Değerli okurlar,
Malatya'nın 6 Şubat Depremleriyle darmadağın olmuş haline bakarak ve ağır aksak yürütülmeye çalışılan toparlanma gidişatının belirsizliklerle dolu iki yıla yaklaşan ufuk karartıcı muğlak tablosu sizi karamsarlığa sürüklemesin. Nihayetinde bir gün bu hengâme bitecek, elbette bu devran ilanihaye böyle devam etmeyecek...
Sayıları az da olsa kalbi bu şehirle, bu şehrin değerleri ve kadim kültürüyle atan insanlarının bir araya gelmeleri çok değerli. Malatya Sanat Sokağı'nın sonunda Sanat Merkezi ve onun karşısında da tam bir konak mimarisiyle inşa edilmiş şirin bir binada Malatya Kent Konseyi faaliyetlerini sürdürüyor. "Kent Konseyi" şeklindeki isimlendirilmesine karşı ihtirazi kaydımı düştükten sonra, muttali olduğum ve fırsat buldukça da izlediğim, değerli Orhan Tuğrulca hocanın yönetiminde gerçekleştirilen "Malatya Kültür Mirası Okulu" derslerini kaçırmamaya çalışıyorum. Konusunun uzmanı yetkin insanlarca verilen bu dersler sivil bir açık akademi niteliği taşıyor.
Herkese açık böylesi mekânların varlığı ve gençlerin de ilgisini çekmesi mükemmel imkânlar. Gençler, bugünden geleceğe yapılan ideal yatırım anlamında çok değerli bir kazanç, sair ilgililer için de alınan bu dersler bilgi dağarcığını zenginleştirme imkânı sağlıyor.
Fikri mülahazaların konuşulduğu, tartışıldığı mahfiller ufuk açan, ufkumuzu aydınlatan birer okuldur. İnsana zihni, düşünsel, edebi, fikri ve estetik yepyeni kapıları aralar...
Geçtiğimiz Cumartesi günü saat 13'00'de Malatya Kent Konseyi Konferans Salonunda Turgut Özal Üniversitesi Ziraat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Bayram Murat Asma "Malatya'da Cumhuriyet Sonrası Tarımsal Gelişme" konulu çok kapsamlı ve mukayeseli bir araştırma ve inceleme sunumu gerçekleştirdi.
Malatya'nın yegâne ürünü olan kayısı başta olmak üzere 1800'lü yıllardan günümüze kadar şehrimiz ve coğrafi müştereklik gösteren yakın çevremizdeki tarımsal ürünler ve bunlara bağlı olarak endüstriyel gelişmelerin yanı sıra sosyal yaşamı nasıl etkilediğine dair bilgiler verdi.
Çok uzak olmayan yakın gelecekte, ihtimalen 2050 yılında kuraklık tehlikesi ile karşı karşıya kalacağımızı söyleyen Bayram Murat Asma, Malatya’da bulunan gölet ve barajların 83 bin hektar tarım arazisini suladığını, ancak ilimiz sınırları içerisinde yer alan Karakaya Baraj Gölünün 9,5 milyar metreküp su hacmiyle Malatya tarımı için büyük bir su potansiyel olduğunu vurguladı. Su israfının önüne geçebilmek için, verimli aynı zamanda ekonomik anlamda bol ürün elde edebilmemiz sulama sistemimizi damlama sulama yöntemiyle gerçekleştirebilirsek mümkün olacaktır, tespitinde bulundu.
Sayın Bayram Murat Asma'nın anlattıklarından özetle çıkardığım sonuçlar:
Kayısı üretiminde bugün için rakipsiz olmamıza bel bağlamayalım. Orta Asya Türk Cumhuriyetleri ve İran'da ciddi anlamda kayısı üretim atakları dikkat çekiyor. Pazar paylarını artırıyorlar.
Her gün daha iyiye, mükemmele doğru bir çaba içerisinde olalım.
Üretici çiftçilerimiz kayısı ağacının yetiştirilmesinden, meyve tutumuna ve meyvenin işlenip kurutulmasına kadar tüm aşamaları bilinçle gerçekleştirmeli. Ürün, emek ve zaman kaybı yaşamamalı.
Prof. Dr. Bayram Murat Asma, Kayısı bahçesinde bir üreticinin yanında, bizzat sahada...
Prof. Dr. Bayram Murat Asma "Malatya'da Cumhuriyet Sonrası Tarımsal Gelişme" konulu araştırma ve inceleme sunumu Malatya Kent Konseyinde gerçekleştirdi.
