Vahdettin Yiğitcan

Öğretmenler ve Eğitimimizin Kalitesi

Vahdettin Yiğitcan

Değerli okurlar,

Her yıl 24 Kasım’da Öğretmenler Gününü kutlarız.

Bu kutlamalarda öğretmenlik gibi kutsal bir mesleği öve öve yere göğe sığdıramayan nutuklar irad ederiz.

Hazreti Ali'nin "Bana bir harf öğretenin kırk yıl kölesi olurum" sözünü her öğretmenler gününde tekrarlar, öğretmenliğin ne kadar değerli bir meslek olduğuna coşkuyla vurgu yaparız.

Hatta, Peygamberimiz Hz. Muhammed'in savaşta ele geçirdikleri okuma yazma bilen kimi savaş esirlerini on çocuğa okuma yazma öğretmeleri şartıyla serbest bırakarak tutsaklıklarına son verdiğini gururla anlatırız.  

Bu davranışın asli mesajı: savaş içinde soğuk savaştır; yani, cehaleti alt etme, sessiz savaşıdır.

Ah, keşke bu kutlamaları ve nutukları hamasete meyletmeden yapsak... Gösterişten uzak, arı, duru yalın haliyle yapsak.

Bu sene Ölçme Seçme ve Yerleştirme Merkezi tarafından yapılan açıklamaya göre sıfır çeken öğrenci sayısı 63 bin 798 kişi. 63 bin 798 sayısı geçen yıllarla mukayese edildiğinde inanılmaz bir artışı gösteriyor ve eğitim sisteminin mevcut durumunu ayan beyan ortaya koyuyor.

Eğitimin niceliği mi yoksa niteliği mi önemli?

Mevcut durum böyleyken yetkililerimizin çıkıp derslik sayısının artışıyla övünmesinin mantığını anlamak mümkün değil.

Yıllardır ülkemizde nicelikten ziyadesiyle dem vurulup, her ilimizdeki üniversite sayısıyla hava atılıyor.

Nitelik söz konusu olduğunda dünyada künyesi okunmayan bir ülke durumundayız.

Hiçbir üniversitemizin uluslararası anlamda kanıtlanmış bir başarısı bulunmuyor.

Öğretmenlerimizin öğrencilerden daha fazla bilgi kaynaklarına ulaşması kaçınılmaz bir zorunluluktur.

Çünkü öğrencilerini en yeni bilgilerle donanmış bir halde yetiştirmekle yükümlüler.

Öğretmenlerimizin her geçen gün yeni gelişmeleri içeren bilgi kaynaklarına ulaşma imkânları maddeten maalesef yeterli değil.

Eğitim sistemimiz öğrencileri ve öğretmenleri ezbere dayalı, akıl yürütmeden yoksun bir müfredat mengenesine sıkıştırmış durumda. 

Bilgiyi değerlendirme, yorumlama ve sonuçlandırma muhakemesi mevcut müfredatla mümkün değil.

Eğitim sistemimiz akıl almaz bir biçimde adeta istidlâl melekesini devre dışı bırakmış bir halde... 

Öğretmenler Gününü her yıl bir önceki yıldan daha kapsamlı ve coşkulu kutlasak, ne güzel olur...

Ah, keşke bu kutlamaları ve nutukları hamasete meyletmeden yapsak... 

Gösterişten uzak, arı, duru yalın haliyle içimizden geldiği gibi ciddi ciddi kutlasak, ne güzel olur...

Bütün öğretmenlerimi hürmet ve rahmetle anıyorum...

Öğretmenler ve Eğitimimizin Kalitesi

Eğitim sistemimiz öğrencileri ve öğretmenleri müfredat mengenesine sıkıştırmış durumda. 

Yazarın Diğer Yazıları