Yıkımı görmek için Malatya'ya gidilmeli
Depremin vurduğu kentleri gezen Yenişafak yazarı Ersin Çelik, Malatya'yı ziyaret etti. Çelik, Malatya'daki ağır yıkımın görülebilmesi için kente gidilmesi gerektiğini vurgulayarak, 'Yıkılmamış lakin içleri viran olmuş evlerin şehri Malatya. Depremin üzerinden 130 gün geçti. Hâlâ felaketin boyutlarını anlatmak için kelimeler yetmiyor. Özellikle de Kahramanmaraş, Adıyaman, Hatay ve Malatya'yı. Ancak Malatya'da farklı bir durum var. Uzaktan bakınca sanki çok az hasar görmüş, çok fazla yıkım olmamış, binaların, mahallelerin, semtlerin ayakta olduğu bir şehir görüntüsü veriyor Malatya. Ancak sokaklarını dolaşınca manzara değişiyor' dedi.
Yenişafak yazarı Ersin Çelik, Malatya ziyaretini köşesine taşıdı. Çelik, kentteki yıkımın şehri gezince ortaya çıktığını söyledi. Şehri gezen vatandaşlarla sohbet eden Çelik, kentte birçok binanın yıkılmadığını ancak ağır hasarlı olduğunu belirterek, “ Şehrin ayakta kalan görüntüsüne aldananları ise “Bu şehirde deprem oldu, Malatya içten içe yıkıldı” dercesine öyle yerinde duran Yeni (Teze) Cami’nin enkazı ve yarım minareleri ikna ediyor. Malatyalılar en çok da bu “yıkılmamış gibi görünen” hallerinden dertliler. Kamuoyunun görüntüye aldandığını ve şehirlerinin depremi hafif atlattığı kanısının oluştuğunu düşünüyorlar. Oysa resmi rakamlara göre Malatya’da yıkık, acil yıkılacak ve ağır hasarlı 43 bin bina var. Yaklaşık 7 bin binanın enkazı kaldırılmış. Yani, dışarıdan bakınca hiçbir şey olmamış gibi görünen 35 bin bina daha yıkılıp, enkazı kaldırılacak. Malatya’nın genel görünümü işte o yıkımlar bitince ortaya çıkacak.
Virane de olsa Malatya’da yollar hep eski Şire Pazarına çıkıyor
Malatya, kendi ekonomisiyle var olan şehirlerden. Geçim kaynağı kayısı. Ticaretin kalbinin attığı Şire Pazarı ise tamamen yıkılmış. Malatya’ya yolu düşenlerin mutlaka uğradığı Altınkayısı Sokağı’ndaki dükkânlar artık yok. Ancak yollar yine Şire Pazarı’nın olduğu yere çıkıyor. Esnafın bir kısmı kendi imkânlarıyla tezgâhlarını açmaya başlamışlar. Pazar tezgâhı gibi dursalar da aslında eski dükkânlarının olduğu yerde ekmek paralarını kazanmanın derdine düşmüşler. Bağdatlılar Kuruyemiş’e girdim. Hem kayısı aldım hem konuştuk. Malatya’da kiminle konuşsam önce şükür ediyor, sonra da varsa şikâyetleri, dertleri anlatıyor. Depremin vurduğu bir şehirde dertsiz, sorunsuz insan olmaz zaten. Kayısıyı bu sene hem don vurmuş hem de yağmurdan dolayı dalında çürümüş. Konuştuğum esnaf fiyatların çok arttığını söyledi. Bu arada şehir dışına kargoyla sipariş göndermeye başlamışlar. Malatya kayısısı isteyenler ellerini çabuk tutsunlar. Stoklar önceki seneler gibi değil. Şire Pazarı esnafının tek bir beklentisi var, çarşının aynı yere kurulması ve bunun hızla yapılmasını istiyorlar. Çünkü virane de olsa Malatya’da yollar hep eski Şire Pazarına çıkıyor.
Malatya deprem şehri, Malatya yaralı
Depremde vefat edenler için Kur’an-ı Kerim okundu, dualar edildi. Haliyle gözler yaşardı. Lakin hayat devam ediyor… Konteynere taşınmanın ne kadar mühim olduğunu ancak günlerdir çadırda yaşayanlar bilir. Şimdi geçici de olsa etrafı çevrili, kendine ait banyosu, tuvaleti olan bir yapıya geçiyor insanlar. Bu aşama bir moral aynı zamanda. Değişimin, dönüşümün habercisi. Çünkü sonrası kalıcı konutlar olacak. Binaların yapımına başlanmış ve bloklar görünmeye başlamış. Malatyalılar çalışma temposunun seçim öncesinde olduğu gibi yüksek olmasını istiyorlar. 28 Mayıs’ta Cumhurbaşkanı Erdoğan’a verilen yüzde 72’lik oy ise en büyük güvenceleri. Malatya halkı Erdoğan’a güveniyor. Bu konuda çok netler. Bir hususun altını ise ısrarla çiziyorlar; “Bizi unutmasınlar. İhmal etmesinler. Malatya deprem şehri. Malatya yaralı… Bizim bir an önce ayağa kalkmamız lazım.” Fırsat buldukça deprem şehirlerine gidiyorum. Malatya’daki manzara çok ağır ama bunu görmek için oraya gitmek gerekiyor. Nasip olursa birkaç ay sonra yeniden gideceğim. Umarım gözle görülür bir dönüşümü görmek ve aktarmak nasip olur” ifadelerini kullandı.