Zeki Taşkıran

Sorun anayasa mı, yoksa zihniyet ve uygulama mı?

Zeki Taşkıran

Günlerdir Yeni bir Anayasa, vesayetten uzak milli irade ile hazırlanacak bir anayasa muhabbeti gündeme oturdu. Ama bu çok sürmedi, daha doğrusu millette bir heyecan yaratmadı. Çünkü 20 yıldır sürekli Anayasadan bir şeyler değiştirildi durdu, Yasalar binlerce değişikliğe uğradı. Güzel ve yerinde değişiklikler de oldu. Eksikleri ile beraber Anayasa, Demokratik düzende ihtiyaçları karşılar hale geldi neredeyse! Lakin tüm değişikliklere rağmen gelinen noktada baktığımızda durum hep aynı. İnsanların yada devletin işlerinin yürümesi aynı, değişen bir durum yok gibi. 

Anayasada bir devrim olarak getirilecek ne olabilir Allah aşkına! Anayasada demokrasi deseniz var, temel hak ve hürriyetler var, hukuk devleti var, eşitlik var, liyakat var, rüşvet yasak, torpil yasak, Cinayete müebbet var……! Var da var. Değerli kardeşlerim bizim Türkiye Cumhuriyetinin, ilk kurulduğu günden bu yana en büyük sıkıntısı en büyük sorunu ve lider ülke olmasının önünde ki en büyük engel: Zihniyet ve Uygulama Sorunu. Cumhuriyet döneminde o zamanın CHP’si ne yapmak istemişse nasıl yükselmek istemişse o şekilde ucu açık mevzuatla atını oynatmış, mütedeyyin ve inançlı kesimi ezmiş, haklarını elinden almış, dışlamış, ötekileştirmiş…..vs. Yıllar boyu Askeri ve Yargı vesayeti ile bu ülkeyi mahvetmiştir. Daha sonra rahmetli Menderes ile bu ülke insanı bir çıkış aramış belli bir iyileşmeden sonra bunun da önü kesilmiştir. Akabinde bu vesayetin gölgesinde gelen iktidarlar, iktidarlarını korumak amacıyla kendi yandaşlarını, ehliyet ve liyakate bakmaksızın hak ve vicdan gözetmeksizin bürokrasiye yerleştirmiş, kendilerine muhalif olanları ise ötekileştirerek, sindirerek susturmuşlardır. 

Merhum Erbakan Hoca bu süreklilik arzeden zihniyeti ortadan kaldırmaya çalışmış, bunu gören aşşağılık hain menfaat çevreleri 28 Şubatla bunu engellemişlerdir. Daha sonrasında Ecevit-Bahçeli-Mesut Yılmaz koalisyonunun bu ülkeye yaşattıkları zaten herkesin malumu. 28 Şubat sonrası süreç çok çetin geçmiş ve Erdoğan bu zihniyeti, bu vesayeti bitirmek için FETÖ ile ittifak yaparak yola çıkmış, dahası sol vesayet bitirildikten sonraki aşamada belki de hayatının en büyük hatasını yaparak bu vatan haini yapıya çok yetkiler vererek ipin ucunu kaçırmış ve 15 Temmuza neden olunmuştur. Bu zihniyet bürokrasi ve yargıyı ele geçirmek için CHP zihniyeti gibi “benden olmayan olmasın” diyerek hareket etmiş ve milleti ötekileştirerek, ayrıştırarak ülkeyi de kaosa sürüklemiştir. Allah’ın yardımıyla 15 Temmuz bastırılmıştır. Bu kez de bu yapıyı bitirmek için MHP ile Cumhur İttifakı kurmuş, karşı cenah ise Millet İttifakı kurmuş ve bu millet belki de tarihte ilk kez bu kadar keskin bir şekilde ayrıştırılmış ve ötekileştirilmiştir. Cumhur İttifakı da aynı zihniyetle yola devam etmiş ve benden olmayan olmasın zihniyeti ile bürokrasiye, yargıya kendinden olanı yerleştirmiş ve liyakat, karakter, hak, vicdan kenara bırakılmıştır. Yani neredeyse bir asırdır aynı zihniyet devam etmiş, gelenler kendinden olmayana neredeyse yaşam şansı vermemiştir. Her gelen, kendinden olanı, kendine hizmet edecek olanı almış diğerlerini devre dışı bırakmıştır. Bu, hala böyle devam etmektedir. 

Değerli kardeşlerim, gördüğünüz gibi sorun Anayasa değişikliği ya da binlerce yasa değişikliği sorunu değil; sorun zihniyet ve uygulama sorunudur. Bunu aşmanın yolu da Ahlak ve maneviyatı, vicdanı yüksek, karakteri düzgün, vatan ve millete gerçekten aşık bir zihniyet, bir nesil yetiştirmek ve bu nesli, ülke yönetiminde muktedir kılmak ile mümkündür.    

Yazarın Diğer Yazıları