Vahdettin Yiğitcan

Halkın Arasında Dolaşan Yönetici Olmak

Vahdettin Yiğitcan

Bizde henüz daha çok yeni demokratik seçimler ve seçmen bilinci.

Her ne kadar özgür seçimler tarihimiz yetmiş yıllık bir geçmişe uzansa da her on yılda bir milletin iradesine indirilen darbeler, millette demokratik bilincin oluşmasını ciddi anlamda engellemiştir.

Millet her seçimde sandıkta iradesini ortaya koymuşsa da,  sonunda iş, kendini memleketin gerçek sahibi gören egemen güçlerin istediği yönde şekillenmiştir.

2007 Yılında Genelkurmay Başkanlığının internet sitesinde yayınlanan 27 Nisan e-muhtırası millet iradesine açıktan müdahalenin son örneği olmuştur.

15 Temmuz 2016 Kanlı FETÖ Kalkışması, geleneksel hale gelmiş darbeler silsilesinden değildir.

FETÖ Kalkışmasının nihai amacı kendilerinin hakim olacağı, topyekûn yönetimi ele geçirme girişimidir.

Genç Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşu henüz yüzyılını bile tamamlamadı...

Uzunca yıllar "Tek Parti" yönetimiyle idare edildik.

İkinci Dünya Savaşı sonrasında oluşan yenidünya sistemi içerisinde yer alabilmesi için çok partili bir yönetime geçmesi ülkemize dayatıldı.

Kimse kalkıp da çok partili demokrasi ile yönetilme kararını İsmet İnönü'nün demokrasiye olan aşkıyla verdiğini iddia etmesin.

İlk çok partili yönetim tarzını 1950 yılında deneyimleyen milletimizin bu tecrübesi 1960 darbesiyle inkıtaya uğradı...

Yakın tarihimizde vuku bulan diğer darbeleri ve teşebbüslerini sıralayarak canınızı sıkmak istemiyorum.

Yakın tarihimizden  çıkardığımız acı sonuç; milletimizin tercihlerinin sürekli aşağılanmış olması...

Ayrıca gözümüzden kaçan bir diğer husus da tepeden bakan, kendini beğenmiş "memur kafası" takozu. 

Bu "memur kafası"nın tahakkümü ve dokunulmazlık zırhı iktidarını sürdürüyor...

Halen üstesinden gelemediğimiz kangren uzvumuz, "memur kafası", mevzuat hazretleri...

Yakın döneme kadar "Cumhuriyet Yönetiminin 5 sınıf yurttaş katmanı" vardı...

Yönetim katındaki sınıflar üstü imtiyazlılar, en başta yer alırlardı... Halen de öyle değiller mi?

1- Üst kaymak tabakada askerler. Askere Özel Hastaneleri ve sosyal güvenceleri ile OYAK Kurumu...

2- Memurlar. Emekli Sandığı ve Devlet Hastaneleri...

3- İşçiler. Sosyal Sigortalar Kurumu ve Sigorta Hastaneleri

4- Esnaf ve Ticaretle uğraşanlar. BAĞKUR'a bağlılar...

5- Çiftçiler. İsteğe bağlı sigortalılar...

Bu sıralama aynı zamanda devlet nazarında değerlilik fotoğrafını da yansıtıyor...

Alabildiğine incitici, dışlayıcı bir tablo.

2002'den bu yana AK Parti iktidarıyla bu tablo sosyal dengelenme yönünden çok değişti.

AK Parti'nin yaptığı iyileştirmeler daha önceleri hayal bile edilemezdi. Bunları inkar etmek nankörlük olur.

Ancak AK Parti'nin de aşamadığı hatta kendi içinde de bizzat şahit olduğu "memur kafası" orada da tahakkümünü sürdürüyor...

İstediği kadar AK Parti'nin üst yönetimi "Gönül Belediyeciliği" desin, geriden gelenler inanmadıktan sonra nafile.

Lafa gelince mangalda kül bırakmayanlar, icraatta, kulaklarının üstüne yatmakta pek mahirler...

Rahmetli valilerimizden Recep Yazıcıoğu, atama yöntemiyle iş başına getirilen bir memur olmasına karşın "memur kafası"na karşı amansız bir mücadele vermiş, değerli bir "yönetici" örneği olmuştu.

Makam odasının kapısı yönettiği insanlara karşı sonuna kadar açıktı. Bizzat şahidim.

Daima halkın arasında dolaşır, onları, bizzat ayağına giderek dinlerdi...

Görev yaptığı her yerde kalıcı hizmet ve eserler bırakmış gönüller kazanmış dualar almış bir insandı...

Merhum Recep Yazıcıoğlu'nu bugün rahmetle anarken, eminim gönlünde hizmet aşkı olan tüm yöneticiler de onun gibi hayırla yad edilmek isterler...

Aslında bugün Battalgazi Belediye Başkanı Osman Güder'e dair izlenimlerimi yazacaktım...

Başkanın Muhtarlarla, Şire Pazarı Esnaflarıyla, Sahaflarla görüşmeleri ve İspendere açıklaması dikkatimi çekmişti...

Yazı öyle bir şey ki, yazdığınız her kelimenin ayrı bir çağrışım derinliği söz konusu... İç içe açılan helezonik pencereler alemi...

Siz, istediğiniz kadar en baştan kurgulayın, bir bakmışsınız ki bambaşka denizlere kulaç atmışsınız...

İnşallah, sayın Başkan Osman Güder'in sosyal iletişime verdiği öneme dair değerlendirmelerimi önümüzdeki yazıya bırakıyorum...  

Yazarın Diğer Yazıları