Vahdettin Yiğitcan

Zincir Marketlerin Freni Patlamış Kâr Hırsı

Vahdettin Yiğitcan

Ülkemizde yaklaşık 25 yıllık bir maziye sahip zincir marketlerin geçmişi.

İlk faaliyete geçtiği senelerde halk tarafından perakende piyasasına bir standart ve hizmet kalitesi getirmesi nedeniyle ilgi ve beğeniyle karşılandılar.

Aynı zamanda uzunca bir dönem boyunca önemli oranda ucuzluğun da adresi olmayı başardılar.

Ucuzluğun yegâne adresi oldukları fikrini halkın bilinç altınca kanıksanmasını sağladılar. Halkın güvenini kazanmış olmaları bu zincir marketlere sorgusuz sualsiz ve de sınırsız bir davranış alanı kazandırdı. 

Ticari alanda el atmadık bir alan bırakmadılar.

Tuhafiyeden kırtasiyeye, beyaz eşyadan zücaciyeye, telefon operatörlüğünden nalburiyeye kadar aklınıza gelebilen her alanda söz sahibi oldular.

Ülke genelinde ahtapot misali uzanan kollarıyla yıllar içinde seksen bir şehrimizin en ücra köşelerine kadar şubelerini yaydılar.

Bu durum karşısında mahalle bakkalları, tuhafiye dükkanları kırtasiyeler iş yapamaz hale geldiler. Özellikle bakkal esnafı yok olma gerçeğiyle karşı karşıyalar. 

Her yıl ülkemizde Eylül ayında büyük bir hasret ve saygıyla Ahllik haftası kutlanır, ahilik ahlakı hatırlanır, evet sadece ahilik ahlakı hatırlanır, anlatılır, hepsi o kadar. Ahiliğin yaşatılması sadece konuşmalarda kalır. Daha sonra hatırlanmaz bile...

Zincir marketlerin ülkemizde çığ gibi büyümesi ve ahtapot kolları gibi en ücra mahallelerimize kadar uzaması esnaf sınıfımızın "Ahilik Ahlakı"nı terk etmesi nedeniyledir. Aslında esnafımız "velinimetim" dediği müşterisine karşı hakkaniyetli ve saygılı olmuş olsaydı zincir marketler hiç bu kadar yayılım gösterebilirler miydi?

Maalesef, istisna sayılabilecek örnekleri tenzih ederek söylüyorum genellikle esnafımız güvenilirlik vasfını kaybetmiştir. Affınıza sığınarak söylüyorum, amiyane tabirle müşterisini kazıklamayı kâr zannetmektedir.

 Hükumet Gürlüyor Ama Yağmıyor!..

Ülkemiz vergi gelirleriyle ayakta duran bir yönetimle idare ediliyor. Doğal kaynaklar açısından zengin değiliz. Enerji tüketimimizi dışarıdan ithal ederek sağlıyoruz. Zamanında sanayileşemediğimiz için mevcut sanayimiz katma değeri yüksek ürünler üretmekten çok uzak. Artan ihracatımız ne yazık ki ithalata dayalı bir yapı arzettiğinden arzu edilen karlılığı gerçekleştiremiyor.

Böylesi bir çıkmazın içinde çırpınan yönetimimizin elinde kala kala vergi dediğimiz bir imkân kalıyor. 

Vergi geliri ve tahsilatı açısından zincir marketler hükümetlerin muhatap azlığı ve toplu ödeme alması bakımından işine geldiği için tercih edilen mükellefler konumundadır. 

Koronavirüsün yol açtığı pandemi nedeniyle yaklaşık iki yıl kapanan tüm dünya ülkeleri çok derin bir ekonomik açmazın içine sürüklendiler. Üstüne üstlük Putin Rusya’sının Ukrayna'ya karşı başlattığı savaş dünya ölçeğinde yaşanan ekonomik krizi daha da çekilmez hale getirdi.

Bu durum ekonomik açıdan ülkemizde de hayatımızı altüst etti...

