Vahdettin Yiğitcan

TCDD 5.BÖLGE MÜDÜRLÜĞÜ NE YAPIYOR?

Vahdettin Yiğitcan

İstasyonların peron bölümü yolcuların trene biniş ve trenden iniş alanlarıdır... Çoluk çocuk, genç ihtiyar, hasta sakat, hasılı toplumun her katmanından insanın bulunduğu bir kamusal alandır peronlar... Bu alanlarda sigara içilmesi (elektronik sigara dahil) 4207 sayılı kanunla yasaklanmıştır... Peronda sigara yakan birine sigarasını söndürmesi uyarısında bulundum. Kanundan habersiz istasyon görevlilerine göre, "peron alanında sigara içmek serbest"miş meğerse... Ben de durumu bu köşeden kamuoyu önünde ilgili kurumların bilgisine sundum... İlk yazımıza "üzerine ölü toprağı serpilmiş" Malatya'nın hiç bir kurumu ne iyi ne kötü hiçbir tepki vermedi...      Hiç şaşırmadım... Malatya'nın mahalli basını da ilgi göstermedi yazımıza...Müteakip yazımıza Malatya valisi sayın Ali Kaban derhal incelenmesi talimatını vermişler...Malatya Valiliği Basın ve Halkla İlişkiler Müdürü İbrahim Halil Kılıç aradılar...Sayın Vali Ali Kaban'ın talimatıyla olayın tüm boyutlarıyla açığa çıkmasını istediklerini, TCDD 5. Bölge Müdürlüğüne durumu sorduklarını belirttiler...Aradan bir hafta geçmesine rağmen TCDD 5. Bölge Müdürlüğü'nden çıt yok!...

Konudan habersiz yeni okuyucular için kısaca bir ön bilgi sunalım.

Efendim 1 Temmuz Pazar günü Ankara'ya gitmek üzere Malatya Tren İstasyonu'na gittim...

Gittim ama o gün istasyonda başıma gelenler pişmiş tavuğun başına gelmemiştir...

Peronda sigara yakan birine sigarasını söndürmesi uyarısını yapmamla birlikte olanlar oldu...

İstasyon'un resmi polisi, özel güvenlik görevlisi, Gar Müdürü ve görevli oldukları ellerindeki telsizlerden anlaşılan bir takım sigara tiryakisi adamlar başıma üşüştüler ve darp hariç, beni, manevi anlamda linç ettiler...

Kanundan habersiz bu ilgililere göre, "peron alanında sigara içmek serbest"miş.

Cahilliğin dibi bu olsa gerek...

Bilindiği üzere istasyonların peron bölümü yolcuların trene biniş ve trenden iniş alanlarıdır...

Çoluk çocuk, genç ihtiyar, hasta sakat, hasılı toplumun her katmanından insanın bulunduğu bir kamusal alandır peronlar...

Bu alanlarda sigara içilmesi (elektronik sigara dahil) 4207 sayılı kanunla yasaklanmıştır...

Bu yasağı yolculara hatırlatan panonun fotoğrafını 12 Temmuz tarihinde yayınlanan yazımızda kullanmıştım.

Fotoğrafı, İstanbul Yenibosna Metro (yer üstü açık hava) İstasyonu'nda çekmiştim.

İlk yazımıza "üzerine ölü toprağı serpilmiş" Malatya'nın hiç bir kurumu ne iyi ne kötü hiçbir tepki vermedi...

Hiç şaşırmadım... Malatya'nın mahalli basını da ilgi göstermedi yazımıza... Bu durum da şaşırtmadı fakiri...

Çünkü, Malatya'da basın, tek harfine dokunmadan, hiç bir cümlesini redakte etmeden gelen bültenleri olduğu gibi haber diye sayfalarına gururla taşıyan bir basın... Sevsinler e mi?

Böylesi bir gazetecilik örneği sergileyen basın, elbette şaşırtamazdı...

Benim daima güvenle yaslandığım genel bir iç savunmam var; o da şu: "çiğ yemedim ki, karnım ağrısın."

Haklılığıma inandığım hallerde nasıl sonuçlanacağına aldırış etmeksizin gücüm nisbetinde olayların üzerine üzerine giderim...

