Süleyman Keskin

İbret alıyor muyuz?

Süleyman Keskin

Tüm dünyayı olduğu gibi ülkemizi de etkisi altına alan Korona virüsünün (Covid-19) etkileri karşısında önlemler gitgide artıyor.

Bu önlemlere uymamız çağrısı her gün yineleniyor.

Ama yine de sokaklar boş değil.

Bu durum virüsün yayılımını arttırıyor.

Peki, ne yapmalıyız?

Uzmanlar 10 basit önlemi şöyle sıralıyor;

1- El hijyenine azami dikkat edilmelidir. Eller sık aralıklarla en az 20 saniye boyunca su ve sabunla yıkanmalı, yıkamanın mümkün olmaması halinde alkol bazlı el antiseptiği veya alkol bazlı kolonya kullanılmalıdır.

2- Özellikle hasta kişi ve çevresi ile temastan sonra eller mutlaka yıkanmalıdır.

3- Eller yıkanmadan yüze dokunulmamalı özellikle kirli eller ile göz ve burun temas etmemelidir.

4- Öksürürken ve hapşırırken tek kullanımlık mendiller tercih edilmeli, kâğıt mendil bulunamadığı durumlarda dirsek içi kullanılmalıdır.

5- Hasta olmuş kişilerin dokunduğu yüzeyler dezenfekte edilmelidir.

6- Uzun süre kapalı ortamlarda durulmamalı, oda sık sık havalandırılmalı ve doğrudan güneş ışığı alması sağlanmalıdır. Et ve yumurta gibi hayvansal gıdalar iyice pişirilmelidir.

7- Hasta kişilerin mümkünse kalabalık yerlere gitmemesi, eğer gitmek zorunda kalınıyorsa ağız ve burnun kapatılması, mümkünse tıbbi maske kullanılmalıdır.

8- Alışveriş merkezleri, toplu taşıma gibi kalabalık ortamlarda mümkün olduğunca uzak durulmalıdır. Sağlıklı beslenilmeli ve yeterince uyku uyumaya özen gösterilerek, bağışıklık sistemi güçlü tutulmalıdır.

9- Hazır gıdalardan uzak durularak, doğal ve taze besin tüketimi ile yararlı bakteriler içeren ev yoğurdu gibi besinlerin tüketimi artırılmalıdır. Tuzlu ılık su ile boğaz gargarası yapılması ve bol ılık su tüketimi virüsün yerleşmesini engelleyebilir.

10- Hastalık belirtileri olan yüksek ateş, kuru öksürük, kas ve eklem ağrıları, solunum zorluğu gibi belirtiler başladığı zaman vakit kaybetmeden ve maske takılarak en yakın sağlık kuruluşuna başvurulmalıdır.

Bizler uzmanların uyarılarına uyalım fakat ibrette alalım.

Niçin yaratıldığımıza bakalım.

Hani evde olduğumuz için Whatsapp gruplarından ibretlik yazılarda paylaşanlar var. Bunların içerisinde çatıda devesini arayan yazı hoşuma gitti ve sizlerle de paylaşmak istedim. 

Belh Sultanı İbrahim Edhem, bir gece kuş tüyü yatakta yatarken, sarayın damından ayak sesleri işitti. Sinirlenmişti;

-Kim bu saatte o damdaki?.. Ne arıyorsun orada be adam? diye seslendi.

-Devemi kaybettim, onu arıyorum, diye cevap geldi.

Hükümdar, iyice kızmıştı:

-Behey şaşkın! Damda deve mi olur! diye haykırdı. Damdaki, dedi ki:

-Ey hükümdar! Damda deve aranmaz da, atlas yataklarda Cennet aranır mı?

Bu söz çok tesir etmişti... Sabah vezirleriyle görüşürken aklı fikri gece olan bu olayda idi...

Bu sırada bahçeden sesler gelmeye başladı. Pencereden bakınca, iri yarı bir gencin saray muhafızları ile tartıştığını gördü. Seslenerek onları içeri çağırdı. Delikanlıya ne istediğini sorunca;

-Ben hana girmek istiyorum, bunlar bırakmıyor, dedi.

-İyi ama burası han değil ki, saraydır, ben de padişahım dedi. Genç itiraz etti:

-Hayır burası bir han, dedi.

-Peki nasıl han oluyor?

-Senden önce burada kim vardı?

-Babam vardı.

-Ne oldu ona?

-Göçtü gitti.

-Ondan önce?

-Dedem vardı.

-Ona ne oldu?

-O da göçüp gitti.

-Peki, birinin konup birinin göçtüğü yere han denmez de ne denir?!.

Genç bunları söyleyip, çekip gitti...

Gece damdaki adamın sözleri ve şimdi de bu gencin sözleri hükümdarı düşüncelere sevk etmişti... Biraz ferahlamak istiyordu... Av elbiselerini giyinip, kırlara doğru sürdü atını... Bir ceylan gördü. Birkaç saat bununla uğraştı. Sonunda öyle bir yere sıkıştırdı ki, artık hayvanın kaçacağı yer kalmamıştı. Kendi kendine;

-Beni çok yordun, şimdi ne yapacaksın, nasıl kurtulacaksın elimden? diye söylendi. O anda ceylan, Allah’ü teâlânın izniyle dile gelip;

-Başka işin yok mu? Ne istiyorsun benden, beni öldürmek için mi yaratıldın? Asıl vazifeni yapsana sen, dedi.

Hayretler içinde kalan İbrahim Edhem, okunu yayını atıp hemen tövbe etti. Sultanlığı da bıraktı, bir daha memleketine dönmedi. Gitti, İslam âlimlerine talebe oldu, senelerce ilimle uğraştı. Sonunda "İbrahim Edhem Hazretleri" oldu. Artık o bir "Gönül Sultanı"ydı. Vesselam.
 

Yazarın Diğer Yazıları