Değerli okurlar,
Geçtiğimiz Cuma günü Malatya Büyükşehir Belediyesi ve Malatya Valiliği işbirliğinde düzenlenen "10. Malatya Anadolu Kitap ve Kültür Fuarı" kapılarını her yaştan kitapsever ve kültür meraklısı ziyaretçilerine açtı.
Güzel Türkçemiz, yarı aydın özenti tiplerin öykünme gayretleri nedeniyle farkında olarak ya da olmaksızın tahrif edilerek dilimizin ifade gücü zayıflatılmaktadır.
Bu sinsi zavallı ya da kasıtlı davranış yüzyıllardır dilimizi kemirip durmakta. Kuşaklar arası anlaşmamız on yıllar içerisinde bile değişime uğrayarak anlaşılmaz hale dönüşmektedir. Kültürel fukaralık bu olsa gerek.
Daha dün denilecek dönemin ünlü yazarları, Ahmet Rasim, Refik Halit Karay, Reşat Nuri Güntekin, Hüseyin Rahmi Gürpınar, Sait Faik Abasıyanık, Mehmet Akif Ersoy, Sabahattin Ali, Nazım Hikmet, Attila İlhan, Yakup Kadri Karaosmanoğlu gibi daha yüzlerce yazarın eserlerini bugünkü neslin anlayabilmesi için "sadeleştirilmiştir" ibaresiyle piyasaya sürülmesi tam bir kültür yozlaşmasının fotoğrafıdır. O sadeleştirilmiş metnin ne kadarı yazarın anlatmak istediği maksadını ifade edecektir yahut şöyle soralım, ifade edebilecek midir? El cevap: asla yazarın meramını o sadeleştirilmiş metin yansıtmayacak ve o eser yazarın değil sadeleştiren kişinin kopya çalışması bir müsveddeden öteye geçemeyecektir.
Zihni karmaşıklık ve hayal gücümüzün sığlığı, kelime dağarcığının zenginliğiyle doğrudan ilintilidir.
Bu nedenledir ki, asırlardır insanlığın gelişmesine ne teknik ne de felsefi anlamda herhangi bir katkıda bulunamıyoruz.
Sözü gereğinden fazla uzattım galiba.
Malatya'da gerçekleştirilen en önemli faaliyetlerin başında resmi kurumların ve ahalinin dilinde "Kitap Fuarı" şeklinde isimlendirilen bu faaliyete bu fakir "Kitap Şenliği" demeyi tercih ediyor.
Malatya Büyükşehir Belediyesi günler öncesinden Kitap Şenliği'nin müjdesini verdiği devasa boyutlu tanıtım görsellerinde ziyaretçilere büyük harflerle şöyle sesleniyordu "KAĞITTAN DÜNYALARIN KEŞFİ'NDE BULUŞALIM..."
Bu sözü uyduran muhterem güya kitabı över gibi yaparak aşağılamış olabileceğini hiç fikretmiş midir?
Fikretse derhal siler yeniden doğru dürüst bir cümle kurardı. Ne demek 'Kağıttan Dünyalar ve O Dünyaların Keşfi'
Kitabın maddi elbisesi olan kağıt kısmına bakan kafa, hurda kağıtçı kafasından başkası değildir.
Kitabın maddi yönü. yani yaprakları zarf, onların üzerine yazılanlar ise mazruftur. Esas olan, mazrufun sunduğu sofradan hakkıyla gıdalanmak daha açıkçası nasiplenmektir. DERLER Kİ, OKUMAK İLAÇTIR, ANLAMAK ŞİFA...
Malatya Büyükşehir Belediyesi Kültür Dairesi Yetkilisi kimse, 10.Malatya Anadolu Kitap ve Kültür Fuarı'nın mottosunu 'Kitabın Ruhuyla Yeniden' cümlesiyle tanımlamış.
'Kitabın Ruhuyla Yeniden' cümlesi çok isabetli bir tanımlama ve kitaba davet eden bir çağrışım içeriyor, tebrikler...
Ancak o 'motto' kelimesi de ne ola ki?..
Yeri geldiğinde ana dilimiz Türkçe, deriz ya, annemizden öğrendiğimiz dilimizi kastederiz.
Evet motto kelimesini kim yazdı ve kim telaffuz ettiyse annesine de içinde 'motto' kelimesi geçen bir cümle kursun da alsın boyunun ölçüsünü...
Lütfen, KİTAP FUARI yerine de KİTAP ŞENLİĞİ dersek daha sevinçle gidilir kitaba, bilgiye, ilme...
İsmet Yalvaç'ın Rahle-i Tedrisi ve Fuat Kozluklu
Değerli okurlar,
Bilenlerin affına sığınarak söylüyorum.
İsmet Yalvaç'da kim diyecek olursanız:
Geçen yıl 15 Aralık 2023'de kaybettiğimiz, gönül ehli, münevver, araştırmacı gazeteci ve paha biçilmez kültür hazinesi niteliğindeki Malatya Manzumesi'nin yazarı Vakıf İnsan, Merhum Celal Yalvaç gibi mümtaz bir şahsiyetin oğludur, İsmet Yalvaç.
Henüz yeni tanıştığım bu insanın Genel Yayın Yönetmenliğini yaptığı "Malatya Haber" adlı internet sitesinin müdavim izleyicilerindendim.
Eskilerin deyimiyle ruberu tanışmam ise son üç yıllık bir geçmişe uzanır.
İsmet Yalvaç, kelimenin içerdiği en kamil anlamıyla çekirdekten yetişme gazeteci. Ben Malatya'da yegâne diyeyim, ötesini siz anlayın.