B. M. Asma: Sulama işimizi damlama sulama yöntemiyle gerçekleştirmeliyiz.
Kayısı Ticareti ve Ticaret Borsası
Değerli okurlar,
Malatya Ticaret Borsası Başkanı Ramazan Özcan ile ilk karşılaşmamız, şehrimizin coğrafi işaret belgesi almış müseccel markası, dünya tatlısı eşsiz kayısımızın tüm değerleriyle muhafaza altına alınabileceği "Lisanslı Depo" sayesinde oldu.
Malatya’mıza nihayet yıllardan sonra kazandırılan, hasretle beklenen lisanslı depoyu görmek ve işlevi, işleyişi hakkında bilgi edinmek amacıyla Ticaret Borsası Başkanı Ramazan Özcan'ın mihmandarlığı ile bir öğlen üzeri Lisanslı Depoyu görme, inceleme ve hakkında bilmediklerimizi öğrenme imkânı buldum.
Yaklaşık üç saatlik bir zaman dilimi içerisinde sayın Özcan, gayet açıklayıcı bir lisanla çok tatminkâr bilgilerle Lisanslı Deponun ürün, üretici ve tüketici açılarından sağlayacağı başta sağlık olmak üzere tüm özelliklerini ve tüm taraflara artı değer katacağı yararları anlattı...
İlk kez karşılaştığım Ticaret Borsası Başkanı Ramazan Özcan, anlayabildiğim kadarıyla, açık sözlü, olaylara üç boyutlu bir açıyla bakabilen, bakma gayretinde olan, tecessüs sahibi ve temsil ettiği kurumun gerektirdiği hassasiyete sahip samimi, çalışkan bir insan olduğudur.
Ne var ki, Malatya'nın medar-ı iftiharı kayısının ticari serencamı çok çapraşık, hakettiği saygınlığı yakalayamamış...
Derhal derlenip toparlanması icap etmektedir. Bu işin öncülüğü de Malatya Ticaret Borsası Başkanı Ramazan Özcan'a düşmektedir.
Malatya Ticaret Borsası Başkanı sıfatıyla değerli Ramazan Özcan başta Büyükşehir Belediyesi, Valilik, Ticaret ve Sanayi Odası gibi kurumlarla istişare ile "Kayısı Ticaretinde Güven Kuralları" adı altında Malatya'da kayısı ticaretini sağlıklı bir zemine oturtmalıdırlar.
Bu kuralların hayata geçirildiği mağazalar Malatya'nın giriş ve çıkış güzergâhlarına kurularak tüketicilerin hiçbir endişe taşımaksızın alışveriş yapmaları sağlanmalıdır.
Malatya Ticaret Borsası Başkanı Ramazan Özcan'ın kayısı ticaretine kalite getirmesi bekleniyor.
Ancak, Malatya'da ticaretle iştigal eden esnaf taifesi, özellikle de kayısı ticaretiyle uğraşanlar maalesef henüz günümüzün müşteri, yani tüketici diye sınıflandırılan insanların alışveriş kültüründen bihaberler.
Malatya genelinde, deprem öncesinden söz ediyorum, vitrinlerini gayet güzel düzenleyen, ışıklandırması ve renk uyumuyla iştah kabartarak sattığı ürünlerin albenisini göz kamaştıracak kadar süsleyen perakendeci kayısıcı esnafı sayısı yaklaşık 350 diyelim bunların 345 tanesinde satılan hiçbir ürünün fiyat etiketini göremezsiniz.
Siz, benim bu esnaf taifesi için "günümüzün alışveriş kültüründen bihaberler" diyerek suçlamama kulak asmayın, cin gibi biliyorlar, günümüz insanının alışveriş alışkanlıklarını. Bu sözde uyanık esnaf taifesi bu konuda seni beni suya götürür susuz getirirler...
Esnaf taifesi, kapısından dükkanına adım atan müşterisini ikram sağnağına tutarak teslim almaya çalışıyor ve hatır gönül alışverişine mahkum etmenin hesabını yapıyorlar.
İlkelliğin dibini bulmuş böylesi bir ticari kafayla nereye kadar gidersiniz?
Dükkanlarındaki satışa sunulan ürünlerin üzerinde neden fiyat etiketi bulunmamasına gelince, sizi bu konuda hayal gücünüzle baş başa bırakıyorum.
Sizi bilemem, böyle bir ticari faaliyeti Malatya adına bizzat bu fakir zül sayıyor...
Değerli Ramazan Özcan'a bu hususta büyük bir sorumluluk düşüyor...
Ya Allah, Bismillah demenin vakti geldi de geçiyor da...