Metin Önal MENGÜŞOĞLU'na göre: Şair ve Mütefekkir Sezai Karakoç
7. Malatya Kitap ve Kültür Fuarı'nın Kültürel Etkinlikleri çerçevesinde düzenlenen sohbette, mütefekkir şair Metin Önal Mengüşoğlu ünlü şairlerimizden Sezai Karakoç'u anlattı...
Fuar alanında kurulan Kudüs Çadırı'nda önceki gün gerçekleşen sohbette Metin Önal, Sezai Karakoç'u çocukluk döneminden başlayarak günümüze kadar yaşamış olduğu dönemlere mahsus özellikleriyle adeta resmetti...
Megüşoğlu, geçtiğimiz yılın, 2017 Kasım ayında piyasaya çıkan "Felsefe sııfır Din Bir'di" SEZAİ KARAKOÇ kitabında adeta ilmek ilmek şerh ettiği Karakoç'u bu kez sohbetiyle dinleyicilere şair üzerine yazdığı biyografi kitabını tabir yerindeyse özetledi...
Metin Önal Mengüşoğlu, Karakoç’un hayatına ve eserlerine ilişkin tespitlerinin yanı sıra ünlü şairin yaşantısının bilinmeyen yönlerini de dinleyicilerle paylaştı. 1933 yılında Diyarbakır’ın Ergani ilçesinde doğan Sezai Karakoç’un, bütün öğrenimini parasız yatılı okuduğunu şairin Ortaokul yıllarında tanıdığı Büyük Doğu ve onun kurucusu Üstat Necip Fazıl ile beraber kendini aynı davanın savunucusu olarak gördüğünü söyledi. Lise yıllarında ise Sezai Karakoç'un Malatya'lı merhum Mehmet Said Çekmegil ile tanışarak belirli aralıklarla ziyaretine geldiğini ve düşünceleri üzerinde merhum Çekmegil'in etkilerinin olduğunu ifade etti. Mengüşoğlu, Karakoç’un ortaya koyduğu bütün eserlerinde, şiirler de dâhil olmak üzere daima Doğu-Batı çatışması içerisinde Doğu’dan yana tavır koyarak azami ölçüde yerli bir düşünce dünyası kurduğuna vurgu yaptı. Mengüşoğlu “Karakoç, daha ilk gençlik şiirlerinde mesela Cezayir’in Fransız sömürgesine karşı verdiği bağımsızlık savaşını tereddütsüz desteklemiştir. Batı emperyalizmine karşı ‘Cezayir’in Atları’, ‘Ötesini Söylemeyeceğim’ adlı uzun soluklu şiirleri yazmıştır. Sezai Ağabey Kuran merkezli bir tefekkürün ürünü olarak ‘Hızırla Kırk Saat’ ve ‘Taha’nın Kitabı’ adlı şiir kitaplarında sanatının beslendiği ana damarın inancından geldiğini açıkça ortaya koymuştur" dedi...
Metin Önal Mengüşoğlu
Asıl adı Metin Önal(1962'den beri soyadı yerine Mengüşoğlu) . İzzettin Hanifi imzasını da kullandı.17 Mayıs 1947 Elazığ'da doğdu. Rukiye Hanım ile Devlet Demiryolları memuru Nuri Önal'ın oğlu. Mengücek soyundan Halil Bey'in torunudur. İlk ve orta öğrenimini Diyarbakır ve Malatya'da tamamladı; 1978'de İÜ Hukuk Fakültesi'ni bitirdi. 1980'den yakın zamana kadar ticaretle uğraştı. Günümüzde ise tüm mesaisini kültür ve sanat işlerine vakfetmiş durumda. Dal ve Çile dergileri ile Kelime dergisini çıkardı. TYB üyesi. Bursa'da yaşıyor; evli, iki çocuk babası. İlk şiiri 1964'te Yeni İstiklal'de çıktı. Ürünlerini Türk Yurdu, Hareket, Aylık Dergi, Varide, İktibas ve Umran dergilerinde yayımladı. Sanat anlayışını 'rasyonalizme yakın/yatkın ve radikal' olarak niteliyor. Hikâye, Şiir, İnceleme. Düşünce ve Biyografi alanlarında birçok eserleri bulunuyor.
Sezai Karakoç
Çocukluğu Ergani, Maden ve Dicle ilçelerinde geçen ve 1938 yılında Ergani'de 3 ay ilkokul öncesi ihtiyat sınıfına devam eden Sezai Karakoç, ilkokulu 1944'te Ergani'de bitirdi. Daha sonra Maraş Orta Okuluna parasız yatılı olarak kayıt oldu. 1947'de burayı bitirerek Gaziantep'te yine parasız yatılı lise öğrenimine başladı. Gaziantep Lisesi'nden 1950'de mezun edildi. Felsefe okumak istediği için İstanbul'a gitti. Babasının isteği İlahiyat Fakültesiydi. Kendi parasıyla okuyamayacağını anlayınca, parasız yatılı kısmı bulunan Siyasal Bilgiler Fakültesi sınavına girdi.
Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi'ni kazanarak başladığı yükseköğrenimini 1955'te fakültenin mali şubesinden mezuniyetle tamamladı.
Daha sonra Maliye müfettişliği sınavına girer ve kazanarak ve 11 Ocak 1956'da müfettiş yardımcılığı görevine başlar. 1965'ten 1973'e kadar birçok kez istifa etti. 1973’ten bu yana da hiçbir resmi görev almadı.
İstanbul'da Diriliş Yayınları ve Diriliş dergisini kurdu. 1990 yılında "güller açan gül ağacı" amblemiyle Diriliş Partisi'ni kurdu. Yedi yıl partinin genel başkanlığını yürüttü. Ancak bu parti 19 Mart 1997'de üst üste iki defa genel seçime girmediği için kapatıldı
2011 yılında Cumhurbaşkanlığı Edebiyat Ödülü'ne layık görüldü fakat kendisine verilen plaket ve para ödülünü reddederek bu ödülü almaya gitmedi.
ESERLERİ
Körfez (1959)
Şahdamar (1962)
Hızırla Kırk Saat (1967)
Sesler (1968)
Taha'nın Kitabı (1968)
Gül Muştusu (1969)
Zamana Adanmış Sözler (1970)
Ayinler (1970)
Leyla ile Mecnun (1981)
Malatya'ya Yeni Halk Kütüphanesi yapımı ne olacak?
Tevafuk bu ya bugün sayfamız kitap etrafında şekillendi...
Önce 40 yıllık sahaf Emin Nedret İşli'nin çok sevdiğim sahaflık mesleği üzerine ufuk açıcı düşüncelerini sizlerle paylaşmak istemiştim... Ardından Milli Eğitim eski Bakanı Nabi Avcı'nın "kitap" okuma önerilerini yazdım...
Henüz üzerinden bir ay bile geçmeyen Malatya'ya yeni İl Halk Kütüphanesi yapımı ile ilgili atılan adımları hatırlatmak istedim... Bu çerçevede örneklik teşkil etmesi amacıyla
Beyazıt Devlet Kütüphanesi’nde kaç tane eser var? Haberini alıntıladım...
7.Kitap ve Kültür Fuarının zengin muhtevasını yazarken imza günlerini ihmal edemezdim...
Malatya'ya Yeni Halk Kütüphanesi yapım haberiyle başlayalım...
Geçtiğimiz günlerde daha dumanı üstünde diyebileceğimiz 17 Nisan Salı günü Malatya Büyükşehir Belediyesi ile Kültür ve Turizm Bakanlığı, Kütüphaneler ve Yayımlar Genel Müdürlüğü'nü temsilen Malatya İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü arasında "Malatya Yeni İl Halk Kütüphanesi" yapımı için bir protokol karar metni imzalanmıştı...
O imza törenine, Malatya Valisi Ali Kaban, dönemin Malatya Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Çakır ve İl Kültür ve Turizm Müdürü Levent İskenderoğlu katılmışlardı.
Malatya Büyükşehir Belediyesi tarından yaklaşık 10 bin metrekare alan üzerine inşa edilecek olan yeni İl Halk Kütüphanesi protokol imza töreninde kısa bir konuşma yapan dönemin Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Çakır, Malatya'nın geçmişten günümüze eğitime ve okumaya büyük önem veren bir il olduğunu söylemişlerdi... Çakır törende yaptığı kısa konuşmasında ayrıca:
"Mevcut İl Halk Kütüphanesi hem fiziki açıdan yetersiz hem de ihtiyaçlara cevap veremeyecek bir konuma gelince, Malatya’mıza yeni bir kütüphane yapılması ihtiyaç haline geldi. Sayın Valimizin öncülüğünde yer tahsisi gerçekleştirilmişti. Yeni İl Halk Kütüphanesi için belirlenen yer; Büyükşehir Belediyemiz ile Sanat Merkezi arasında kalan alan. Büyükşehir Belediyesi olarak bu bölgede yapmış olduğumuz çalışmalarda bölgeyi Kültür Adası'na dönüştürmüştük. Bu alana yeni bir kütüphane yapılacak olması da isabetli bir karar oldu. Yeni kütüphane ile ilgili olarak detaylı ve örnek bir proje hazırlandı. Klasik bir kütüphane haricinde çok amaçlı olarak kullanılabilecek sergi salonlarıyla, kafeteryasıyla öğrencilerimize 24 saat hizmet verebilecek bir kütüphaneyi Malatya'mıza kazandırmış olacağız. Yeni Kütüphanemizin Malatya'mıza önemli bir değer katacağına inanıyorum. Kütüphane yapımına Malatya Büyükşehir Belediyemizin yanı sıra bir işadamımızın katkısının olması, ayrıca Kültür Turizm Bakanlığımızın projenin geri kalan kısmını üstlenmesi ile birlikte bu projeyi hayata geçirmiş olacağız" demişlerdi...
