Gurur, kibirden uzak, haddimi bildim her an
Yavaş yavaş da olsa, çarçabuk geçti zaman
Celal Yalvaç (1936 - 2023)
Değerli okurlar,
İnsanı insan kılan yegâne özelliği, akıl nimetiyle mücehhez yaratılması, yani mükâfatlandırılmış olmasıdır.
Akıl nimeti müthiş zenginlik, rahmetli Oğuz Atay ne diyordu; "Oyunlarla Yaşayanlar" adlı eserinde "En Büyük Hazinemiz Aklımız" Onu yitirmeden, ziyan etmeden, yerli yerinde kullanarak değerlendirmek lazım gelir...
Yerli yerinde kullanılan bir akıl, kullanan insanı yaratılmışların en yüksek mertebesine yüceltir.
Yerli yerinde kullanılmayan bir akıl ise, kullanmayan insanı esfel-i safilin seviyesine düçâr eder.
Akılla mükâfatlandırılmış olmanın da kaçınılmaz olarak insana yüklediği sayısız sorumlulukları vardır.
Yaşama becerisi gösterebilmek için bir ömür boyu yolda bulunan, yola çıkarılan irili ufaklı meşakkat engellerini aşmak gereklidir.
İdrak erişkinliğine ulaşmış aklı başında her insanevladı için bu sorumlulukların en başında sosyal bir varlık olarak, içinde hayata gözlerini açtığı ailesi ile beraber toplumsal hayatın getirdiği birarada yaşamanın kurallarına riayet esasdır.
Kıldan ince kılıçtan keskin, gözle görülmez ancak davranış dili ile açığa çıkan, anlaşılabilen idrak hasletidir, haddini bilmek.
Geçtiğimiz günlerde Malatya Haber sitesi yazarlarından Nezir Kızılkaya'nın titiz ve uzun bir emek sonucu hazırlamış olduğu "Malatya'ya Adanmış Bir Ömür: Celal YALVAÇ" Konulu lisansüstü tez çalışması kitaplaştırıldı ve Malatya'nın kültür tarihine, kültür hayatına çok önemli bir katkı olarak kazandırılmış oldu.
Sözünü ettiğim bu güzel eser Celal Yalvaç'ın kısa bir şiiri ile başlıyor.
O kısa şiirden iki mısra beni çok düşündürtdü ve sarstı şöyle sesleniyordu merhum Celal Yalvaç:
Gurur, kibirden uzak, haddimi bildim her an
Yavaş yavaş da olsa, çarçabuk geçti zaman
Celal Yalvaç ismini ilk defa bu fakir yıllar yıllar önce İstanbul'da "malatyahaber.com" sitesinde "Malatya Manzumesi" nin şairi olarak okumuş, tanımıştı...
Gürül gürül akan 127 rubailik o manzume, Malatya'nın tarihine, yakın geçmişine dair a'dan z'ye çok yönlü, gündelik hayatın içinden aktarılmış, kültürel bilgilerle örülmüş, nadide bir hazine.
İşte böylesine güçlü gözlem ve bilgi hazinesi evsafında bir manzumenin şairi olarak Celal Yalvaç'ı yakından tanıdığımda hayatıyla da etrafında sevgi halesi oluşturmuş saygıdeğer müstesna bir şahsiyet olduğunu görmüş oldum.
İşte o güzel insan Celal Yavaç'ın insanlar içinde nasıl bir insan olarak yaşadığını ve bitip tükenmeyecek sandığımız hayatımızın göz açıp kapayıncaya kadar kısa süren ömrümüzün birdenbire bittiğini anlattığı bu mısralarda en veciz haliyle görmekteyiz: “Gurur, kibirden uzak, haddimi bildim her an / Yavaş yavaş da olsa, çarçabuk geçti zaman"
Evet aynıyla vaki, harala gürele, canhıraş bir telaş ile soluk soluğa bir koşuşturma içerisinde sukûnetten uzak sürdürdüğümüz ve bitmeyecek gibi sarıldığımız hayat bir bakıyorsunuz ayağınızın altından çekilivermiş. Eyvah bile demeye kalmadan zamanı tüketivermişiz. İnsanlığın, istisnaları saymazsak genel anlamda yaşadığı gerçek bu minval üzere bir seyir izlemekte.
Celal Yalvaç misali insanlar ise kalender meşrep, ahlâk timsali müstesna örnek şahsiyetlerdir.
Aklını yerli yerinde kullanan insanlar için gurur ve kibir küstahlık alameti birer gülünç maskeden başka birşey değildir.
Gurur ve kibir maskesi ile dolaşanlar gülünç göründüklerinin farkında bile değillerdir.
Malatya'nın kadim tarih ve kültür araştırmacısı, vakıf insan, şair. yazar merhum Celal Yalvaç.