Değerli okurlar,
Bir şehrin, bir ülkenin ufku açık, bilgi düzeyi yüksek, bakış açısı 360 dereceyi kapsama alanına alarak gözlem ve yorumlama kabiliyeti mükemmel, en hareketli, doğrudan yana, objektif, 7/24 sahada, zinde ve çok hassas olması gereken sivil yapılanması "Yazılı ve Görsel Basın" organlarından başkası değildir. Sosyal medyanın da ağırlığını gözden uzak tutmayalım...
Basın organlarının omurga şahsiyetleri öncelikle muhabirlerdir.
Muhabirlerin ardından editörler ve yazı işleri adı altında yayın kurulu sıralanır.
Gerçek gazetecilikte "PATRON" diye "meslekî bir branş" yoktur. Patron, müteşebbis bir iş adamıdır. Ticaretinin peşindedir.
Günümüzde ise her alanda ve sahada hiçbir hususun ilke ve standartları mumla aranır hale geldiğinden gazetecilikte de patron kavramı akan suların önünde aşılmaz bir set olarak gazetecilerin kâbusu olarak bir işlev görmektedir.
Asli bağlamından koparılan gazetecilik bugün için maalesef ticari kaygıların manivelası halinde bir görev yürütmektedir.
Malatya basınında, basının meslek ilkelerine uyum noktasında gazetemizin sahibi Ahmet Keskin'in şahidi olduğum son yedi yıl içerisinde ahlakî duruşunu hep takdirle karşılamışımdır.
Burada basın üzerine ahkâm kesip başınızı ağrıtacak değilim.
Malatya basınında fark ettiğim kimi vahim açmazları ve gazetecilikle ilgisi alâkası olmayan bazı kılıksız, kişiliksiz kişilerin gazeteci olarak ortalıkta boy göstermeleri üzerine meslekî bir hatırlatmayı siz okurlarımla paylaşma ihtiyacı hissettim. Hepsi bu, başkaca da hiçbir hesabım yoktur.
Ülkenin Döviz Yükü Malatya'nın Sırtında!
Vah Malatyam vah, vaah ki, ne vah!
Demek sırtına bir de ülkenin döviz yükü mü yüklendi de haberimiz yok!
Malatya'nın çiçeği burnunda nur topu gibi yeni doğan "Malatya Lider" gazetesi iki gün önce yani 30 Eylül’de "Ülkenin Döviz Yükü Malatya'nın Sırtında!" başlığıyla haberini veriyordu.
Gazeteyi okul arkadaşım Malatya'nın kadim ayakkabıcı esnaflarından Sami Candaş'ın Tecde Mahallesindeki konteyner dükkânında okudum.
Öncelikle haberin başlığı çok canalıcıydı.
Haberin metnini okuduğumda ise Malatya'nın Ağustos ayı ile Temmuz ayı arasında gerçekleştirilen ihracat rakamlarının mukayesesi yapılıyordu.
Neymiş efendim, Ağustos ayında yapılan ihracat %15 artmış mış...
Behey aklına turp sıktığımın gazetecileri bu mudur, sizin gazeteciliğiniz?
Hangi mantık yürütmesiyle bu hükme vardın ey yayın kurulu "Ülkenin döviz yükü Malatya'nın sırtında!" mış öyle mi?
Bir de sıkılmadan ben de gazeteyim diyerek Malatyalıların karşısına çıkıyorsun..
Ey muhabirim, ey yazı işleri kurulu haberini önce defalarca oku başlığını öyle at...
Lider Malatya Gazetesi, henüz yolun başındayken çok titiz bir yayıncılık yap, aksi halde madara olur direk hurda kağıt muamelesi görürsün!
Belediyeler Halk ve Basın
Malatya, 6 Şubat Depremleriyle birlikte altından kalkılması çok ama çok ağır bir yıkım yaşadı.
Binlerce binası yıkıldı, onbinlercesi ağır, orta ve hafif olmak üzere hasar aldı.
Benim diyen devletlerin altından kalkamayacağı, 11 şehrimizi derinden etkileyen devasa bir alanda yaşanan bu felaketi ülke olarak aşmamız elbette kolay olmayacak. İnsanoğlunun olduğu yerde yanlışlar da vuku bulduğunda orada basın görevini eksiksiz bir şekilde yerine getirerek kamuoyunu bilgilendirmek ve yanlıştan dönülmesinin uyarısını yapacaktır.
Basınımızın haberlerinde sabır ve metanet bilincini sürekli göz önünde bulundurması, yönetilenler ve yöneticiler arasındaki karşılıklı anlayış yakınlaşmasını beraberinde getirmesi şehrimizin huzur ortamına büyük katkı sağlayacaktır.
Birlik, beraberlik ve herşeyden önemlisi metanet ve sabır, işlerimizi kolaylaştıran gündelik hayatın moral desteğidir.
Böylesi toplu yaşanan afet durumlarında fevri davranmamak büyük önem taşıyor.
Halk, tabiatı icabı hep talepkârdır ve daima yakınma, yetinmeme yanlısıdır.
Belediyelerimiz ise kelimenin tam anlamıyla onlar söylemese de bir enkaz devralmışlardır.
İşleri sanıldığı gibi değil, korkunç zordur...
Basının görevi bana göre, yanlışa yanlış demenin ötesinde yapılan hizmetleri de hakkaniyet çerçevesinde takdir edici haberlerle görmektir.
Basının bu tutumu, vatandaşın şehrine olan aidiyetini, sevgisini sağlarken, yöneticilerin ise çalışma azmini kamçılayacak ve takdir edilmenin iç huzurunu onlara yaşatacaktır.
Bütün bu saydığımız erdemli davranışları ortaya koymak hiç zor değil, sadece gönül işidir.