Vahdettin Yiğitcan

Muhteşem Teknoköy Geliyor!

Vahdettin Yiğitcan

Bir yanda bilimsel gelişmeler yönünde ilerleyen "Teknoloji", diğer yanda tabiiliğin simgesel mekânı, doğanın içinde yemyeşil bir ortamda yatay mimarisiyle insana ferahlık hissi veren "Köy" yerleşimi, aynı potada meczedilerek, "Teknoköy" fikri doğuyor... 

Öz kimliğimize, Malatya'ya, millet olarak biz Türklere özgü, dünyaya örnek, özgün bir proje "Teknoköy"

"Teknoköy" fikrini İnönü Üniversitesi üst yönetimi projelendirmiş... 

İnönü Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Kızılay'la rektör seçildiği günlerde Net Haber Gazetesini ziyareti sırasında tanıştık...

O ilk karşılaşmamızda Ahmet Kızılay'ın makul, mutedil ve muhatabında saygı uyandıran, sıcak ve samimi bir insan olduğu kanaatine varmıştım...Yanılmamış olduğumu aradan geçen yıllar teyid ediyor...

Ziyaretin gerçekleştiği gün Malatya'ya yeni Sanayi Sitesi yapılması tartışmaları yapılıyordu. 

Mevcut Sanayi Sitelerinin, Şire Pazarının, Toptancılar Sitesinin ve Buğday Pazarının durumu malum. Böylesi utanç verici ilkel yapı örnekleri önümüzde dururken yeni yapılacak olan çarşı ve sitelerin planlanması bu kez bilimsel öngörülere uygun olarak insanımıza ve şehrimize yakışır nitelikte yapılmalıydı... 

Bir şehrin ihtiyaç duyduğu sektörlerin bir arada hizmet verecekleri toplu iş yerlerinin hassas ve çok yönlü ölçüm ve hesaplamalarla planlanması gerektiğini ve bu işin de altından ancak Üniversite ile işbirliği yapılarak kalkılabileceğini dilim döndüğünce anlatmaya çalışarak sayın rektöre, yeni Sanayi Sitesi'nin yapımında Malatya'nın geleceği adına taraf olmasını önermiştim. Benim bu önerime, kibarca, şehrimizin yöneticilerince bir talep olursa severek katkı sunabileceklerini söylemişlerdi...

Şimdi merak ediyorum, yeni yapılmakta olan Şire Pazarı, Buğday Pazarı ve fidancılara yönelik çarşılar için yer ve gelişmelere paralel olarak gelecek planlamasıyla ilgili üniversitenin görüşü ve katkısı alındı mı? Hiç sanmıyorum...

Işığa karşı gözünü kapatanlar, ancak kendi dünyalarını karartırlar... Yerel yönetimler Malatya'yı yazboz tahtasına çevirdiler. Hesap sorulmayan ve hesap verilmeyen sınırsız bir keyfilik hakim belediyelerimizde...

Geçtiğimiz günlerde yerel basına yansıyan bir haberde "Teknoköy" kurulmasıyla ilgili İnönü Üniversitesince çalışmalar yapıldığı anlatılıyordu.

Doğal olarak haber ilgimi çekti ve yetkililerin yaptıkları açıklamaları okudum ve gördüm ki, geleceğe yönelik çok ciddi planlanmış bir proje hayata geçirilme aşamasına gelmiş...  

Prof. Dr. Ahmet Kızılay'ın yönetimindeki İnönü Üniversitesi kendisine yakışır bu projeyle geleceğe yönelik heyecan verici bir adımın müjdesini veriyor Malatyalılara...

Her yönüyle hesaplanmış ve mükemmel bir TEKNOKÖY şehri inşa edilme aşamasına gelmiş...

Sözü daha fazla uzatmadan Teknokent Genel Müdürü Fatih Kocamaz'dan TEKNOKÖY neymiş bir dinleyelim:

