Hoş gitmiyor beyler
Süleyman Keskin
İstanbul seçimleri sonrası medyanın tutumunu izliyorum.
Medyada tutarsız kıvırmaktan dansöz olmuş kalemlerinin hali çok kötü!
Evet, İstanbul’u Cumhur ittifakı kaybetti.
Sadece seçimi kaybetmedi, aynı zamanda İmamoğlu'nun muhafazakar seçmeni ürkütmeyen hatta kucaklamaya çalışan diline millet destek verdi.
AK Parti camiasında "özeleştiri, muhasebe, yenilenme" tartışmaları gırla gidiyor.
Her kafadan bir ses geliyor.
İşte o seslere biraz kulak kabartıyorum:
-AK Parti seçmenden uzaklaştı
-Ekonomi, işsizlik tavan yaptı
-Kutuplaşma arttı
-Kürt politikasında yanlışlık
-Milliyetçi seçmenden yeterli destek görmedi
-Seçmenin değişen taleplerini yakalayamadı
-Yanlış kampanya yürütüldü
-Rakibi mağdur konumuna düşürdüler
-Sandığa gitmeyen seçmenlerin peşine tam düşmediler
-Saadet Partisiyle gereksiz polemiklere girdiler
-HDP-Kandil-Öcalan açıklamaları
-Neden seçim yenilendiğini anlatamadılar
-Reformcu ruh hali oluşturulamadı
-İmamoğlu’nun hakkının yendiği algısının kırılamayışı
-Seçmen ile yeterli bağ kurulamaması
Bu seslere karşılık kadro yenilenmesi, yeni medya düzeni isteyenlerin yanı sıra cumhurbaşkanlığı sisteminin izleyişini gözden geçirme teklifi de yapılıyor. Bütün bu kapsamlı değerlendirmelerin nitelikli bir muhasebe ile yapılması gerektiği ifade ediliyor.
Sonuçta seçmen: ‘Oyumu azaltıyorum. Ama gönlüm sende. İyi olduğuna dair bir şey hissedersem tekrar desteklerim’ diyor.
Bunları görmezden gelip genel bir politika izlememek lazım.
Bir şeyi herkes söylüyorsa mesela adam kayırmacılığı, bunun mutlaka gereklerinin yapılması gerekir.
Parti içinde ehliyet, liyakat, sicil, puanlama ve başarı gibi unsurlara göre bir sistem kurulması lazım.
Yine bürokraside de kendi içinde ehliyete, liyakate sicile dayalı bir sistem kurulması lazım ve bu sisteme müdahale edilmemesi lazım.
Ancak şu noktada önemli; AK Parti iç çekişmelere boğulmasın.
Konuşulanlar, yazılanlar, çizilenler hoş değil beyler. Bu ülke hepimizin. AK Parti’nin 17 yıllık kazanımlarını bir hatayla silmek bize yakışmaz. Vesselam.
