Geçtiğimiz yıl vefat eden hayırsever iş adamı ve Doğanşehir Belediye Başkanı Vahap Küçük adına geleneksel "Gazetecilik ve Sivil Toplum Örgütleri" arasında başarılı olanları onurlandırmak ve taltif etmek üzere bir ödül kurumu ihdas edildi.
Tertip edilen bu ödül kurumunun olumlu, isabetli bir adım ve hayırlı bir teşebbüs olduğunu düşünüyorum.
YEŞİLDER tarafından bu yıl ilki gerçekleştirilen Geleneksel “Vahap Küçük Gazetecilik ve Sivil Toplum Başarı ödülleri”
18 Eylül Cumartesi günü saat 18.00'de Mercan Koleji konferans salonunda yapılan bir törenle ödüller hak sahiplerine dağıtıldı.
Ödüle layık görülen kişi ve kurumları ise YEŞİLDER üyeleri ve Mercan Koleji öğrencileri yaptıkları oylama ile tespit etmişler...
Ödül törenine gazeteci meslektaşım ve Yeşiltepe Eğitim Derneği Başkanı Mümtaz Toy tarafından davet edildim.
Davete icabet esastır, ben de değerli arkadaşım iş adamı Fuat Tokaç ve kardeşi Avukat Kürşat beyle birlikte ödül törenine katıldık...
Mercan Koleji'nin ev sahipliğinde yapılan ödül töreninde salonu dolduran hemen hemen herkese ödül verildi desem abartmış olmam...
İlk olması nedeniyle oldukça savruk ve bol keseden dağıtılmış özensiz iltifat görüntüsü hakimdi sahneye...
Kim, hangi alamet-i farikasıyla, kim hangi mümeyyiz vasfıyla hak etmişti ödülü anlayamadık!...
Dilerim ikincisi düzenlenecek olan “Vahap Küçük Gazetecilik ve Sivil Toplum Başarı ödülleri” dağıtımında ilkinde yaşadığımız kekrelikler ve savruk özensizlikler yaşanmaz.
Aksi halde, dağıtılan ödüller mavi boncuk seviyesinde mizah konusu olur...
İşi ciddiyetle ele almak iktiza eder, ödül vermek çok titiz bir çalışmayı zorunlu kılar...
Dostlar pazarda görsün kabilinden yapılan işlerin ömrü saman alevi gibi kısa olur...
Rahmetli Vahap Küçük adına düzenlenen ödüller rahmetlinin adına yaraşır bir seçimle hak edene verilirse isabet kesbetmiş sayılır...
O Vahap Küçük ki, Doğanşehir aşığı, Doğanşehir'den bin kilometre uzakta, kendisini hiç tanımayanların topraklarında garip bir hüzünle sessiz sedasız uyumakta...
Oysa yaşadığı, ömrünü verdiği toprağı Doğanşehir'de olsa mezarı, her gün kendisini hayırla yad edenlerce ziyaret edilecek ve hayırseverliği dilden dile dolaşarak toplumun her kesimine sirayet edecek...
Bilmem, NOBEL ve PULİTZER ödüllerini hatırlatmama gerek var mı?
Dünyanın en dikkat çeken ödülleri muhakkak ki "NOBEL" markasıyla adeta özdeşleşmiştir...
Nobel Ödülleri açıklandığında dünyanın ilgisi Nobel Ödülü alanların üzerine odaklanır... Neden?
İnsanlığın tarih boyunca kat etmiş olduğu yeni gelişmeler bir adım sonraki gelişmeye basamak olarak büyük önem taşırlar.
Ödüller daha güzele ve mükemmele yaklaşmak için ihdas edilmişlerdir...
Dilerim YEŞİLDER'de 2.Geleneksel “Vahap Küçük Gazetecilik ve Sivil Toplum Başarı ödülleri” ödül tespiti için bu yönde kendi içinde işin ciddiyetine uygun kararlar alırlar...
Alfred Bernhard Nobel Kimdir?
Alfred Bernhard Nobel, soyadından da anlaşılacağı gibi Nobel Ödülleri’nin Kurucusudur. Nobel Ödülleri, kendisinin vasiyeti üzerine serveti kullanılarak dağıtılıyor. Aynı zamanda dinamitin de mucidi olan ünlü bir kimyager ve mühendis. Hem mucit hem de sanayici olarak büyük bir servete sahip olan Nobel, çalışmalarında nitrogliserini patlayıcı madde olarak kullanmanın yollarını araştırdı. 1864 yılında nitrogliserini kontrol altına almayı başaran Nobel, dinamit barutunu buldu. Nobel’in buluşu o dönemde adeta çığır açtı. Kısa sürede Avrupa’da “dinamit kralı” olarak tanındı. Çalışmalarını büyüten Nobel, 1865 yılında bir fabrika kurdu. 1867 yılında bulduğu maddeye “dinamit” adı ile patent aldı.
Nobel’in Endişesi ve Vicdan Azabı
Alfred Nobel ve ailesi, dinamit temelinde dolaylı olarak büyük bir servet kazanırken, 1888 yılında ağabeyi Ludvig Nobel hayatını kaybetti. Bu olay sonrası Fransız gazeteleri “Ölüm taciri öldü” başlıklı haberler yayınladı. Haberde, “İnsanları hızlıca öldürmenin yolunu bularak zengin olan Dr. Alfred Nobel, öldü” ifadesi yer alıyordu. Gazeteler, aslında Alfred Nobel’in öldüğünü sanmıştı. Bu haberleri duyan Nobel, kendisi öldükten sonra gazetelerde böyle başlıklar atılacağını anlayınca büyük bir üzüntü yaşadı. Kurduğu şirketlerin insanları öldüren patlayıcı ve silahları üretiyor olması ve icadının savaşlarda kullanılması sebebiyle ölümüne kadar sürecek bir hüzün içine girdi. Hayatının son dönemlerini “insanlığa faydasız bir insan” olduğu düşüncesi ile yaşadı.
