Değerli okurlar,
Malatya'nın yerleşim bölgesi olarak geçmişi bugün itibariyle tespit edilebilmiş yaklaşık 9000 yıllık bir tarihe uzanmaktadır.
Şimdilerde Karakaya Baraj Gölü altında kalan Cafer Höyük kazılarında elde edilen buluntulardan arkeologların bilimsel inceleme sonucunda yaptıkları açıklamaları böylesine bir geçmişi işaret etmektedir.
9000 yıllık kadim bir yaşanmışlığı bağrında barındıran bölgemiz sayısız medeniyetlerin hükümranlığı altında kalmış, çok zengin bir kültür mirasının da varisi olmuştur.
Burada sizlere Malatya'nın kısa tarihçesini anlatacak değilim.
Asıl demek istediğim, bölgemiz ve insanımızın geçmişi binlerce yıl öncesine uzanmakla beraber, insanlarımız kadim medeniyetlerin kültürel genlerini de bilinçaltında taşımaktadır.
Sizlere 2017 yılında 17 ve 19 Kasım tarihlerinde İnönü Üniversitesinde gerçekleştirilmiş çok katılımlı ve yoğun emek verilmiş bir Sempozyumdan bahsedeyim.
Sempozyumun ana teması şu: "Geçmişten Günümüze MALATYALI İlim ve Fikir İnsanları".
Sempozyumda sunulan bildiriler 1203 sayfa olarak iki cilt halinde kitaplaştırılmış. Bu fakirin vaktiyle ne sempozyumdan haberi oldu ne de kitaplaştırılmış halinden. Maalesef günümüz Malatya'sında ilmi ve kültürel etkinliklerin duyurusu gerektiği ciddiyette yapılmıyor. Kültürel etkinliklerin halka ve ilgili vatandaşlara duyurulması hususunda belediyelerin ve valiliğin ilgili müdürlüklerine büyük mükellefiyetler düşmektedir. Adları "Kültür Müdürlüğü" ise, kültürel etkinlikleri de bir şekilde duyurmak görevleri arasında değerlendirilmelidir. Sorumluluk duygusu ve ciddiyet bu hizmeti gerekli kılmaktadır. Tekrar konumuza dönelim:
Benim tanımımla "Malatya'nın Arşiv Hazinedarı" Kültür Araştırmacısı ve Yazar Nezir Kızılkaya sağolsun hediye etti de böylece sempozyumun kitaplaşmış biçimine kavuşmuş oldum.
Sempozyumda onlarca ilim, fikir ve sanat insanı konu edilmiş ve tanıtılmış. Çok faydalı bir kaynak eser vücuda getirilmiş.
Değerli Nezir Kızılkaya, söz konusu Sempozyumda, yakınlarda kaybettiğimiz Malatya'nın abidevi şahsiyeti vakıf insan, şair, yazar ve gazeteci sevgili Celal Yalvaç ağabeyi o titiz ve güzel üslubuyla yazmıştı.
Değerli okurlar "Geçmişten Günümüze MALATYALI İlim ve Fikir İnsanları" Sempozyumunun iki cilt olarak kitaplaşmış halini Malatya 100. Yıl İl Halk Kütüphanesi veya İnönü Üniversitesi Kütüphanesinde bulup okuyabilirsiniz.
Okuduğunuzda bilgi dağarcığınızın zenginleşmiş olması nedeniyle şehriniz Malatya adına kendinizi mutlu hissedeceğinizden kesinlikle eminim.
Malatya'nın Bugünü
Malatya'nın bugünü derken sakın depremlerle enkaza dönmüş halinden bahsedeceğimi aklınıza getirmeyesiniz.
Malatya'nın bugünü derken, 1924 yılından 6 Şubat 2023 de yaşanan depremlere kadar kesintisiz devam eden, hesapsız ve kitapsız keyfi yönetimlerin yaşanmaz kıldığı, betondan labirente dönüştürülmüş, yeşili katledilmiş, nefes alınamayan Malatya'dan söz ediyorum.
Çarpıklığın ve hoyratlığın kaynağına gelince, siyasi partilerin hiçbir kritere tabi tutmadan önümüze koyduğu yerel yönetici adayını sözde "özgür seçimler" yöntemiyle bizler seçiyormuşuz öyle mi? Sevsinler sizin seçimlerinizi!...
Merkezi Hükümetin kendi iç işleyişindeki görevlendirilecek kişilerde aranan kurallar ve kriterler maalesef siyaset eliyle yürütülen yerel yönetimlerde dikkate alınmıyor. Belediye teşkilâtının en üst amiri olarak şehrini imar ve ihya, belediye kadrosunu sevk ve idare etmek, belediyenin hak ve menfaatlerini korumak, belediye personelini atamak yetkisine sahip belediye başkanının en az lise mezunu olması yeterli sayılmaktadır. Bir beldenin, bir ilçenin ve bir şehrin yönetimi demek eğitim ve bilgi anlamında çok yönlü kültürel donanımı gerekli kılmaktadır.