"Malatya Teknokent son yıllarda şirket sayısını ve kalitesini arttırarak 80’e yakın firmaya ulaştı. Bu nedenle mevcut bina, kapasitesinin üzerinde işyerine ev sahipliği yapmaya başladı. Ayrıca her geçen gün yeni firma talebinin oluşması beraberinde insan kaynağı sayısında da ciddi bir artışa neden oldu. Bu nedenle Malatya Teknopark'da yeni yönetim birimleri, çalışma ofisleri, fuaye ve fuar alanları, seminer, eğitim ve konferans etkinlikleri düzenleme alanları, workshop odaları, teknik ofisler, atölyeler, bölgenin ihtiyacı olan alanlarda faaliyet gösterecek laboratuvarlara, kütüphanelere, kiralanabilir modüler ofislere, sosyal alanlara ihtiyaç oluşmaya başladı. Bu durum karşısında FKA (Fırat Kalkınma Ajansı) fizibilite desteği ile Malatya Teknokent’e yeni bina ve alanların açılması için proje çalışması yürütülmeye başlandı. İlk çalışmalarımız klasik yaklaşım olan çok katlı mimariydi. Fakat bu mimari bir çok ihtiyaca cevap veremiyordu. Yeni yapılanmanın örnek ve konsept bir çalışma olması ve geçmiş kadim kültürümüz ile gelecek teknolojilerini bir araya getiren bir ortam olması için projeye “Teknoköy” adı verildi. 

Teknoköy projesi; Malatya bölgesinin sık sık deprem yaşaması, işletme maliyetlerinin düşürülebilmesi, farklı tür firmalara farklı boyut ve olanaklarda hizmet sunulabilmesi için “yeşil kent” ortamını tasarladık. Böylece, Ar-Ge faaliyetleri yürüten insanların huzurlu bir şekilde, yeşil içerisinde sağlıklı ve ekolojik bir ortamda çalışabilmesi mümkün olacak. Aşama aşama oluşturulan modüler yapı sayesinde, sistemin tamamını oluşturan tüm inşaatın bitmesine gerek kalmadan, modül modül devreye alınabilmesi her bakımdan bir kolaylık sağlıyor. 

Geçmiş ve geleceğin bağlantısının kurulabilmesi için çoğunlukla taklit isimler olan “vadi”, “silikon” gibi adlandırmalar yerine geleceği ifade eden “tekno” ve geçmişi ve kökenlerimize bağlılığı ifade eden "köy” kelimesi bir araya getirildi ve yeni yerleşim şekli köy görünümüne uygun yatay mimari ile tasarlandı. Köy görünümüne yakışan merkez bir bina planlandı ve içerisinde konaklamadan küçük fuar alanına, eğitim amaçlı seminer düzenlemeye, laboratuvar hizmetlerinden toplu ikram ve yemek alanlarına kadar, her tür ortak organizasyonlar için bölümler planlandı. 

“Teknoköy Evleri” (firma ofisleri) geçmişe bağlılığı yansıtabilmek için bir veya iki katlı, müstakil bahçe içerisinde ve Selçuklu, Malatya, taş ve modern mimariyi çağrıştıracak özellikte tasarlandı. Teknoköy kurulduğunda 53.000 metrekare alanda 26 adet 90 metrekare, 42 adet 120 metrekare, 8 adet 200 metrekare(+bodrum), 8 adet de 400 metrekare (+bodrum) Ar-Ge çalışma ofisi ve 1 adet de 4.000 metrekare sosyal tesis olmak üzere olmak üzere toplam 16.180 metrekare kapalı alan sahip 85 binanın bulunduğu bir yerleşkeye dönüşecektir. Yerleşkedeki her ofis içerisinde boyutu ile orantılı olarak toplantı odaları, bayan erkek tuvaletleri, mutfak ve idari ofisler planlanmış, her firmanın tüm ihtiyaçlarını karşılayacak ortamlar detaylı olarak düşünülerek oluşturulmuştur."  

Bülent Tüfenkçi'den Destek Sözü

Malatya Teknopark’ı ziyaret eden Malatya Milletvekili Bülent Tüfenkci Teknopark firmaları ile istişarelerde bulunarak, ürün ve yazılımları hakkında firma yetkililerinden detaylı bilgi alan Tüfenkci, sunumu yapılan Teknoköy projesine gerekli desteğin verilmesi hususunda şunları söyledi: "Bugün Teknopark’ta yapmış olduğumuz incelemede oldukça faydalı çalışmalar gördük. Bütün arkadaşlarımı kutluyorum. Bu bilim yuvasında daha etkili çalışmaların yapılacağına olan inancımız tamdır. Sunumu yapılan Teknoköy projesi gerçekten etkileyici. Buraya gerekli desteğin sağlanması için girişimlere başlayacağız. Dünyada benzeri olmayan, tamamen bilim ve teknoloji üssü olmaya aday Teknoköy, Malatyamız ve Türkiyemize çok şey katacaktır. Emeği geçenleri kutluyorum"  

Mehmet Çınar'a Dostane Hatırlatmalar...

