Süleyman Keskin

PARLAMENTER REJİM BİTİYOR

Süleyman Keskin

Seçimlere iki aylık bir süre kaldı. Aslında biz vekillerimizi seçtiğimizi sanırken, liderlerin bizim için seçtikleri arasından 600 milletvekili koltuğuna oturacakların kaçının hangi partiden olacağına karar vereceğiz sadece.

Şimdi lider-aday belirleme sisteminden ziyade 24 Haziran’da yapılacak erken genel seçimler sonucu Türkiye’nin parlamenter rejiminin de son bulacağını değerlendirmek gerekir.

Yeni sistemde Başkan yetkileri olan Cumhurbaşkanı seçilecek ve Meclis dışından 26 bakan atayarak, kabinesini kendi oluşturacak. Bakanlar Milletvekili olmayacak. Yeni sistemde Başbakan da bulunmayacak. Cumhurbaşkanının en az 2 yardımcısı olacak. TBMM’de de Milletvekili sayısı da 50 artacak ve 600'e yükselecek. Meclis’in etkinliği ise azalacak.

Esasen bu sistemde Cumhurbaşkanı doğrudan halka karşı sorumludur. Halk, Cumhurbaşkanı’nı da, Meclis’i de kendisi seçer. Halkın siyasetin merkezinde olduğu bir sistemdir. Halk, hükümeti doğrudan kurar ve ona doğrudan müdahale eder. Cumhurbaşkanlığı Sistemi’ndeki en mühim unsur millettir. Dolayısıyla Cumhurbaşkanlığı Sistemi için aynı zamanda “millet hükümeti” sistemi de denilebilir.

Mevcut hükûmet sisteminde halk icraatta bulunan bir Cumhurbaşkanı isterken mevcut Anayasa bu yeni ihtiyacı karşılayamıyor. Mevcut parlamenter sistemde yürütme yasamanın içinden çıkar. Yani yasama ile yürütme arasında kesin bir çizgi yoktur. Çift başlı bir yönetim vardır. Cumhurbaşkanı yürütme yetkisini başbakan ve bakanlar ile paylaşmaktadır. Bu da yetki kargaşasına yol açmaktadır.

Türkiye’de kurulan hükümetlerin ömrü ortalama 1,5 yıl olmuştur. Parlamenter geçmişimiz zayıf koalisyonlarla doludur.

Cumhurbaşkanlığı Sistemi “tek adamlık” sistemi midir? Değildir. Mevcut parlamenter sistemde kuvvetler ayrı olmadığı için bu sistem otoriterleşmeye daha müsaittir.

Nitekim Hitler Almanyası da Stalin Rusyası da parlamenter sistemle yönetilen tek adam rejimleriydi.

Üstelik yeni sistemde Cumhurbaşkanlığı görevine süre sınırı getirilmektedir. Bu da “tek adamlık” ihtimalini azaltmaktadır. Demokrasinin tartışmasız kabul edilen öncelikli şartı serbest seçimlerdir.

Türkiye gibi seçimlerin sağlıklı bir şekilde yapıldığı demokrasilerden “tek adam” çıkmaz.

Demokrasinin ikinci önemli şartı çoğulculuktur. Türkiye’de kökleşmiş farklı siyasal eğilimler ve bunları temsil eden siyasi partiler bulunmaktadır.

Cumhurbaşkanlığı Sistemi’nde denge ve denetleme mekanizmaları parlamenter sisteme nazaran daha gelişmiştir.

Bu sistemde kuvvetler ayrılığı ilkesi daha net bir şekilde tatbik edildiği için Cumhurbaşkanı ve yürütme Meclis tarafından daha objektif bir şekilde denetlenir.

Yürütmenin hazırladığı bütçe ancak yasamanın onayıyla yürürlüğe girebilir ve bütçenin denetimi de yine yasamaya aittir.

Yargının Cumhurbaşkanı’nın ve yürütmenin idarî işlerini denetleme yetkisine sahip olması bir başka dengeleme unsurudur.

Cumhurbaşkanlığı kararnameleri Anayasa yargısı tarafından denetlenecektir.

Cumhurbaşkanlığı kararnamelerinin ilgilendirdiği alana dair bir kanun çıkması halinde kararnameler yürürlükten kalkacaktır.

Cumhurbaşkanı seçimleri yenilerse kendi görevi de iptal olur ve halk devreye girerek denge ve denetleme sürecinde belirleyici bir unsur olur.

Mevcut sistemde Cumhurbaşkanı’nın cezai ve hukuki sorumluluğu yoktur. Cumhurbaşkanı sadece vatana ihanet suçlamasıyla yargılanabilir.

Cumhurbaşkanlığı Sistemi’nde ise Cumhurbaşkanı’na cezai sorumluluk getiriliyor. Meclis Cumhurbaşkanı’nı başka suçlamalarla da Yüce Divan’a gönderebilir.

Cumhurbaşkanı hakkında milletvekillerinin beşte üçünün (360) oyuyla soruşturma açılabilir. Hakkında soruşturma açılan Cumhurbaşkanı seçim kararı alamaz.

Cumhurbaşkanı, milletvekillerinin üçte ikisinin (400) oyuyla Yüce Divan’a sevk edilebilir. Yüce Divan’da seçilmeye engel bir suç sebebiyle mahkûm edilirse görevi sona erer.

Mevcut Anayasa’da hükümetin kanun hükmünde kararname çıkarma yetkisi varken yeni sistemde Cumhurbaşkanı’nın kararname çıkarma yetkisi vardır. Ancak cumhurbaşkanlığı kararnameleri kanun hükmünde değildir.

Kararname hiyerarşik olarak Anayasa ve kanunların altında yer alacaktır. Dolayısıyla kanunla düzenlenen bir alanda Cumhurbaşkanı kararname çıkaramayacaktır. Yeni sistemde Cumhurbaşkanlığı görevine süre sınırı getirilmektedir. Bir kişi en fazla iki kez Cumhurbaşkanı seçilebilecektir. Velhasıl bu yeni sistemin avantajları anlatmakla bitmez diyor erken seçimin hayırlı olmasını dilerim. Vesselam.

Yazarın Diğer Yazıları