Değerli okurlar,
Bugün sizlere yaşadığımız coğrafyamızın en önemli zenginliği olan, kadim medeniyetlerin hüküm sürdüğü bu topraklarda oluşmuş kültürel birikimin varisi, aynı zamanda yaptığı katkı nedeniyle insanımızın eşsiz mutfak kültüründen bahsetmeye çalışacağım.
Dünyanın acilen çözüm bekleyen sorunları dünün dünyasından çok daha ağır...
Günümüzde huzur ikliminin yerinde yeller esiyor... Dünya, en vahşetamiz bir dönemden geçiyor.
Hemen hemen tüm insanlık, çaresizlik çıkmazında insan olma sorumluluğunun acısını içinde hissederken, sadece seyrediyor...
Özlemini çektiğimiz muhayyel esenlik yurdumuzu kasırgalar hallaç pamuğu gibi atıyor.
Bütün bunların ötesinde de hayat devam ediyor.
İnsanlar ve özelde milletler için hayatı anlamlı kılan en önemli etkenlerin başında ise yemek kültürü ve üzerinde zımnen mutabakat sağlanmış, alışkanlık edinilmiş standart tarifesi olan olan damak zevki yemekler geliyor.
Türk Mutfağı derken, karnıyarık, kuru fasulye, döner, tas kebabı, İzmir köfte, dolmalar, baklava, tulumba, lokma tatlıları gibi...
Malatya Mutfağı derken, kiraz yaprağı sarması, tiritli dolma köftesi, ayva, elma dolması, pıt pıt, malhuta, karın bumbar dolması, tandır ekmeği, eşgileme ekmeği, yaprak sarması, pelverde, cevizli kayısı tatlısı gibi...
Daha da ileri gidersek her Milletin, her şehrin, her yörenin, hatta her ailenin mutfak zenginliği kendine özgü tadlar içerir.
Günümüzle mukayese edildiğinde ilkel sayılabilecek dönemlerde karın doyurmak için yenilen gıda maddeleri, bilgi, görgü ve araç gereçler geliştikçe yeme içme kültürü de aynı oranda gelişme göstermiştir.
Hiç unutmam Amerikalı bir kadın arkeolog 1930'lu yıllarda Kapadokya'ya kazı amaçlı gelir ve anılarında ülkemizde yaşadıklarından söze şöyle başlar: "Ben Türklerin herşeyden önce yemeklerine aşık oldum." Evet hakikat böyle ister inanın ister inanmayın Dünyanın en lezzetli ve sağlıklı mutfağı Türk Mutfağıdır...
Ancak yeme içme ürünlerinin üretimi endüstriyel üretim süreci içerisinde nefasetleri ve katkı maddeleri eklenmesiyle tadları maalesef kaybolmakla beraber besin değerleri de yitip gitmektedir.
İnsanlığın başlangıçtaki önceliği karın doyurmak iken, zaman içerisinde karın doyurmanın yanı sıra daha lezzetli, besin değeri daha yüksek yiyecek arayışları mütemadiyen günümüzde de devam etmektedir.
Her yörenin vazgeçilmez ve de vazgeçilmemesi gereken mutfak kültürüne dair zenginlikleri vardır, bu zenginliklerin kuşaktan kuşağa aktarılması o yöre insanlarının kültürel kimliğini oluşturur.
Yöresel mutfak kültürünü yitiren veya bilmeyen insanlar en basit tanımıyla kültürel anlamda kimliksiz insandır.
Yeşilyurt Belediyesi, yemeklerimizin yanında severek yediğimiz geleneksel lezzetimiz olan ekmeğimizi güzel bir şenlik düzenleyerek hemşehrilerimizin ilgisine sundu.
Dünya Kadın Çiftçiler Günü dolayısıyla Yeşilyurt Belediyesi'nin düzenlediği ‘Mayalı Ekmek Yarışması’ ile kadın üreticiler tarafından hazırlanan yöresel ürünler standı vatandaşlar tarafından sevinçle karşılanıp büyük ilgi gördü.
El emeği ve sevgiyle pişirilen lezzetli ekmeklerin sunulduğu yarışmaya 14 mahalleden kadınlar katıldılar.
Bir şenlik havasında geçen yarışmada birinciliği Kadiruşağı mahallesi, ikinciliği Tepeköy, üçüncülüğü ise Cafana mahallesinden katılan kadınlar kazandı.
Kadiruşağı Mahallesi'nden katılarak yarışmayı 1. olarak tamamlayan kadınlar bir tam altın ödülünü almaya hak kazandılar.
Yeşilyurt Belediye Başkanı Prof. Dr. İlhan Geçit, "Mayalı Ekmek Yarışması"nda birinci gelen Kadiruşağı Mahallesi'nden katılan yarışmacılara ödüllerini kendi elleriyle takdim etti.
Yeşilyurt Belediyesinden yarışmayla ilgili olarak yapılan açıklamada "Geleneklerimizi yaşatmaya ve kadın üreticilerimizin her zaman yanında olmaya devam edeceğiz." denildi.
