Vahdettin Yiğitcan

Gelişmenin Kısılan Sesi Endüstri Meslek Lisesi

Vahdettin Yiğitcan

Bugün, özel hayatımın önemli bir bölümünü oluşturan ve mücadele içinde geçen lise yıllarımdan, ilave olarak da, endüstri meslek liselerinde acımasızca köreltilen genç beyinlerin israfından bahsedeceğim.

Bir dönem dudak bükülerek bakılan Endüstri Meslek Liseleri vaktiyle öğrencilerini sınavla seçerek okullarına kabul ediyorlardı.

Öyle her isteyen öğrenci elini kolunu sallayarak bu okullara kayıt yaptıramıyordu. 

Bu liselere kayıt için müracaat eden öğrenciler kendi aralarında sınava tabi tutularak içlerinde en başarılı olanlar kayıt hakkını kazanıyorlardı.

Ben, 1972 yılında hem Haydarpaşa Lisesine kayıt yaptırmıştım, hem de Haydarpaşa Endüstri Meslek Lisesinin sınavlarına katılmıştım. 

Sınavı kazanamazsam eğer açıkta kalmamak için Haydarpaşa Lisesini de yedek güvence olarak kayıt altına almıştım.

1972-1973 Öğrenim döneminin açıldığı ilk gün Haydarpaşa Lisesinde 1- D sınıfında ilk saat, matematik dersine girdim. Bayan öğretmenimizin tahtaya yazdığı problemi çözmek için tahtaya kalktığımı bugün gibi hatırlıyorum. 

Teneffüs zili çaldığında ise biraz çapraz şekilde konumlanmış ama yakın olan lise binasından çıkarak, Haydarpaşa Endüstri Meslek Lisesine gittim; bir de baktım ki sınav sonuçları asılmış. 

Sınavı kazanan yüzlerce kişi arasından 20. olarak Torna Tesviye bölümünü kazandığımı görmek inanılmaz bir sevinçti benim için... 

Türkiye'nin sayılı endüstri meslek liseleri arasında yer alan İstanbul'da o yıllarda belli başlı üç okul bulunuyordu, Sultanahmet, Maçka ve Haydarpaşa Endüstri Meslek Lisesi.

HAYALİ CİHAN DEĞER ESKİ YILLAR 

Şiirlerden ve fotoğraflarından sevdiğim muhteşem İstanbul'da olmak ve arzu ettiğim bir okulda okumak bambaşka bir duyguydu.

Malatya'da bulunan ailem ve özellikle de annemin hasreti beni okulumun ikinci yarısında doğduğum şehir Malatya'ya sürükledi.

Malatya'daki kültürel ortamın kuraklığı ve tekdüze yaşam beni tekrar İstanbul'a savurdu. Ancak bu kez Haydarpaşa değil de yeni açılan Alibeyköy Endüstri Meslek Lisesine değerli Kurucu Müdür, Şükrü Yazıcıoğlu'nun teveccühüyle kaydoldum.

1973 - 1974 Öğrenim Sezonu'nun ikinci yarısını Alibeyköy'de tamamladım.

Bu arada 68 kuşağının kurulu düzene karşı itirazları, Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan'ın idamları benim zihnimde adeta depreme yol açmıştı. Her şeyi sorguluyordum artık... Orta okulda sınava gireceğim bir gün "babannemin ceketimin iç cebine sınavda başarılı olmam için okunmuş pirinç taneleri koyması" ve benim çocuk aklımla "ben dersime çalışmışsam, geçerim, çalışmamışsam da kalırım" diyerek okunmuş pirinç tanelerini yol kenarında akmakta olan su arkına atarak, sınava pirinç tanelerinden kurtulmuş olarak girdim. 

Sınav sonuçları açıklandığında başarılı olmuştum. Bu durum hurafelerle çığrından çıkmış dinimizi de sorgulamama yol açmıştı.

Derken efendim, bu kez Malatya'daki ailem İstanbul'a yerleşme kararı aldı.

Bostancı Vükela Caddesinde çok gösterişli bir market açtık.

Bostancı'ya taşınmamız sebebiyle Alibeyköy'den ayrılıp Haydarpaşa Endüstri Meslek Lisesine yeniden kayıt yaptırdım ve 3-A sınıfında son sınıfı okuma mutluluğunu yakalamış oldum...

Ancak şevkim kırılmıştı, O dönem "Cumhuriyet" gazetesinden daha radikal "Yeni Ortam" gazetesini okuyordum. 

Milli Eğitim adı verilen eğitim sistemi Endüstri Meslek liselerini seçen genç beyinleri adeta köreltme programı uyguluyordu.

Kifayetsiz dersler, vasat öğretmenler ( Fahri Ütkür hocam hariç.) ve üniversite sınavlarında normal liselerle eşit olmayan sınav yarışı...

