Hatırlarsanız geçen hafta salı günü yerel basından biri hariç, beş gazetenin arka sayfası Selahattin Gürkan tarafından verilen ilana ayrılmıştı... Biri hariç dediğim o gazete de "ilkeleri gereği" aynı ilana ikinci sayfasında yer verdi... Toplam benim gördüğüm altı gazete o gün tam sayfasını Selahattin Gürkan'la süslemişti, elbette bedeli neyse o tarifeden... Sizin anlayacağınız parası karşılığı reklamdı verilen...
Gelelim o ilanın görsel ve içerik okumalarına.
İlanın üst başlığı "Milletimizin Yanındayız"
Kucaklayıcı, kapsayıcı bir sesleniş, isabetli...
Bu üst başlığın altında şu cümle yer alıyor:
"Malatya ve Elazığ'da hayatını kaybeden kardeşlerimize Allah'tan rahmet, yaralılarımıza acil şifalar diliyorum."
İlk ayrışma bu cümlede yakayı ele veriyor, "Milletimizin Yanındayız" derken "biz", "rahmet ve şifa" dilerken de "ben" vurgusu öne çıkıyor...
Alt başlıkta da, aynen yazıyorum "devletmilletininyanında" yazım kurallarına aykırı bir beylik cümle yer alıyordu...
İlanın görsel kısmı ise bir başka alem!
Betonarme bir yapının yıkıntısı altında kalan bir otomobilin arkası görülüyor, yan binanın çatı katı ve etrafa dağılmış moloz yığını.
Fotoşop marifetiyle deprem yıkıntısının önüne monte edilen Selahattin Gürkan ve yaşlı teyze fotoğrafı ise hayli yoruma açık...
Üzerinde konuş konuşabildiğin kadar, zengin bir muhteva ihtiva ediyor...
Fotoğrafta Gürkan bir noktaya odaklamış bakışını ve pür dikkat ilgisi o yönde, teyze ise Gürkan'ın beline sarılmış bir halde ayakta duruyorlar...
Gürkan dimdik duruşuyla "yıkılmadık ayaktayız" der gibi, yüz ifadesi ise endişe yüklü...
Gürkan'a sarılan teyze de Gürkan'la aynı yöne bakıyor, ancak yüzündeki ve gözlerinde oluşan ışık, sevinç tebessümü...
Gürkan'ın teyzenin sarılışına verdiği karşılık ise sadece omuzunu ve kolunu tutmaktan ibaret... Mesafeli bir ciddiyet...
Son olarak ilanda, Selahattin Gürkan ve Malatya Büyükşehir Belediyesi yazıları var ki, başlı başına yoruma muhtaç!
Selahattin ismi film afişlerini aratmayan ve hayli büyük harflerle yazılmış.
Soy İsmi ise imza havası versin diye el yazısı ve sarı renkte yazılmış.
İlanın sol alt kısmında yer alan Selahattin Gürkan yazısının altında da
Minicik harflerle, anlamanız için şöyle söyleyeyim Gürkan soyadının altında büyüteçle görebileceğiniz küçüklükte. üç harfin kapladığı alana Malatya Büyükşehir Belediye Başkanı yazısını sığdırmayı başarmışlar!
Vallahi tebrik ederim...
İmdi.
Tepeden tırnağa sorunlu olan bu ilanın zaviyemizden görebildiğimiz görsel okumaları şöyle sıralanabilir:
Bir : "Milletimizin Yanındayız" diyorsun, milletin yanında olmak öyle lafla olmaz, hani senin yardımcı elemanların, iş makinaların, sahra mutfağın yahut yemek dağıtım teşkilatın, bu fotoğrafta kesitler halinde yer almalıydı...
İki : Depremi sanki bir teyzemiz yaşamış gibi, nerede binlerce depremzede vatandaş?.. Millet, bir yaşlı teyzeden mi ibaret! İşte milletimizin bir ferdi olarak teyzemiz ve ben de devlet olarak yanındayım, bu kadarcık mı?
Üç: Deprem alanına ve depremzedenin yanına apar topar gidilir, derhal yola çıkılır. Grand tuvalet ve iki dirhem bir çekirdek depremzedenin karşısına çıkılmaz.
Dört: Selahattin Gürkan imzasının altında karınca misali dizilen "Malatya Büyükşehir Belediye Başkanı" yazısının küçücük yazılması çok ahmakça düşünülmüş şark kurnazlığı gibi bir şey . Devleti temsil eden kurumun önemsizleştirilerek görülemez çizgiye indirgenmesi ayıp ve cahilane bir geri zeka örneği.
Beş: Bu ilan tamamen ilanı hazırlayan gayretkeşlerce, Selahattin Gürkan'ı "tek adam" girdabına sokma tuzağıdır...
Başlıkta söylediğim gibi Selahattin Gürkan'ın yalnızlığı, sanıyorum, etrafında istişare edebileceği kendi ayarında kimsesizliğine işaret ediyor.
Sayın başkan o günkü gazeteleri basın biriminden isteyerek karşınıza alın ve bir de bizim penceremizden bakın o ilanlara...
