Başlığa bakarak hemen suratınızı ekşitmeyin...
Okuduğunuz satırların yazarı bu hakir ve fakir de, en az sizin kadar Malatya'nın dününü ve bugününü değerlendirecek mukayese bilgilerine sahiptir.
Anlatacaklarımı sabırla can gözüyle okuyun, gönül kulağıyla dinleyin...
Asla, rahmetli Çetin Altan'ın meşhur alaycı ifadesiyle "Türk'e Türk Propogandası" yapanlar gibi, Malatyalılara Malatya Propagandası yapmayacağım...
Malatya, yerel yönetim itibariyle bir büyükşehir iki de merkez ilçe belediyelerince yönetilen orta ölçekli, eşsiz özellik ve güzellikleri bünyesinde barındıran bir ilimizdir.
Coğrafi konum olarak doğunun batısı, batının doğuya açılan kapısı olmakla beraber kuzey ve güneyin tam ortasında yer alan ulaşım ağının ortasında bulunmaktadır.
Bereketli topraklarında yetişen sebze, meyve ve hububat ürünlerinin nadideliği, havası ve suyunun güzelliği sayesindedir...
Sonuna kadar hak ettiği "Dünya Kayısı Başkenti, Malatya" ünvanını, bırakın Türkiye'yi dünyada elinden alacak bir başka şehir ya da belde de yoktur...
On yıllardır yerlerde sürünen kayısımızın kıymeti nihayet bu yıl hak ettiği değeri görmeye başlamıştır... Onlarca yıllık değer görmeyişin müsebbiplerini iyi tespit etmek lazım gelir...
Geçtiğimiz ay UNESCO tarafından tescillenen ve Kalıcı Dünya Mirası Listesine alınan Arslantepe Höyüğü ile tarihe ışık tutan, şimdiye kadar yapılan araştırmalara göre de 8 bin yıllık geçmişe uzanan kadim kültürlerin zenginliğine sahiptir Malatya.
Türkiye Cumhuriyeti'ne, siyasi tarihimizde önemli görevler üstlenmiş ve başarıyla sonuçlandırmış, iki Başbakan ve iki Cumhurbaşkanı'nın yanı sıra saysız devlet adamı yetiştirmiş seçkin bir vatan toprağıdır Malatya...
Ne var ki, Malatya, Malatya'dan habersiz yöneticilerle yönetilmektedir...
Belediye Başkanlarımız ve Milletvekillerimizin Dikkatine
Öncelikle ve ivedilikle, başta Malatya Büyükşehir Belediye Başkanı Selahattin Gürkan olmak üzere, Battalgazi Belediye Başkanı Osman Güder ve Yeşilyurt Belediye Başkanı Mehmet Çınar'ın yanı sıra, Malatya milletvekili, Öznur Çalık, Mehmet Fendoğlu, Bülent Tüfenkçi, Ahmet Çakır, Hakan Kahtalı ve Veli Ağbaba'ya saygılarımı sunarak Malatya'nın Yüz Karası olarak nitelendirdiğim çok fecaat bir durumdan söz edeceğim ve bütün bu isimlerini saydığım zat-ı muhteremler el ele vererek Malatya'nın utanç verici bu durumuna son vermelerini isteyeceğim...
Üç belediye başkanımıza ve milletvekillerimize hitap etmemin sebebi, ileteceğim sorunun tüm Malatya'yı ilgilendirmesi nedeniyledir...
Çünkü, isimlerini zikrettiğim zat-ı muhteremleri bulundukları görevlere oylarıyla Malatyalılar getirmişlerdir...
Bilindiği üzere insan olmamız nedeniyle en doğal bir ihtiyaç giderme yeri olan tuvaletler umumi ortamlarda bulunması zorunlu yapılardır.
Tuvaletler, müslüman toplumlarda çarşı ve pazarların bulunduğu, yoğun insan kalabalığının olduğu yerlerde camilerimizin yanı başında inşa edilmişler ve adına da "Abdesthane" demişlerdir. Yani pislikten temizlenme ve su ile arınma yeri.
Malatya'nın tam merkez noktasında yer alan, etrafında farklı çarşıların bulunduğu, yerli ve yabancı turistlerin uğrak yeri, esnaf, vatandaşların ihtiyaca binaen kullandıkları Teze Caminin Umumi Tuvaletleri, Malatya'nın Yüz Karası bir döküntü halinde ve şehrimizin dışarıda bırakacağı izlenim adına da, başlı başına rezalet bir durum arz ediyor...
Bu tuvaletleri Malatya halkına (seçmenine) reva gören sayın ilgili ve yetkililer (siyasi koltuklarda imtiyazla oturanlar) acaba bu tuvaletlerin rezil durumundan haberdarlar mı? Doğrusu çok merak ediyorum...
Eğer haberdar değillerse bir zahmet gelip bir de kendi gözleriyle görüp, burunlarıyla ortamı bir solusunlar bakalım, ya da kendileri gelmeye utanırlarsa bir yakınlarını gönderip teftiş ettirsinler...
Geçtiğimiz günlerde bizzat yaşanmış bir olay dinledim, isim vermeyeceğim, isimleri bende mahfuz.
Cami yöresinden bir esnaf, yetkili belediye başkanına tuvaletlerin durumunu iletiyor ve Elazığ İzzetpaşa Camisinin tuvaletlerindeki temizliği örnek gösteriyor.
Belediye başkanının verdiği cevap çok yaralayıcı, "O caminin tuvaletleri paralıdır"
Sayın başkan verdiği bu cevapla şunu mu ima ediyor, " Bedava kullanıyorsan, pisliğe de katlan!.."
