Vahdettin Yiğitcan

Yerel Değerlerimiz Mahalle Esnafımız

Vahdettin Yiğitcan

İletişim çağının baş döndürücü hızı karşısında dünya küçük dilini yutmuş durumda...

Bir şekilde internetle irtibatlı olanlar istemedikleri kadar gerek malumat gerekse de bilgi anlamında sınırsızca haber ve dokümana saniyeler içerisinde ulaşabilmektedirler...

Ayrıca, bir yerde yaşanan bir olay yada ilginç bir haber sıcağı sıcağına anında dünyanın gündemine düşmekte...

Yeryüzünde internetten habersiz, olsa olsa, elektrikten mahrum bir avuç ücra kabileler dışında hiç kimse kalmamıştır.

Bu durum insanlığa bambaşka ufuklar açtı, olumlu ve olumsuz etkileri daima tartışmaya açık vede tartışılacaktır...

Olumsuz etkilerinin başında yerel değerleri giderek silikleştirip yok etmesi geliyor.

Geçtiğimiz yıl Çin'de baş gösteren koronavirüs salgını çok kısa bir sürede dünyanın her tarafına yayıldı...

Salgının yol açtığı ilk etkisi, ülkeleri kendi içlerine kapanmakta görüldü.

Kendi içlerine kapanan devletler bu kez sağlık ve gıda güvenliği bakımından kendi kendine yeterliliği konusunda derin bir muhasebe yapmak durumuyla karşı karşıya geldi...

Bu günlerde devletlerin yaptıkları hamasi açıklamaların aksine salgın nedeniyle, dünya ekonomisi ve ülkelerin ulusal ekonomileri kısa sürede telafi edilemeyecek derecede ağır tahriplere maruz kaldı... Zaman içerisinde etkilerini her alanda göreceğiz.

Ülkemizde de küçük ve orta ölçekli işletmeler çok ciddi bir şekilde salgının önlenmesi anlamında alınan tedbirler dolayısıyla iş kaybı yaşayarak maddi zararlarla karşı karşıya kaldılar.

Bir tek, kuru gıdadan zücaciyeye, beyaz eşyadan tuhafiyeye, sebze ve meyvecilikten kırtasiyeye uzanan binlerce çeşit ürün zenginliğiyle faaliyet gösteren, en ücra ilçelerimize kadar ulaşmış mağazalar zinciri koronavirüs salgınından karlı çıktılar...

Buna karşın mahalle esnafımız bakkallar ve küçük ölçekli işletmeler salgının etkisi nedeniyle kapılarına kilit vurmak tehlikesiyle karşı karşıyalar.

Vatandaşlar olarak bizlere düşen görev, bu zor zamanlarda içimizdeki esnafımıza insanımıza sahip çıkmaktır.

Bu çerçevede Malatya Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Oğuzhan Ata Sadıkoğlu'nun şu çağrısına kulak verelim: 

"Binlerce hanenin geçimini sağlayan bu işletmeler(bakkallar, kasaplar, manavlar, zücaciyeciler, kırtasiyeciler, tuhafiyeciler v.b) hepimizin komşusu, akrabası, arkadaşı. Bu noktada vatandaşımızın, kültürümüzde bulunan dayanışma bilinci ile özellikle yereldeki küçük ve orta ölçekli esnafın yanında olmasının, harcamalarını yaparken bu konuda hassasiyet göstermesinin oldukça önemli olduğunu düşünüyor, bu destek çağrımızın bizleri takip eden, sesimizin ulaştığı vatandaşımızdan karşılık bulacağına inanıyorum. Bu bilinçle bir kez daha tüm hemşerilerimi Malatya esnafının yanında olmaya, destek vermeye davet ediyorum"

Oğuzhan Ata Sadıkoğlu'nun bu çağırısına yürekten katılmakla birlikte biz de Malatya Ticaret ve Sanayi Odasının bu bağlamda esnafımız ve ticaret insanımıza karşı bir görevi olduğunu hatırlatmak isteriz...

Ahilik teşkilatı, esnaf ve sanatkarlığın geleneklerimizdeki köklü geçmişinde okul olmuş, icazet vermiş bir bağımsız örgütlenmenin adıdır.  Bugün "Ahi"lik, sizin başkanı olduğunuz Ticaret ve Sanayi Odasının tüzel kişiliğinde mündemiçtir. 

Başında bulunduğunuz kurum, MTSO'nın, "Ahilik" kurumunu zımnen temsil ettiğini hatırlatmak isterim.

Bu nedenle sizler Malatya ticaret ve sanat erbaplarını çağın gerektirdiği bilgi ve davranış biçimleri konusunda eğitmek ve onlara yardımcı olmak göreviyle yükümlüsünüz...

Hatırlatırım...

Yorumlar 1
malatyalı 14 Aralık 2020 10:40

işte yapılan sözde kalan uygulama saöylenmesi bile güzel ama sayın Cumhurbaşkanımız başbakanlığı döneminde büyük market açılışınca dile getirildi. amaönlem almak yerine bim,a101,şok marketler açıldı küçük bakkal kapandı .şimdi ise yabancı uyruklu vatandaşlar açtı kalmadı bakkallar. şimdi dükkan açan kayısı kuruyemişçiler hepsi bakkal odasına kayıt yaptırıyorlar...

Yazarın Diğer Yazıları