüslim var, profesör var, öğrenci var, işçi var, golden sonra birbirine sarılıyor hepsi.

Kimse orada farklılıkları konuşmuyor ki. Tuttuğu takım başarılı veya başarısızsa farklı duygulara götürüyor. Dışarı çıksın, siyasi görüşüne ters bir şey olsun, kavga eder biraz evvel sarıldığıyla. Bu iş bu.

KENDİ YORUMUM BANA YETER

Bir sürü farklı partiden milletvekili olma durumum olabilirdi. Ben hiç istemedim. Yorumculuk bana saçma geliyor. Boş muhabbet. Oynanmış maçı sabahlara kadar bir daha anlatıyorsun. Pratiğin içindesin, federasyonu eleştiriyorsun, oyuncuyu eleştiriyorsun sonra antrenörü oluyorsun. Kimseyi kaybetmek istemiyorum. Profesyonel başka bir iş.

Yorumu da ortadan yapamazsanız, neyse onu yapacaksın. En iyisi katılmayayım dedim. Maçı izliyorum kendi yorumum yeter bana. Başka şeyler konuşuyorlar, fazla magazinleşiyor. Futbol programından çıktı, şova döndü. Hepsi benim arkadaşım. Zaten bir yerde oturup aynı muhabbeti yapıyorum.

RONALDO MU? MESSI Mİ

Bir Ronaldo, bir Messi’nin sosyal medyasından tutun da, her şeyini yönetecek, yemesi içmesi, sosyal hayatı. Böyle birisi var mı Türkiye’de bilmiyorum. Böyle birisi yok, olması lazım. 5 milyon Euro kazanıyorsun ya.

Artık kendine özel birini tut, imaj maker senin kıyafetinden giysine seni yönetecek birini bul. Fatih hoca bu konuda aramızda en fazla aşama göstermiş insandır. Zaman zaman İtalyanca demeç veriyor, giysilerine bak çok janti. Mimik, jest… Öğretilen bir şey var yani belli.”

TERİM UEFA ŞAMPİYONU OLDU DİYE

Türkiye’de antrenör olmak yalnız kendi becerinle, başarınla olacak şey değil. Birileri olması lazım. Birileri sana git, dur, bekle, şimdi çağır demesi lazım. Bizde maalesef pazarlama denilen şey sınıfta kalmış. Yurt dışına Türk antrenör pazarlayamıyoruz.

Fatih Terim İtalya’ya gitti, UEFA şampiyonu oldu diye. Arkasında ona destek veren önemli bir insan grubu vardı. Oraya onu pazarlaması mümkün olacak. Şimdi Erol Bulut Cardiff City’ye gitti. Acayip mutlu oldum.