Dünyanın yaşadığı ekonomik krizin ülkemize yansıması, zincir marketlerin eliyle kendi lehlerine fırsatı ganimete çevirmelerine yol açtı.
İğneden ipliğe aklınıza gelebilecek her emtiaya fahiş zamlar yapılarak çarşı ve pazarımız adeta alım gücümüz bakımından yangın yerine çevrildi.

Özellikle temel gıda maddeleri ve sebze meyve ürünleri satın alınamayacak düzeyde zam kasırgasına maruz bırakıldı.

Hükumet bu durum karşısında Katma Değer Vergilerinde indirime gitti. 

Geçici anlamda bir miktar piyasaya olumlu yansısa da bu iyileştirme uygulaması ancak iki hafta sürdü. KDV indirimiyle fiyatı düşen ürünler yeniden zamlanmaya başladılar.

 Hükumet kendi gelirlerinden feragat ettiyse de özel sektör olarak zincir marketler zam furyasına devam ediyorlar.

Hükumetin marketlerdeki raf etiket kontrolleri sadece zevahiri kurtarmak adına usulen yapılan denetim gösterisinden başka bir şey değil. 

Hükumet gerçekten zor durumda, bir yanda geniş halk kitlelerinin memnuniyetini sağlayabilmek diğer yanda zincir marketleri incitmemek gibi bir işin içinden çıkmak zorunda.

Hülasa zincir marketler bildiğini okuyor ve zam yapmaktan zerrece geri durmuyorlar. 

Zincir Market Çalışanları Çağdaş Köleler

Zincir marketlerin kuruluş ve çalışma mantığında en az elemanla asgari harcama ve masraf ile uygun fiyatla bol bol satış yapmak ve azami kârlılığı sağlamak.

Zincir marketler ilk açıldığı yıllarda zikrettiğim anlamda makul bir işleyişle hem halkın teveccühünü kazandılar hem de kârlılıklarını sağladılar...

Aradan çeyrek asır geçti, yıllar içerisinde onbinlerce şubeleriyle ülkemizin en kılcal damarlarına kadar yayıldılar.

Bu akılalmaz büyümelerini vatandaşlarımızdan elde ettikleri kazanç ile gerçekleştirdiler. Kimse kalkıp da bunların hayır için açıldıklarını söylemesin.

Yurdumuzun her köşesine yayılmalarının sonucunda yerel esnaflarımız iş yapamaz hale geldiler. 

Piyasayı ele geçiren zincir marketler artık tek belirleyici konumundalar ve zımni anlamda kartelleştiler.

İstedikleri gibi hareket etme serbestiyeti kazandılar. Yegâne piyasa gücünü kendileri temsil ediyorlar.

İlk yıllarda belirli bazı ürünleri satarlarken şimdilerde binlerce ürün raflarında boy gösteriyor.

Çalışanlarına gelince onların durumu içler acısı, maaşları asgari ücret.

İş saatleri esnek çalışma sistemi ile fazla mesai ücreti ödenmiyor.

Yemek ve yol ücretleri ancak bir meyve suyu ve bir paket bisküvi alabilecek miktarda.

Günlük iş yükü iki ya da üç kişinin omuzlarında, oluk gibi akan müşterilerin isteklerini yerine getirmekle mükellefler. Soluk alacakları vakitleri yok. 

Hilafsız üç günde bir zamlanan fiyatların etiketlerini değiştirmeye yetişemiyor zavallı çalışanlar. Bu yüzden sürekli müşterilerle karşı karşıya geliyorlar. Direnen müşterilerin fiyat farklarını ceplerinden ödemek zorunda kalıyorlar.

Kimi zincir marketler "Cuma Namazı" vaktinde sırf Cuma günleri laiklik ilkesi incinmesin diyerek öğlen tatili kamuflajıyla kapanıyorlar. Belli ki bu zincir marketin sahipleri dindar patronlar, o patronlara dinimizin bir emri olan çalışanlarına yediğinden yedirecek, giydiğinden giydireceksin ilkesini hatırlatırız.

Hülasa, zincir market çalışanları şu işsizlik ortamının mecburi çağdaş köleleri olarak çalışmaya icbar edilmiş "iş bulmuş" şanslı işçileridirler.

Yazarın Diğer Yazıları