ORTA ÖĞRETİMDE İLK BOYKOT!

Zihnim bu kez Endüstri Meslek Lisesi öğrencilerinin öğrenim sırasında ve mezuniyet sonrası sorunlarıyla meşguldü.

Arkadaşlarımla bu düşüncelerimi paylaşıyordum ve hayli ilgi çekiyordu.

Atölye derslerinde yaşanabilecek iş kazaları için sosyal sigorta talebi, mezun olunan alanın uzantısı olan fakültelere tercihli giriş hakkı, okutulan müfredatın liselerle eşit olması gibi sorularıma cevap ararken okulda öğrenciler arasında bir hareketlenmedir başladı.

Okul müdürümüz rahmetli İsmail Hakkı Tekin her sınıftan bir temsilci belirlenmesini istedi. Bizim 3-A sınıfını temsilen ben gittim temsilciler toplantısına. O toplantıda ilk kez okulu "boykot" kararı aldık ve öğlen sonrası Haydarpaşa Lisesinin arkasındaki arazide toplanan yüzlerce arkadaşlarımıza niçin boykot kararı aldığımızı maddeler halinde açıklayan bir konuşma yaptım.

Bugün baktığımda o fevri çıkışa, gençliğin ve gözü karalığın yol açtığı sonuç almaktan uzak, ufuksuz çırpınışlar olduğunu görüyorum.

Okul döneminde ve mezuniyet sonrası sık görüştüğüm arkadaşlarım arasında, Eyyüp Asmakaya, Doğan Kapu, Akbabalı Selami Öztürk, Mahmut Yunus Görce ve Yusuf ilk aklıma gelen isimler...

Elbette aradan 45-46 yıllık bir zaman geçti...Kabul edelim yaşımız kemale erdi.

Değerli okurlarım 1974-75 öğrenim döneminde 3-A sınıfında mümessilimiz olan Rebi Doğan, yaklaşık her ay tüm sınıf arkadaşlarımızı kahvaltılı bir buluşmayla bir araya getiriyor.

İş bu yazı da 22 Mart Pazar günü gerçekleştirmeyi kararlaştırdığımız kahvaltıya katılmak üzere İstanbul'a gideceğimin habercisi bir yazı. 

Güzel bir örnek olarak sizler de arkadaşlarınızı arayıp öğrencilik yıllarınızı yad edebilirsiniz. 

Bunca yıl aradan sonra, ısrarlı ve yorucu aramalar sonucu görüşmelerimizin baş mimarı Rebi Doğan'ı tebrik ediyorum.

Rebi'nin hasbi çağırısına katılım gösteren samimi arkadaşlarım da bu tebrikin eşit ortaklarıdır.

Başlıkta şöyle bir hüküm cümlesi kurmuştum, 

"Gelişmenin Kısılan Sesi

Endüstri Meslek Lisesi"

Bugünden geriye baktığımda devletimizin Milli Eğitim Bakanlığı eliyle, en önemli insan enerjisini yerli yerinde kullanamadığını ve çok değerli kaynağını gözünü kırpmadan israf ettiğini üzülerek görüyorum.

 OKULUMUZUN TARİHİNDEN BİR KESİT

Okulumuz; 1897 yılında Sultan Abdülhamit han tarafından yaptırılan, tarihi ve halen kullanımda bulunan Alman mimarisi  bina ve çevresindeki 28000 metrekarelik arazide Haydarpaşa Sanat Enstitüsü olarak 1959 yılında 142 öğrenci ve 25 öğretmen ile öğretime başlamıştır.

Okul 1959 yılında Tesviye, Marangoz, Elektrik ve Teknik Resim bölümleri açılarak öğretime başlamıştır. Türkiye'de ilk kız öğrenci 1963/1964 öğretim yılında Makine Ressamlığı bölümüne alınarak gerçekleştirilmiştir. Bir sonraki yıl bu sayı 8'e yükselmiş olup bu yıldan sonra diğer okullara da kız öğrenci alınmaya başlanmıştır. Bu gelişmeler nedeni ile 1966 yılında Erkek Sanat Enstitüsü olan isim sanat Enstitüsü olarak değiştirilmiştir. Bu gün her meslek dalında kız öğrencimiz mevcut olup bu sayı öğrenci sayısının yaklaşık Yüzde 15 ini oluşturmaktadır.

1966 yılında okulumuz kurucu müdürü Ali Erkan'ın başka bir göreve atanması ile okul müdürlüğüne İsmail Hakkı TEKİN getirilmiştir. 1977 yılına kadar süren hizmeti sırasında daha önceden başlatılan binalar tamamlanıp hizmete açılmıştır. 1974 yılında okul isimleri değiştirilince Sanat okulu, Endüstri Meslek Lisesi Teknisyen okulu ve Teknik Lise adını almıştır.
 

Yazarın Diğer Yazıları