Günümüzden yaklaşık iki yıl dokuz ay önce yani 2017'nin Mart ayında, İnönü Üniversitesinde Muhtarlık Akademisi adı altında bir sertifika programı başlatılmıştı, halâ devam ediyor mu doğrusu bilmiyorum... Benim takdirle karşıladığım bir programdı...
Hatta ben, "Muhtarlara Sertifikaya Evet, Milletvekilleri ve Belediye Başkanlarına da Şart" başlıklı bir yazı da yazmıştım...
Bu yazıdan maksadım, insan, yaptığı işi bilgi ve kurallarıyla yaparsa en azından görevinin kaba kısmını yerine getirmiş olur...
Görevin ince kısmıysa onun insanlığına kalmış...Saygı, hürmet, tatlı dil, güler yüz, fedakarlık gibi say sayabilirsen,,,
O dönemde şehrimizdeki 716 muhtardan sadece 460 tanesi sertifika programına katılım iradesi göstermiş...
256 Muhtar ise sertifika öğretim sürecine katılmamış...
Üniversitede yapılan Muhtarlık Akademisi'nin açılış konuşmacılarından olan değerli arkadaşım dönemin milletvekillerinden Nurettin Yaşar yaptığı o konuşmasında şöyle diyordu: "Muhtarlar bu toplumu oluşturan mikroorganizmalardır. Muhtarların devlet yapısını bilmesi, iletişim ve çözüm yöntemlerini bilerek hizmet etmesi sevindirici bir şey."
Hiç bir itirazım yok bu ve benzeri öğretim faaliyetlerine... Faydalı olduğuna da inanıyorum...
Dikkat ettiyseniz öğretim faaliyeti diyorum, eğitim değil... Eğitimin tedris edildiği ocak ailedir... Müsbet de olabilir, menfi de...
Eğitim, bir insanda doğumla birlikte başlar, aile içinde bilinçaltına doğal süreç içerisinde nakşolunan meleke kesbetmiş bir kişilik halidir... Bir ömür boyu da devam eder...
Bilirsiniz halk arasında eğitimsiz insanlar için söylenen yaygın bir söz vardır "Diploma cehaleti alır, eşeklik baki kalır"
Siz, "diploma" yerine, mevki, makam, mansıp, koltuk da diyebilirsiniz...
Aslolan, işi hem kurallarıyla hakkıyla yapmak, hem de işi yaparken de bütün incelikleriyle zerafetle taçlandırmaktır...