Bunun üzerine vicdanının sesini dinleyerek servetini insanlığa hizmet edenlere bağışlamaya karar verdi.
İsveçli kimya mühendisi Alfred Nobel’in son isteği olarak her yıl ölüm günü olan 10 Aralıkta bilim insanlarına ve araştırmacılara fizik, kimya, tıp, edebiyat ve barış dallarında verilen Nobel Ödülleri bilim insanlarını, araştırmacıları ve edebi eser sahiplerini insanlığa faydalı olacak çalışmalar yapmak yönünde teşvik etmektedir.
Alfred Nobel’in Vasiyeti:
“Ardımdan bıraktığım gayrimenkulümün ve servetimin tamamı aşağıdaki şekilde dağıtılacaktır. Kapital, emniyetli bir şekilde Fon'da toplanmalıdır. Bu Fon'un geliri her yıl insanlığa en büyük hizmeti yapan kişilere dağıtılmalıdır. Bu gelir beş ana bölüme ayrılmalı ve aşağıdaki şekilde dağıtılmalıdır. Bir kısım fizik sahasında en büyük keşfi yapan kişiye verilmelidir. Bir kısım kimya sahasında en büyük keşfi yapan kişiye verilmelidir. Bir kısmı fizyoloji ya da tıp alanında en büyük keşfi yapan kişiye verilmelidir. Bir kısım edebiyat sahasında en büyük eseri yazan kişiye verilmelidir. Bir kısım Milletlerarası barış ve kardeşlik için en büyük çalışmayı yapan kişiye verilmelidir. Fizik ve kimya konusundaki keşifler, İsveç ilim konseyince değerlendirilmelidir. Tıp konusundaki çalışmalar Stockholm’deki Caroline Enstitüsü tarafından değerlendirilmelidir. Edebiyat ve barış konusundaki mükâfatlar İsveç Parlamentosu tarafından seçilen beş kişilik bir heyet tarafından değerlendirilmelidir. En büyük ve kesin arzum mükâfatlar adaylara dağıtılırken kesinlikle milliyet tefrika yapılmamasıdır. En mühimi, mükâfatı alacak şahıs bir İskandinavyalı da olabilir, olmayabilir de...”
Nobel Ödülü Kazanan Türkler
İlk Nobel Ödülünü kazanan Türk, ünlü yazar Orhan Pamuk’tur. 2006 yılında Nobel Komitesi, Pamuk’un ödülü kazandığını duyurduğu açıklamasında, “2006 Nobel Edebiyat Ödülü, kentinin melankolik ruhunun izlerini sürerken kültürlerin birbiriyle çatışması ve örülmesi için yeni simgeler bulan Orhan Pamuk'a verilmiştir.” ifadesini kullandı. [4]
- Amerika’da yaşayan Türk Prof. Dr. Aziz Sancar, Nobel kazanan ikinci Türk’tür. 2015 yılında Nobel Kimya Ödülü’ne layık görüldü. Sancar, hücrelerin hasar gören DNA’ları onardığını ve genetik bilgisini koruduğunu haritalandırdığı çalışmasıyla bu ödüle layık görüldü.
Pulitzer Ödülleri
19. yüzyılın başında üniversitelerde gazetecilik bölümünün açılmasını sağlayan Amerikalı gazeteci Joseph Pulitzer, 1904 yılında hazırladığı vasiyetiyle Pulitzer Ödülleri'nin temelini attı. Gazete yayıncısı Joseph Pulitzer tarafından başlatılan ve 1917 yılından bu yana verilen Pulitzer Ödülleri, Amerika’nın en önemli gazetecilik ödülleri olarak biliniyor.
1917 yılından beri Columbia Üniversitesi tarafından verilen ödüller, yirmi bir farklı alanda sahiplerini bulmaktadır. Ödül sahipleri, bağımsız bir komite tarafından seçilmekte ve Nisan ayında duyurulmaktadır.
New York şehrinde, Columbia Üniversitesi tarafından gazetecilik, edebiyat ve müzik gibi alanlarda verilen saygın bir ödül olan Pulitzer Ödülleri, 19. yüzyılda Musevi kökenli Macar asıllı Joseph Pulitzer adlı bir gazeteci tarafından kuruldu. İlk ödüller 4 Haziran 1917 tarihinde verildi. Ödüller 21 ana dalda verilmekte olup bunların her birinin değeri 10 bin dolar karşılığı nakit para ve bir sertifikadır. Kazananlar bağımsız bir kurul tarafından seçilmektedir.
-----------------------------------------------------------------------
Daha Fazla Bilgi İçin: Tuğçe Nur Turgut – Acıbadem Üniversitesi, Moleküler Biyoloji ve Genetik Bezelye Dergisi 28 Şubat 2020 https://www.bezelyedergi.net/post/nobel-%C3%B6d%C3%BClleri-ne-dair-t%C3%BCm-merak-edilenlerUğur Eskier https://www.makaleler.com/alfred-bernhard-nobel-kimdir-hayati-basarilariPulitzer Ödülleri https://www.karar.com/karar-nedir/pulitzer-odulu-nedir-kimlere-verilir-iste-tarihcesi-1620479