Yeşilyurt Belediye Başkanı Mehmet Çınar'ı kültürel hizmetlere verdiği önem ve gayretleri nedeniyle üretken bulduğumu belirtmeliyim... Maalesef, Battalgazi Belediye Başkanı Osman Güder'de aynı oranda kültürel hizmet anlamında bir çaba ve heyecan göremediğimi de söylemeliyim...

Mesela, Mehmet Çınar, Yeşilyurt'ta "Millet Kıraathanesi " sayısını 13'e çıkaracaklarını açıklayarak kendine bir hedef belirlemişti... Şu ana kadar çoğunu da açtı.

Osman Güder'den de benzer bir açıklama beklemek, Battalgazililerin hakkıdır diye düşünüyorum... 

Üretken olmak elbette değerli, ancak üretkenlik, ne yazık ki, aynı zamanda başarıyı da beraberinde getiren bir meziyet olmayı iktiza etmiyor!...

Örneğin, bir konu üzerine iki öğrencinin kavrama çabasını gözlemlediğimizde, bir öğrenci konuyu ilk okuyuşta anlam derinliğini ve mahiyetini zihninde kendine özgü ifadelerle manâlandırsın, bir diğer öğrenci de konuya nüfuz etmek için defalarca okuyarak metni ezberlemiş olsun, bu iki durum karşısında hangi öğrencinin daha başarılı olduğunu söyleyebiliriz?

Ezberlemek, konuyu aynen tekrar etmek iken, konuyu anlayıp manalandırmak ise düşünce üretimine devam etmektir.

Müzecilik çok ciddi bir iş, yapacağınız bir yanlış tüm emeğinizin heba olmasına yol açabilir... 

Taklitle değil, tetkikle işe koyulmak kendi emeğinize saygının gereği olduğunu düşünüyorum.

Şu korona salgını ise sadece hayatın tadını tuzunu kaçırmakla kalmadı, insanlarda yaşama sevinci de bırakmadı!

Bütün bu olumsuzluklara rağmen Yeşilyurt Belediyesi kültürel anlamda hummalı bir çalışmanın içerisinde...

Özellikle de kadim yerleşim bölgeleri Çırmıktı ve Gündüzbey semtlerinde...

Eski evlerin dış cepheleri güzel bir görünüme kavuşturuluyorken, sosyal tesis ve çeşitli sosyal mekanlar da bir bir hayata geçiriliyor.

Yeşilyurt eski Belediye binası "Mahmut ve Ahmet Çalık Tekstil Müzesi"ne dönüştürülmüş. Geçen gün ziyaret ettim.

Çok nezih bir ortamda özenli bir düzenlemeyle hizmete açılmış.  

Dekorasyon anlamında gayet mükemmel, ışıl ışıl bir müze çıkmış ortaya. 

Ancak daha kat edilecek muhteva anlamında çok mesafe var...    

Müze müdürü ve müze mihmandarı ziyaretçileri çok sıcak karşılıyorlar. Çaylarını içtim bir hayli de sohbet ettim.

Müze müdürü Mehmet Duman aynı zamanda ahşaba ruhunu ve maharetli yeteneğini yansıtan bir sanatçı...

Müze ilgilisinin sanatçı olması her yönüyle başlı başına bir kazanç...

Ayakkabı bölümünde yer alan son moda spor ayakkabıların sergilenmesi abesle iştigal olmuş...

Dikiş makinalarının arasında yer alan "fes" de "Dam üstünde saksağan, vur beline kazmayı" dedirtiyor insana...

Gedik Kültür Merkezinde açılan Cezaevi Müzesindeki "cedit galvaniz banyo kazanı" ve "duvar kesit" görsellerinin komikliği, unutamadığım garabetlerden...

Mehmet Çınar'ın kültürel hizmet gayretlerini ve Sosyal Tesis kurma becerisini elbette takdirle karşılıyorum...

Çınar'ın sayesinde yakında Gündüzbey'in göbeğinde yepyeni bir Sosyal Tesisimiz daha olacak...

Sosyal Tesisi, tesis ederken, fiyatların da sosyal tesis mantığına uygun olması lazım gelmez mi?

Bir bardak sütü Mehmet Çınar'ın Emanet Çarşısının yanı başındaki Sosyal Tesisinde, iki yıl önce, tam dört liraya içtim...

O dönemde sütün litresi bir lira otuz kuruştu... El- insaf sayın Mehmet Çınar... 

Kaş yaparken göze zarar vermemek esastır...

Hatırlatırım...

Yazarın Diğer Yazıları