Yeşilyurt Belediyesini unutulmaya yüz tutmuş geleneğimiz olan en sağlıklı ekşi mayalı mahalli ismiyle "eşgileme ekmeği" diye isimlendirdiğimiz, lezzetine doyamadığımız ekmeğimizi tanıtmak ve yaşatmak adına, çok değerli bu yarışmayı tertip ettiği için Malatyalılar olarak hasseten tebrik ve teşekkür ediyoruz.
Yeşilyurt Belediyesi'ne Önemli Öneri
Geleneklerimizi yaşatma ve kadın üreticileri destekleme anlamında sosyal tesislerin yemek servislerinde "eşgileme ekmeği" de misafirlerin tercih edebileceği ekmekler arasında olmalı.
Hatta misafir trafiği yoğun olan sosyal tesislerde fiyat, gramaj ve pişim standartları belediyece belirlenmiş hem "eşgileme" hem de "yufka" ekmekleri satışa sunulmalı.
Mahalle içlerinde bulunan pide fırınlarında bu ekmekler bulunuyor ancak kalite olarak geleneksel tadı tutturamıyorlar. Ayrıca fiyatları da yüksek.
Coğrafi İşaret Tescilli Ekşi Mayalı Ekmek Yarışmasının sonunda bir değerlendirme konuşması yapan Yeşilyurt Belediye Başkanı Prof.Dr. İlhan Geçit gerçekleştirdikleri şenliğin asıl maksadını şu sözlerle dile getirdi:
"14 farklı mahalleden katılan kadınlarımızın hepsi bizim için birincidir. Kaybedeni olmayan bir yarışma olarak görüyoruz, burada kazanan Yeşilyurt’un gastronomisidir, kültürüdür ve tarihidir.
Burada vermemiz gereken bir mesaj var o da; üreten toplumların asla kaybetmedikleridir. Kadınlarımızın bu yeteneği ve beceresi hem bugünümüz hem de yarınlarımız için çok değerlidir, kadınlarımızın emeklerini saygıyla karşılıyorum.
Yeşilyurt Belediyesi olarak, ilçemizin gastronomi kültürünü geniş kesimlere ulaşmak için her türlü çabayı gösteriyoruz, bugünkü etkinliklerimiz ve yarışmamız da bu gayretlerimizin bir parçasıdır. Bugünkü yarışmamız yemek kültürümüzde özel bir yere sahip olan mayalı ekşili ekmeğimizin yaşatılması hem de bir kültürün ayağa kalkması açısından çok kıymetlidir.
Yeşilyurt Belediye Başkanı Prof. Dr. İlhan Geçit: Üreten toplumlar, asla kaybetmezler...
Yeşilyurt Belediye Başkanı Prof. Dr. İlhan Geçit, "Mayalı Ekmek Yarışması" nda birinci gelen Kadiruşağı Mahallesi'nden katılan yarışmacılara ödüllerini kendi elleriyle takdim etti.
Rize'de Politik Rezillik
Değerli okurlar,
Aşağıdaki mesajı Yeni Şafak gazetesi yazarı İsmail Kılıçarslan x adlı sosyal medya kanalından attı.
Başlıkta mesaj da değerli arkadaşım İsmail Kılıçarslan'a aittir.
Ancak bu fakir de aynı görüşleri paylaşmaktadır...
"Bunun adı tam tamına "politik rezillik"tir.
Burger King açılışına katılan AK Partilileri eleştiren herkese, Türkçe bilgisi fevkalade yetersiz olduğundan bir türlü okumayı başaramadığı Mehmet Akif şiiri üzerinden "soysuz" demeye cüret edip "açılışa katılan arkadaşlarımızın arkasındayız" diyen AK Parti Rize İl Başkanı'nı, o açılışa katılan belediye başkanlarıyla il genel meclis bilmem nesini görevden almak için daha neyi bekliyor AK Parti bilemedim.
Bir: "Soysuz" diye, oy aldığı insanların hassasiyetleri üzerinden onlara ayar vermeye kalkana denir. Çünkü bunun tam adı politik soysuzlaşmadır.
İki: "Zağar" diye önüne verilen şiir metnini bile okumaktan aciz yetersizlere denir.
Üç: Yaptınız madem bir kabahat, hiç olmazsa susmayı bilin de adam hizasına yazalım sizi.
Dört: Şimdi, bugün ve burada seçmenine Mehmet Akif üzerinden "soysuz" demeye cüret eden bu adamların hepsine iş bıraktırmanın AK Parti'ye hiçbir maliyeti olmayacağı gibi pek çok getirisi de olacaktır. Bunlar kimin adamı olursa olsun (bu berbat Türkçe ve ifade kabiliyeti ile birinin adamı olmama şansı yok o makama gelmek için) bugün gereğini yapın. Göreceksiniz, çok büyük bir kabul görecek bu hareketiniz."