Vahdettin Yiğitcan

Plastik Cerrahide Yaşadığım Şok!..

Vahdettin Yiğitcan

Özetle: Dün "Küçük Bir İhmalin Ağır Sonucu" başlığını taşıyan bir yazı yazarak dar bir ayakkabının hayatımı nasıl kararttığını yazmıştım. O dar ayakkabı nedeniyle sağ ayağımın altında oluşan nasır yüzünden bir yıldan fazladır neler çektiğimi bir Allah bilir bir de bu fakir... Bu arada derdime sağlık kurumları indinde derman ararken karşılaştığım iyi ve kötü muameleleri de yazmak istiyorum ki, insanların nasıl bir mahlukat olduklarını yakından görebilelim...

Turgut Özal Tıp Merkezinde Ortopedi doktorunun röntgen incelemesi ve kemiklerde bir sorun yok demesi, endişe edecek bir şeyin olmadığı anlamına geliyordu...

Ortopedi doktoru ayağımın tam ortasında bulunan sert yumrunun nasır olduğunu söylemesi ile ilk defa o şişkin sertliğin ödem olmadığını öğreniyorum...

Sağ ayağımın altında oluşan yaranın muayene ve tedavisi için beni Plastik Cerrahiye yönlendirmesi ile rahat bir nefes aldım.

Plastik Cerrahi Polikliniğine gittiğimde beni pansuman odasına aldılar, kısa bir beklemenin ardından gelen görevli, ayağımın altındaki yarayı temizleyerek antibiyotik içerikli merhemle merhemledi, steril bezle sararak pansumanımı tamamladı. İlgili doktor sadece yaraya bakmakla yetindi ve hiçbirşey söylemeden arkasını dönüp gitti.

Pansumanı yapan sağlık görevlisi ise kendi kendime nasıl pansuman yapacağıma dair bilgilendirmede bulunarak, dört hafta sonra kontrole gelmemi söyledi. 

Bu arada yaraya yüzeysel bakan doktor bir merhem ve bir de antibiyotik hapı içeren reçetemi yazarak bana "başının çaresine kendin bak" dercesine beni hastane ortamının dışına attılar.

Çok sancı çektiğim ve üzerine basamadığım yara ile beni başbaşa bırakmaları nedeniyle asabım anlatamayacağım ölçüde bozuldu...

Hastaneden çıktığım gibi kendimi Net Haber'in Akpınar'daki idare binasına zor attım...

Son derece gergin ruh halimle Turgut Özal Tıp Merkezinde o gün yaşadığım ruhsal travmayı arkadaşlara anlattım...

Tedavi odaklı ve hastasının ne durumda olduğunu düşünmeyen o Plastik Cerrahi doktorunun hipokrat yemini geldi aklıma ve palavradan beylik sözler diyerek, inandırıcı olmadığı kanaatine vardım...

Bu arada gazetede arkadaşlarla konuşurken ayağımdaki nasırdan söz edince ben, Murat ismindeki arkadaşım eşinin nasır oluşumlarını yazarak iyileştirdiğini söylemesi üzerine ayağımda nasırı yazdırmaya karar verdim.

Benim babaannem de özellikle ellerde oluşan siğilleri yazardı ve siğiller bir müddet sonra yok olurdu. 

Plastik Cerrahideki pansuman görevlisinin önerdiği şekilde pansumanlarımı yapıyordum ama yarada hiçbir sağalma belirtisi olmuyordu... 

Çetin Yalçın'ın Yeni Bir Doktor Önerisi

Malatya'ya ilk geldiğim günlerde tanıdığım Çetin Yalçın, mükemmel bir insan ve çok değerli bir dost. 

Ayağımdan rahatsız olduğumu yakından biliyor. 

12 Nisan Pazartesi günü telefonla aradı ve kızını Malatya Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne götüreceğini ve ısrarla benim de yeni bir doktora muayene olmamı tavsiye etti...

Çetin'in ısrarlarına fazla direnmeden kabul ettim ve ACİL servisten hastaneye adımımızı atmış olduk...

Bu arada bu hastanede görev yapmış Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Dr. Orhan Kara arkadaşımı telefonla aradım. Hastanenin acil servisinde olduğumu ve tedavi için nasıl bir önerisi olacağını sordum... 

Benden haber bekle diyerek telefonu kapattı...

Kısa bir beklemenin ardından ikinci katta bulunan İntaniye Kliniği sekreteri ile görüşmemi istedi...

Sağolsun Çetin arkadaşım tekerlekli sandalye ile o koridor senin bu asansör benim demeden beni İntaniye Polikliniğine götürdü. 

Dr. Orhan Kara, Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Dr. Yusuf Kul hocadan muayene randevumuzu almış.

Biz, Dr. Yusuf Kul'un muayene odasının önünde beklerken, sekreter hanım doktorumuzun vizitede olduğunu ve bir müddet sonra geleceğini söylediler...

Bir zaman sonra Yusuf Bey yeşil önlüğüyle önümüzden geçerek odasına girdi.

Beni ilgili kliniğe getiren sevgili Çetin biricik kızının yanına döndü.

Kapının önünde tekerlekli sandalyeden içeri doğru baktığımda gelebilirsiniz dedi ve sandalyeden güç bela kalkarak Yusuf beyin oturmamı işaret ettiği koltuğa oturdum... 

DEVAMI YARIN: İNTANİYE SERVİSİ

Yazarın Diğer Yazıları