İkinci yazımda olaya duyarsız kalan kurumların isimlerini vererek kamuoyunu bilgilendirdim.

Bu kurumlar başta, TCDD 5.Bölge Müdürlüğü, İl Sağlık Müdürlüğü ve Malatya Yeşilay Cemiyeti...

Madem bu kurumlar yaşadığım menfur hadiseyi görmezlikten geldiler, ben de yaşananları il yönetiminin bir numarası, Malatya Valisi Ali Kaban'ın bilgisine sundum...

Yazımızın akabinde İl Sağlık Müdürü Doç. Dr. Recep Bentli aradılar,  olaydan duydukları üzüntüyü dile getirerek kamuoyunu bilgilendirmek adına bir basın bildirisi hazırlayacaklarını belirttiler... Henüz bildiriye rastlamadık...

Daha sonra Malatya Valiliği Basın ve Halkla İlişkiler Müdürü İbrahim Halil Kılıç aradılar...

Sayın Vali Ali Kaban'ın talimatıyla olayın tüm boyutlarıyla açığa çıkmasını istediklerini, TCDD 5. Bölge Müdürlüğüne durumu sorduklarını belirttiler...

O konuşmamızda Halil İbrahim Kılıç, TCDD 5.Bölge Müdürlüğü'nün olayı kendi içerisinde inceleyeceğini ve Genel Müdürlüğün görüşünü aldıktan sonra ulaşmış oldukları neticeden de tarafıma yazılı bir bilgilendirmede bulunacakları bilgisini verdiler...

Aradan bir hafta geçmesine rağmen TCDD 5. Bölge Müdürlüğü'nden çıt yok!...

Sigara yasağı konusunda kanun açık 4207 sayılı yasa, her şey ayan beyan ortada...

İstanbul Yenibosna İstasyonu bir başka ülkenin mi istasyonu?...Keyfi mi asmış o sigara yasağı tabelasını...

24.07.2018 Salı günü Malatya Tren İstasyonu'na gittiğimde peronlarda sigara yasağına dair herhangi bir uyarıya rastlamadım...

Malatya bizim bilmediğimiz farklı kanunlara mı tabi?

Bence bölge müdürlüğümüz işi ağırdan almakla olayı zamana yayarak savsaklamaya çalışıyor...

Kimse zamana oynamasın... Kimse egosunu tatmine uğraşmasın... Bulunduğunuz makam millete hizmet makamı...

Kamuoyunun gözleri önünde yapılan bu yayınlar devlet ciddiyetine halel getiriyor...

Bu yazı ile mevzumuzun üçüncü haftasına girdik.

Bence sayın Valimiz Ali Kaban, nezaketi ve yönetim anlayışı gereği, doğrudan emredici yaptırım erkine başvurmadan, kurumlara inisiyatif kullanma özgürlüğü tanıyor...

Kararlarını kendi iç dinamikleriyle alma imkânı tanıyor...

Oysa, 5442 Numaralı, İl İdaresi Kanunu'nun 9.Maddesinin (c) ve (ç) bentlerinde valilere verdiği görev ve yetkiler gayet vazıh bir ifadeyle hükme bağlanmış...

Şöyle ki:

C) Vali, kanun, tüzük, yönetmelik ve Hükümet kararlarının neşir ve ilanını ve uygulanmasını sağlamak ve Bakanlıkların talimat ve emirlerini yürütmekle ödevlidir. Bu işlerin gerçekleştirilmesi için gereken bütün tedbirleri almaya yetkilidir.

Ç) Kanun, tüzük, yönetmelik ve Hükümet kararlarının verdiği yetkiyi kullanmak ve bunların yüklediği ödevleri yerine getirmek için valiler genel emirler çıkarabilir ve bunları ilan ederler.

Sayın Vali Ali Kaban, yukarıda İl İdaresi Kanunu'nun kendisine verdiği yetki ve görevi zecri bir kararla uygulamaya koyabilirdi...

Bilmem anlıyor musunuz TCDD 5. Bölge Müdürlüğü yetkilileri...