İşini bir cerrah titizliğiyle yapmaya çalışan, salih bir insan.
Fuat Kozluklu'ya gelince. Malatyalı hemşehrimiz, ülkemizin hemen hemen her yerinde haberlere ilgi duyan herkes tarafından, bilinen, gözü pek, açık seçik sözlü, mesleğinde de cevval ve çok başarılı bir gazeteci.
Malatya Büyükşehir Belediyesi ve Malatya Valiliği iş birliğinde düzenlenen "10. Malatya Anadolu Kitap ve Kültür Fuarı" nedeniyle Fuat Kozluklu şehrimize geldi ve Kitap Şenliği kapsamında söyleşi tadında uzun yıllardır ülke gündeminden düşmeyen iki konu üzerine yaşadığı gazetecilik anılarını anlattı. Dinleme ve tanışma bahtiyarlığını yaşadım.
Kozluklu, gazeteciliğe iptida adım attığı dönemde ilginç bir tanışma hikayesiyle anlattığı İsmet Yalvaç için "Meslekteki ilk öğretmenim, İsmet Yalvaç " diyerek üzerindeki İsmet Yalvaç'ın emeğini ve hakkını teslim ediyor. Kadir bilmek böyle bir şey...
Fuat Kozluklu'nun söyleşi tadında gazetecilik anılarını anlattığı ilk hikâyesi, ülke gündemini kırk yılı aşkın bir süredir işgal eden Adnan Hoca lakabıyla bilinen, Adnan Oktar'ın yönettiği ne idüğü belirsiz, İslami kavramları kullanan sapık gizli bir örgüt hakkında yaptığı ifşa haberiydi.
Adnan Oktar'ın kurduğu ahlaksız ve her türlü sapkınlığın içinde yaşandığı gayrı İslami bu örgütün toplumumuz içerisinde meşruiyet kazanması zeminini, maalesef para düşkünü dinci tabir edeceğimiz İslamcı gazeteler her hafta tam sayfa "Harun Yahya" kitaplarının reklamlarıyla sağlamışlardır. Adnan Oktar ne kadar suçluysa aynı suçun diğer ortağı bu reklamların yer aldığı dinci gazetelerdir.
Bu karanlık örgütün iç yüzünü, çözülüş ve çöküş hikâyesini en ince ayrıntısına kadar Fuat Kozluklu'nun kaleme aldığı "Kod Adı SAPKIN" adlı belgesel nitelikli kitabında okuyabilirsiniz.
Fuat Kozluklu'nun anlattığı ikinci gazetecilik anısı da İsrail'in Filistin'de, Gazze Şeridi içerisinde yaşayan Filistinlilere yaşattığı korkunç zulmü gözlemlemek ve haberleştirmek üzere gittiği İsrail'de Türk ve Müslüman olduğu için uğradığı gayrı insani muamelerden oluşuyordu.
Fuat Kozluklu'nun ülkemizde, Gazze ve Filistin'de yaşananlara ilişkin kullanılan haber diline çektiği dikkat çok önemliydi...
Örneğin, Kozluklu, "Gazze'de veya Filistin'in herhangi bir yerinde toplama kampları için "Mülteci Kampı" ifadesinin kullanılması son derece yanlış ve inciticidir" dedi.
Çünkü, kendi topraklarında, kendi yurdunda insanlar nasıl mülteci olabilirler ki, olsa olsa bir yere toparlanmış, sıkıştırılmış gruplardır.
Gözünü kan bürümüş bu İsrail, kendi sonunu hazırlayan ve hızlandıran bir çılgınlık içerisinde...
Üç aşağı beş yukarı dünyadaki 8 milyar insan, İsrail'in artık cinsini, cibiliyetini, karakterini biliyor.
İsrail kendi eliyle dünyanın nefretini Yahudilerin üzerine çekmeyi başarmış durumda.
Kim ne derse desin, kim arka çıkarsa çıksın. şeksiz ve şüphesiz, insanlığın indinde İsrail kaybetti...
Hasseten Teşekkür
Dost canlısı, değerli insan, kıymetli arkadaşım Bayram Murat Asma kardeşim geçtiğimiz Cuma akşamı aradı ve benim tanımlamamla "Kitap Şenliği" kapsamında Malatya'ya gelen gazeteci hemşehrimiz Fuat Kozluklu'nun söyleşi yapacağı haberini verdi. Haber benim için kesinlikle çok sevindiriciydi...
Bayram hocam gani gönüllü, müşfik karakterli ve kalender meşrepliler sınıfındandır...
Bu fakirin yürüme zorluğunu bildiğinden, eğer gitmek istersem beni bulunduğum yerden alarak birlikte gidebileceğimizi teklif ettiler.
Ayaklarımı yerden kesen Bayram Murat hocamın bu önerisi sayesindedir ki, Fuat Kozluklu'nun muhteşem söyleşisini dinleme bahtiyarlığını yaşamış oldum.
Teşekkürler değerli Bayram Murat Asma hocam, iyi ki, varsınız...
İyi ki, sizlerle aynı zaman diliminde karşılaşma imtiyazının hazzını tatmışım...
Fuat Kozluklu, Kitap Şenliği kapsamında söyleşi tadında iki konu üzerine yaşadığı gazetecilik anılarını anlattı.
Malatya Büyükşehir Belediye Başkanı Sami Er ve Yeşilyurt Belediye Başkanı İlhan Geçit kitapseverlerle sohbet ettiler.
Fuat Kozluklu, gözü pek, açık seçik sözlü, mesleğinde de cevval ve çok başarılı bir gazeteci.