Vahdettin Yiğitcan

Göçmenlerin Ahını Virüs Soruyor!

Vahdettin Yiğitcan

Kibri ile gözü dönmüş batının burnundan kıl aldırmayan, gelişmiş, zengin ve hasis devletleri mikroskobik bir virüsün ciğerlerine sapladığı hançerlerle nefessiz kalmış ve burunlarından soluyorlar... 

Soğuk Savaş sonrası İslam dünyasını gözüne kestiren batının şer güçleri inanılmaz zulümler işlediler ve işlemeye de devam diyorlar...

Afganistan, Irak, Libya, Mısır, Filistin, Yemen ve Suriye bunların yıllardır zulmü altında inim inim inlemekteler...

Son yıllarda dünyanın gözü önünde on binlerce zulüm mağduru göçmenler Akdeniz'de balıklara yem oluyorlar. 

Çocuklar ve kadınlar başta olmak üzere plastik botlarla azgın dalgalara aldırmadan denize açılan masum sığınmacılar Avrupa kıyılarına çıkabilmek için canhıraş çırpınırlarken İtalyan, Yunan ve İspanyol askerleri, çığlık çığlığa kıyılarına yanaşan çaresiz insanların üzerine ateş açmakta tereddüt göstermediler ve botlarını delerek ölüme mahkum etmekteydiler...

İnsan haklarını, sadece kendilerini insan saydıklarından yeryüzünün diğer insanlarına bu hakkı tanımadılar!...

Şimdi koronavirüs, bunların kendi içlerinde uyuyan vahşi özlerini de uyandırdı...

Amerika ve Avrupa ülkeleri, ülkelerinden geçmekte olan sağlık ürünlerine el koyuyor... 

Bir başka ülke tarafından gönderilen yardım malzemelerini açıkça ve sıkılmadan gasp ediyorlar...

Dilerim, "bir musibet bin nasihatten evladır" sözümüzü anlarlar...

Bence, dünyanın yaşadığı bu kabus masum sığınmacıların ahının tutmasından başka bir şey değil...

Ne demiş salih atalarımız "alma mazlumun ahını çıkar aheste aheste"

Evinizde Bir Güzellik Yaratın

Gelelim biz ülkemize, geçtiğimiz cuma günü "Balkon Bahçesi" düzenlemenizi önermiştim...

Tekrar ediyorum...

Hanımlar ve evcimen beyler, o bomboş duran balkonunuzu yeşilliklerle şenlendirmeye davet ediyorum sizi...

İlk önce şu başlıkta kullandığım "yaratmak" eylemine açıklık getirmekle muhtemel itirazları cevaplamış olalım.

Akletme nimeti, insanları mükelleflik mertebesine yükselten en değerli zenginliğidir.

Akledemeyenler mükellef de değildir!

Yoktan var etmek, ancak Allah'ın "Halik" sıfatıyla anlaşılabilir ve ona mahsus bir haldir... 

Akledebilen kullar ise yaratılanlardan doğrudan faydalanmanın yanı sıra, yaratılanların özelliklerinden hareketle sınırsız terkipler neticesinde yepyeni yaratımlarda bulunabilirler: bu hal akletme melekesinin hasılasıdır... 

Koronavirüsün insanları toplu imha tehdidi, bizleri, "Evde Hayat Var" telkiniyle evlerimizde kalmaya mecbur bıraktı...

Mecburiyet durumu ruhen sıkıcıdır. Virüse karşı giderek zorlaştırılan her tedbir, "mecburiyet" neticesinde alınmaktadır.

Tedbirlere uyalım ve sıkıcı ortamımızı toprak ve göğsünde yeşerttiği nimetlerle huzur iklimine dönüştürelim.

Tam mevsimi, tabiat canlanıyor, yapraklar, çiçekler ve güneş cömertçe bizlere gülümsüyor... 

Balkonunuzda yeşerteceğiniz bir sebze ya da meyve sizlere inanamayacağınız kadar yaşama sevinci ve gönül huzuru bahşedecek...

Benden söylemesi...
 

Yazarın Diğer Yazıları