Düşünebiliyor musunuz bir ili, bir ilçeyi, bir beldeyi emrine verdiğiniz, emanet ettiğiniz kişinin yeterlilik eğitimi sadece lise mezunu olmasıyla yerine getirilmiş oluyor!..
Şehrimizin yerel yöneticilerinin müktesebatı, şehri kadim kültürümüze layık imar, ihya ve inşa etmeye kafi gelmemiştir.
Yeterlilik konusunda kahir ekseriyetinin karnesi sıfırdır. Sözü fazla uzatmanın alemi yok; şehrimizi, kadim kültürümüzü ve insan onurunu yücelten bir seviyeye yükseltememişlerdir.
Malatya'nın tam yüz yıldır tarihi eserleriyle kültürel değerleri yok edilmektedir.
Bir tek istisna örnek olarak tarihi eserlere sahip çıkan Battalgazi Belediyesi Eski Başkanı Selahattin Gürkan'ın gayret ve çalışmalarını takdirle karşıladığımı belirtmek isterim. Selçuklu Döneminde inşa edilen Ulu Camii, Silahtar Mustafa Paşa Kervansarayı, Tarihi Askerlik Şubesi, Tahtalı Minare Hamamı, Kanlı Kümbet, Roma Dönemi Surları'nın onarımına öncülük etmiş ve ilgili kurumlara saydığımız eserlerin restorasyonunu yaptırtmıştır.
İşte yok edilenlerden ilk anda aklıma gelenler:
Çarşı merkezindeki Taş Bina Kapalı Çarşı.
Kışla Caddesinin başladığı alt köşede bulunan Ahşap Yapı Şirket Han.
Çarşı merkezde bulunan Ermeni vatandaşların işlettiği Çanak, Çömlek ve Tandır Atölyeleri.
Sümer Mensucat Fabrikası - Fabrika binası ülkemizin sanayileşme müzesi olarak değerlendirilebilirdi.
TEKEL Sigara Fabrikası - Fabrika binası çok amaçlı Kültür Merkezi olarak işlev görebilirdi.
Malatya Belediyesi Eski Binası - Bina Şehir Müzesi olarak kültürümüzün hizmetine sunulabilirdi.
Sümer İlkokulu - Mezun olduğum okul, çocukluk hafızamı, tarihimi katletti okulumu yıkan cehalet. Daha nasıl hakaret edebilirim ki?..
Çarşı Merkezinde bulunan en az dört adet Taş Yapı Kubbeli Hamam.
O hamamlar ki, bayram arefelerinde ve hafta sonlarında bir şenlik yerine dönerdi.
Bedensel ve ruhsal arınma yerleriydi hamamlarımız. Yok edildiler.
El'an İstanbul'da kadim semtlerde işletilmekte olan onlarca hamam sayabilirim. Örneğin; Cağaloğlu, Çemberlitaş, Küçük Mustafa Paşa, Koca Mustafa Paşa, Kadıköy Osman Ağa, Üsküdar, Galatasaray, Küçükpazar Hacı Kadın hamamları gibi...
Depremlerin Sene-i Devriyesi ve Yarınımız
Malatya'nın enkaz yığını halindeki bugününün ilahi müsebbibi depremler oldu...
Bir anlamda kendi kendinin sonunu hazırlayan Malatya'ya deprem tokadı "Kendine Gel Malatya" diye mesaj verdi...
Depremin verdiği mesajları her yetkili anlamakla mükellef... Anladılar mı diye sorarsanız, emin değilim derim...
O kadar güven bunalımı yaşıyoruz ki, anlatmak mümkün değil.
Yerel seçimlere şunun şurasında ne kaldı?.. Bugün yeni şeyler söyleme zamanı...
Merkezi yerel yönetici adaylarımız yenilendi. nasip olursa yeni kadrolarla yola revan olarak yarınları inşa edeceğiz.
Yarınlarımızın inşasını öyle ince hesaplamalıyız ki, yüzelli ikiyüz yıllık ihtiyaçları karşılayacak öngörülerle adımlar atılmalı.
Artık insanımızı çıldırtan yaz-boz tahtasına çevrilen kaldırım ve asfalt tamiratı gibi göz boyama hokkabazlığı yaşanmamalı.
Dileriz seçildiklerinde yepyeni bir Malatya sabahına uyanırız.
Dileriz kadim şehrimizin kadrini bilen bir yönetim yöntemi sergilerler...
Dileriz karşılıklı saygıyı gerektiren hakkaniyetli hizmeti hayata geçirirler.