Vahdettin Yiğitcan

İlk Vizite ve Dr. Yusuf'un Samimi Yaklaşımları

Vahdettin Yiğitcan

Özetle: Ayağımda oluşan yaranın ilerlemesinin tek müsebbibi Turgut Özal Tıp Merkezinin Plastik Cerrahi Kliniği doktoru. Malatya Eğitim ve Araştırma Hastanesine geldiğimde ise çok geç kalmış olmamın müsebbibi de yine o plastik cerrahi kliniğinin pansuman önerisi ve kontrol için verdiği 4 haftalık süre... Malatya Eğitim ve Araştırma Hastanesinde geçirdiğim ikinci günün gecesinde yaşadığım mecalsizlik kâbusunu ömrüm boyu unutamam. Tam bir çaresizlik ve herşeyin bittiği bir an gibiydi, iki saate yakın bir süre ecel terleri döktüm lavaboya gidebilmek için... Benim hastaneye yatışıma sebep olan Çetin arkadaşıma "beni bu hastaneden kaçır" deme noktasına geldim.

Bugün hastanede 3. günüm, saygıdeğer doktorum Yusuf Kul bey ilk defa viziteye geldi.

Durumumu soruyor ve ben de dün gece yaşadığım kâbusu anlatıyorum ve artan sancılarım için ağrı kesici vermesini istiyorum.

Yusuf bey son derece samimi ve çok dikkatle uyguladığı tedavinin seyrini takip ediyor. Tepeden tırnağa bütün tetkikleri sırasıyla yaptırıyor. Emar çekimi için gece 23.30'da randevu alınması Yusuf beyin tedaviye verdiği ehemmiyetin göstergesi... 

Hastanede kabus gibi geçen 2.gecem diğer hastaları da rahatsız ettiğinden sanırım hakkımda şikayetçi oldular.

Buna sebep olarakta muhtemelen refakatçımın olmamasını sebep olarak gösterdiler.

Hacer hemşire büyük bir merhamet duygusuyla benim bir refakatçıya ihtiyacım olduğunu uygun bir lisanla anlatmaya çalıştılar...

Oysa ben, asla, en yakınlarımın ne durumda olduğumu bilmelerini istemiyordum.

Hacer hemşirenin bütün mantıklı ve yerden göğe haklı önerilerini pür dikkat dinliyor ancak tek cevap veremiyordum.

Değerli Hacer hemşire kim bilir, benim bu suskunluğum karşısında ne düşünüyordu hakkımda, doğrusu bilmek isterdim...

Tahlil, tetkik ve film sonuçlarım geldikçe tüm normal değerlerimin altüst olması karşısında beslenmemin çok önem taşıdığını söyleyen Hacer hemşire, proteince zengin üç çeşit bebek mamasından en beğendiğimi yiyebileceğimi diyetisyenin önerdiğini söylemesi üzerine ithal edilmiş üç bebek mamasının tadına baktım... Aman Allah’ım, müthiş şekerliler, yememin imkânı yok!

Bu düşüncemi Hacer hemşireme de ifade ettim...

Her gün yara ayağımın pansumanını yapan Hasırcılı Kazım beyin emeğini unutmam mümkün değil. 

Öylesine işini sevgiyle yapıyordu ki, takdir etmemek mümkün değil...

Temizlik uzmanı Hasan odama daima "Geçmiş olsun amca" diyerek girer, yine aynı şekilde işini bitirdiğinde aynı temennide bulunarak yanımdan ayrılırdı...

Her sabah odama ferahlık yayan sevgili Hasan'ın işine saldırır gibi başlamasına her gün yeni baştan hayranlık duyardım...

Hasan temizliğin ve pırıl pırıl tertemiz havanın müjdecisi gibiydi. Hasan odama girer girmez bir sıçrayışta yarım açılan penceremi açarak "temiz hava iyidir" derdi... Bir de temizlik hastası olan ben, Hasan'ın temizlik suyuna kattığı hafif çamaşır suyunun kokusunu severdim...

Hasan'ın işine dair düşüncelerim anlattığım gibi, bu fakir şeker hastası olduğundan ara öğünde yoğurt yemenin faydalı olduğunu bildiğimden bir gün Hasan'a boş bir zamanında yoğurt almasını istedim, ikilemeden yoğurdumu aldı ve ne kadar ısrar ettiysem bir miktar para ikramımı kabul etmedi... 

İntaniye Servisi: İnsaniye Servisi

Hastanede kaldığım süre içerisinde hizmetlerimizi özveriyle gören, tedavi sürecimizi takip eden, tansiyon, şeker ölçümü, iğne, serum ve haplarımızı zamanında veren tüm hemşirelere teşekkür ederim. Beni İntaniye Polikliniğine yönlendiren başta değerli arkadaşım Dr. Orhan Kara'ya saygıdeğer Dr. Yusuf Kul'a ve ismini bilmediğim diğer branşlarla ilgili tahlil ve değerlendirmelerde bulunan değerli doktorlara şükranlarımı sunarım... Ben bu servisin adına bir de İNSANİYE sıfatını uygun görüyorum...

DEVAMI Pazartesi: Saçım Sakalım Birbirine Girdi...

Yazarın Diğer Yazıları