Tuvaletlerin Durumu
Tuvaletler Caminin kuzey kısmında yer altında, giriş ve çıkışın tek kapıdan yapıldığı bir şekilde oldukça basık tavanlı ve bunaltıcı bir sıkışıklıkta yapılmış.
Cuma günleri tam bir rezalet... Sıra beklemek işkence...
Mermer giriş merdivenleri yıllar boyu çok yoğun kullanımın doğal sonucu olarak aşınmaktan yamuk yumuk olmuş...
Girişin karşı duvarında, tuvaletleri kullanacaklara " tuvaletlerin ücretsiz "olduğunu belirten pano bir lütuf gibi asılmış.
Engelli tuvaletleri hangi engelli düşünülerek yapılmış anlamak mümkün değil! En başta engelli rampası yok! Üstelik klozetler darmadağın...
Tuvalet kapıları tam kapanmıyor ve iğrenç yazı ve boyalarla insanın içini karartıyor.
Yer döşeme fayansları kırık ve pis bir görüntü oluşturuyor.
Taharet muslukları çok kalitesiz ve herşeyden önce tuvaletin iç alan boşluğu çok dar, içeriye zor girebiliyorsun...
Tuvaletlerin genel zemini her zaman ıslak ve çamurumsu bir kirlilik üzerinde yürüyorsunuz.
Basık tavan nedeniyle havasız ve hamamı andıran bir nem yüzünüze çarpıyor...
Günümüzden iki yıl önce İran'ın Tebriz ve Urumiye şehirlerine gitmiştim, orada da en büyük sıkıntım umumi tuvaletler olmuştu...
Güya İslam devleti İran, İslam temizlik dini, değilmi ki, "Temizlik İmandan Gelir" demişiz...
Malatya Teze Cami'nin tuvaletleri de kullananlara temizlik hissini vermeyen bir rezalet bir çirkef kenefi...
Yukarıda isimlerini andığım ve göreve çağırdığım Malatya insanının oylarıyla onurlandırdığı ilgili ve yetkililer ivedilikle insanlığa ve müslümanlara yaraşır engellilerin de kullanımına uygun bir umumi tuvaleti projelendirip Malatya'ya armağan etmeliler...
Malatya Uluslararası Bir Konuma Yükselmiştir
Malatya'nın Dünya ölçeğinde tanınırlığı düne göre hiç hesaplanamayacak bir biçimde artmıştır...
Kültür turizmi inanılmaz bir ivmeyle gelişecektir.
Bu süreç içerisinde yöneticisinden, memurundan, esnafından, işçisinden, iş adamından ve sokaktaki insanına kadar herkes pür dikkat Malatya'nın imajını insanlar nezdinde yükseltecek işlere öncelik vermelidir...
Bavul ticaretinin başladığı yıllarda İstanbul Laleli'de ticaret için gelen Balkan ve Rus kökenli turistleri kazıklamaya kalkan aç gözlü esnaflar ve ilgili diğer sektör çalışanları birden bire kesilen turist hareketiyle ticari krize girmişlerdir.
İnsanın gözünden ve gönlünden hiç birşey kaçmaz...
Şehrimizi ziyaret eden kim olursa olsun güzelliği, özeni ve samimiyeti derhal farkeder...
Şimdiye kadar olan oldu, şimdiden sonrasını öyle özenle oluşturmalıyız ki, şehrimizin çarkı tıkır tıkır işlesin...
Maazallah yukarıda bahsettiğim Laleli örneğindeki gibi küstahça bir cehalet gösterilirse bir daha semtinize uğramazlar...
Malatya, dünya indinde kazanmış olduğu bu tarihi misyonunu daima hatırında tutarak yönetilmelidir...
Malatya'nın Bu Durumundan Basın da Sorumlu
Sırça köşklerinde oturan Malatya basını işine geldiği oranda sorunlara ilgi duyar.
Şehrin göbeğinde olan bitenden habersizdirler...
Malatya Basını ısrarla Yeni Cami Tuvaletinin iğrenç durumunu gündemde tutsa bir haftaya kalmaz pırıl pırıl yeniden inşa edilir o tuvaletler...
Ne fikri takip yaparlar ne de ideolojik saplantılarından taviz verirler...
Trambüsün rengiyle ilgilenirler de işleyişindeki aksaklıklardan bihaberdirler..
Sivil Toplum Kuruluşu olduğunu tabelasında taşıyan sözümona kurumlar başkanlarının çiftliği gibi bir işlev görürler.
Malatya çok ama çok enteresan bir memleket haline evrildi...
Fırıncı esnafını temsil eden bir teşkilat yöneticisi "Belediye Ucuz Ekmek Satmasın" diye eylem yapıyor!...
Oysa belediyenin sattığı ekmek fiyatı oldukça yüksek...
Kayısı Haber İnternet Sitesinin Genel Yayın Yönetmeni Mahir Temur'un dışında bunu yazan maalesef bir basın organı mevcut değil...
Ben şahsen merak ediyorum, "Belediye Ucuz Ekmek Satmasın" diyen o teşkilat yöneticisisin kaç tane fırını var acaba?
Malatya Sebze, Meyve ve Kasap Pazarı koronavirüs nedeniyle hizaya gelmişti şimdi yine eski karmaşasına döndü...
Düşünebiliyor musunuz, bu sebze ve meyvecilerin derneği, Esenlik Marketlerindeki halk günü sebze ve meyve satışında indirime gitmesin diye çağırıda bulunuyor...
Halkın aleyhine olacak bu çağırıya da ne acı ki, tepki duyacak bir organ bulunmuyor Malatya'da...
Yazdıklarımın hülasası yarınlarımızın bugünümüzden daha iyi olması içindir...