Başlıkta tırnak içine aldığım "Mülk Edinme Bu Dehri" dizesini, sözleri Hekimhanlı Ozan Esiri'ye ait güzel türkümüzden aldım.
Muhteşem tenbihat yüklü bir türkümüzdür. Kısaca, nefsin ve madrabazın iğvasından sakınmayı öğütler...
Bu güzel türkümüzü bir de Arguvanlı merhum Seyit Meftuni'nin değerli oğlu Muharrem Temiz'den dinlerseniz, irfan mektebinden bir hayli nasipdar olursunuz efendim.
Üniversitelerde irfan mektebinin kürsüsü kat'i surette yoktur.
İrfan mektebine halk içinde ve her yerde rastlamanız mümkündür...
Tesadüfen asla rastlayamazsınız ancak tevafuk nasip olursa İrfan Mektebinin öğrencisi olabilirsiniz.
İrfan mektebinin her yaştan öğrencisi vardır, fakat bu mektepten mezun da olunamaz.
Bu rahle-i tedris öylesi bir eğitimdir ki, bir ömür boyu devam eder de nihayete bir türlü ermez...
Gelelim bu fakiri hemşehrilik münasebetiyle utandıran duruma...
Malum, gazetecilik çok eğlenceli, eğlenceli olduğu kadar da rikkat gerektiren bir uğraşı...
Geçenlerde Malatya Büyükşehir Belediye Meclisinde "Savunma Sanayi İş Kolunda" da yatırımları bulunan ünlü iş adamı Ethem Sancak'a fahri hemşehrilik beratı verildi.
Gazete ve haber sitelerine yansıyan şekliyle M B B Başkanı Selahattin Gürkan "İş adamı Ethem Sancak bana özel olarak telefon açarak Malatya’nın hemşehrisi olmaktan duyacağı mutluluğu dile getirdi" dedi.
Ve fahri hemşehrilik beratına sahip oldu...
Ethem Sancak'a verilen fahri hemşehrilik beratı nedeniyle bir kızılca kıyamet koptu ki, güler misin, ağlar mısın veya utancınızdan yer yarılsa da içine mi girsem dersiniz?
Bu beratı nasıl verirsiniz diye bir kesim adeta ayaklandı...
Cumhuriyet Halk Partisi Malatya Milletvekili Veli Ağbaba, CHP İl Başkanı Enver Kiraz, siyasi mensubiyetleri gereği tepki göstermeleri kendilerinden istenmiş olabilir... Onurlu duruş, akıntıya kürek çekmek değildir...
Evet Veli Ağbaba, siz bu fevri tavrınızla Malatya misafirperverliğine, Malatya ev sahipliğine daha da önemlisi yabancıyı bağrına basan ve ötekileştirmeyen şehrimize silinmez kara bir leke sürdünüz! Yüzümüzü kara çıkardınız!
Hele bir de muhabir var ki, haberini yazarken haberini tırnak içine aldığı iddialarla zenginleştirerek yorum katıyor, bu tavrıyla meslek ilkelerini ayaklar altına alırcasına yazıyor haberini... Ben de onu bu davranışını görene kadar tutarlı, tarafsız gerçek bir muhabir sanırdım...
Sizi daha fazla merakta bırakmayayım, muhabirimiz Güler Hazar...
Yazdığı habere bakar mısınız?
Türk Silahlı Kuvvetleri’ne ait Tank-Palet Fabrikası’nın “yok pahasına verildiği, hatta hibe edildiği, peşkeş çekildiği” iddialarıyla gündeme gelen iş adamı Ethem Sancak’a fahri hemşehrilik beratı verilmesi mecliste kabul edilen maddeler arasında yer aldı.
Kutuplaşmadan yakınan insanların, kutuplaşmayı körükleyen bu haber diline ne demeli?
Sahi Veli Bey, size çok ciddi bir sorum var. "İnsan insana kavuşur" derler ya, yarın, övünç vesilesi olmaktan başka hiç bir anlamı olmayan, Malatya'nın Fahri Hemşehrisi beratı sahibi Ethem Sancak'la karşılaştığınızda yüzünüz kızarmadan "sen benim hemşehrim değilsin, beratımızı iade et" diyebilir misiniz?
Bence diyemezsiniz. Dememeniz en basit insani nezaket gereğidir.
Eğer derseniz; siz o zaman hem "Bu Dehri Mülk Edinmiş" hem de hemşehrilerinizi de utandırmış olursunuz...
Benden hatırlatması...