Şahsen çok mutlu olduğum bir adım olmuştu, Malatya'ya yeni İl Halk Kütüphanesi müjdesi...
O günlerde ufukta seçim meçim gibi bir durum yoktu...
Ani bir erken seçim kararıyla ülkenin gündemi seçim çalışmalarıyla alt üst oldu...
Bir de baktık ki. Başkan Ahmet Çakır görevinden istifa ederek milletvekilliğine aday adayı olmuş...
Olur, elbette bunda bir sakınca yok...
Laf sırası geldiğinde de siyasi beyler şöyle derler gözümüzün içine baka baka:
"Millete hizmet yolunda hayatım boyunca hiçbir göreve talip olmadım, bir nefer gibi ne görev verildiyse onu yaptım"
Biz ahali de "öyle diyorsa öyledir." Der ve derhal inanırız...
Ancak bu aday adaylığında merakımızı celbeden şeyler de yok değil...
Ahmet Çakır döneminde eksik bırakılan projeleri ve yukarıda mezkur törende " Malatya'ya Yeni İl Halk Kütüphanesi" yapımı üzerine verilen sözleri nasıl takip edeceğiz?
Yoksa yüzyılların getirdiği bir alışkanlıkla yine sineye mi çekeceğiz?
BİMER bir yol gösterir mi? Marko Paşa duyar mı sesimizi...
Yanlış anlaşılmasın, sadece tarihe not düşmek amacıyla yazdım...
Taşranın sesini taşradakiler dahi duymuyor!
KİTAP FUARINI SAKIN KAÇIRMAYIN
Yüzlerce yazarla okurlarını buluşturan 7. Malatya Kitap ve Kültür Fuarı, sadece kitap satışı yapılan bir yer olarak düşünülmemeli. Böylesi zengin içerikli fuarlar çok farklı alanlardaki yayınları bir arada görme imkânı sağladığı gibi konusunun uzmanı yazarlar tarafından yapılan sohbet konuşmaları da her zaman bulunmaz fırsat olarak değerlendirilmelidir... Henüz vakit varken Kitap ve Kültür Şenliğini kaçırmayınız...
Çok zengin kültürel bir muhtevayla Malatya'dan ve çevremizdeki illerden gelen kitapsever ve ziyaretçilerin ilgisine sunulan 7.Kitap ve Kültür Fuarı, 71'i Malatyalı ve 283'ü dışarıdan olmak üzere toplam 354 yazarla okurlarını buluşturuyor...
Geçtiğimiz Cumartesi günü başlayan Kitap ve Kültür Şenliği, tam dokuz gün boyunca yoğun etkinliklerle devam edecek.
Bugün beşinci gününü yaşayan Kitap ve Kültür Fuarı, önümüzdeki dört gün yani 6 Mayıs Pazar gününe kadar okuyucu ve ziyaretçilerini ağırlayacak...
KİTAP ve KÜLTÜR ŞENLİĞİ'NİN ONUR KONUĞU: İlber ORTAYLI
Kısaca İlber ORTAYLI Kimdir:
21 Mayıs 1947 tarihinde Bregenz, Avusturya’da dünyaya gelmiştir. Kırım Tatarı bir ailenin çocuğu olarak doğan Ortaylı, iki yaşındayken ailesiyle birlikte Türkiye’ye göç etti.
1970’te Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’ni ve Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih- Coğrafya Fakültesi’nin tarih bölümünü bitirdi. İlmi çalışmalarında halâ saygıyla andığı hocaları, Halil İnalcık, Mümtaz Soysal ve Seha L. Meray'dan dersler aldı...
Yüksek lisans çalışmasını Chicago Üniversitesi'nde Prof. Halil İnalcık ile yaptı. Ankara Siyasal Bilgiler Fakültesi'nden "Tanzimat Sonrası Mahalli İdareler" adlı tezi ile doktora derecesi aldı (1978), "Osmanlı İmparatorluğu'nda Alman Nüfuzu" adlı çalışmasıyla da doçent (1979), 1989'da profesör oldu.
Birçok kitabı bulunan İlber Ortaylı, Galatasaray Üniversitesi ve Bilkent Üniversitesi’nde Türk Hukuk Tarihi dersleri verdi.
2017 senesinde düzenlenen 29 Ekim Resepsiyonu'nda, Tarih alanında Cumhurbaşkanlığı Kültür Sanat Ödülü aldı.