Ve sizin bu savsaklayıcı tavrınız benim yürekten sevdiğim Devlet Demiryolları'na katiyyen yakışmıyor...

Sizi ayrı gönlümdeki Demiryollarımı ayrı tutuyorum...

HACI UĞUR POLAT'A HATIRLATMALAR

Siz, Büyükşehir Belediyemizin Başkanısınız, bense öncelikle vatandaş, sonra ise gazeteciyim...

Benim gazeteciliğimin beslendiği zemin, sorumlu vatandaş olma onuruyla yaptığım gözlemlere dayanmaktadır...

Aşikâr olsun isterim, dilek, temenni ve eleştirilerim... Eğer Basın Daire Başkanlığı'nın azizliğine uğramazsa iş bu yazı, size samimi düşüncelerimi aktaracağım bir fırsat olacak... Olur da bir vesile ile gözünüzden kaçarsa eğer, yakın tanıdıklarınızdan birileri size bu yazıyı ulaştırabilir ümidi içerisindeyim...

Değerli başkan, sizinle müşterek dostlarımız var.

Ancak ben bu dostluklarımı kullanmayacağım...

Sırf bu nedenle isimlerini vermiyorum...

Siz onları gayet iyi tanıyorsunuz...

Bu yazının tarafları sadece siz ve sıradan bir gazeteci olarak ben...

Siz, Büyükşehir Belediyemizin Başkanısınız, bense öncelikle vatandaş, sonra ise gazeteciyim...

Benim gazeteciliğimin beslendiği zemin, sorumlu vatandaş olma onuruyla yaptığım gözlemlere dayanmaktadır...

Aşikâr olsun isterim, dilek, temenni ve eleştirilerim...

Eğer Basın Daire Başkanlığı'nın azizliğine uğramazsa iş bu yazı, size samimi düşüncelerimi aktaracağım bir fırsat olacak...

Olur da bir vesile ile gözünüzden kaçarsa eğer, yakın tanıdıklarınızdan birileri size bu yazıyı ulaştırabilir ümidi içerisindeyim...

Gelelim önceki günkü şehri bir baştan bir başa süsleyen dev afişlerle yaptığınız çağırılara...

İlki :

"Birlikte Yürüyeceğiz" 23.Temmuz Saat:19.00

Evet aynen afişte yer alan bilgiler bu kelimelerden ibaret...

Çok afedersiniz sayın başkan, bu afişi kim tasarladı, asılmasına kim olur verdi?

Saatini anladık, yürüyeceğimiz de açık, kimlerle yürüyeceğimiz de kısmen belli, yani birlikte...

Fakaat, yürüyüşümüzün nereden başlayacağı koskoca bir muamma!...

Nerede ve ne zaman nihayete ereceği meçhul!...

Oldu mu şimdi bu çağırı?...

Maksad gerçekleşebildi mi?...

Murad edilen katılım sağlanabildi mi?

Yani demem o ki vazziyet alabildiğine kekre...

İkinci dev afişiniz bilgece sarfedilmiş bir söz:

"Memleket Emektir"

Sınırsız çağrışım zenginliği taşıyan bir söz...

Bu söz bana değerli hemşehrimiz, usta hikâyeci ve edebiyat adamı Necati Güngör'ü hatırlattı..

Merakınızı daha fazla uzatmadan söyleyeyim...

Usta hikâyeci Necati Güngör, 1978 yılında yazdığı ikinci kitabının adını "Sevgi Ekmektir" koymuştu...

Sevginin mutlak anlamda en temel bir ihtiyacın izdüşümüne denk gelebileceğini anlatıyordu yazarımız...

"Memleket Emektir" sözünde de benzer bir çıkarsama mevcut...

Şiirsel bir sloganla, memleket söz konusuysa emek vermenin mutlak olduğunun altını çizmişsiniz...

Bu çerçevede size, emek verebileceğiniz alanları da zaman zaman hatırlatacağımı bilmenizi isterim...

HOŞ SADA

"Ölü bizim, Allah rahmet eylesin..."

TADIMLIK

"Kral giyinik diyen soytarı bulundu:

Bülten gazeteciliğini ilke edinen

Yerel basın..."

Yazarın Diğer Yazıları