Süleyman Keskin

ABİ BAYRAM GELMİŞ

Süleyman Keskin

Gazetede bilgisayarın başına geçip kulaklığımı kulağıma takınca çok sevdiğim, beğendiğim, her dinleyişimde yüreğimin telini sızlatan, gönül telimi titreten, bizleri alıp başka diyarlara taşıyan bir türküyü dinliyorum: "Bayram gelmiş neyime, anam anam garibem, kan damlar yüreğime, anam anam garibem."

Dün Cuma namazı çıkışında yazı işleri müdürümüz Hanifi Bey’e sordum. Abi bu haftaki köşe yazımın içeriği ne olsun.

Dedi ki “Bayram” olsun.

Tabii o sıra "Bayram gelmiş neyime" türküsü bir anda aklıma geldi. Ne de olsa çok sık dinliyorum. Sonrasında dönüp abime dedim ki kim bilir hangi derdi dolayısıyla yakmıştır bu türkünün sahibi bu yürek yangınını. Kim bilir hangi sıkıntısı vardır. Kim bilir yürek acısına melhem olamayacak hangi meseleler gönlünü kuşatmıştır.

Zaten Cuma Namazı çıkışında dilenen insanları görünce içim bir hal oldu.

Hutbenin konusu da sadaka-i cariye idi.

Bayram-Sadaka-Fakirlik tam birbirine bağlantılı konular…

Bayramda sonuçta müthiş bir manevi atmosferdir, tabii bayramı bayram gibi anlayanlara/yaşayanlara.

Diyanete göre bizler bu bayramda yetimlerin, öksüzlerin başını okşamak için bayram yapacağız.

Bu bayramda dertleri sıkıntıları olanların sıkıntılarını hafifletmek, onlarla mutsuzlukları paylaşmak için bayram yapacağız.

Şu sıralar bu güzel ülkem çok zor günlerden geçiyor.

Dolar başını almış gidiyor.

Fakir iyice fakirleşiyor.

Küçük esnaf iş yapmasa dahi yine şükür-hamd ediyor.

Ekonomik parametreler iyi gitmiyor.

Birçok insanımız yine kurban kesemeyecek. Geçen yıl kesenlerden bazıları da ekonomik sıkıntı yaşadıklarından dolayı kesemeyecek.

Bu şehirde çalışan kesim içinde en çok asgari ücretli dertli.

İşte, bayram gelirken bu kesim, “Bayram gelmiş neyime” türküsünü söylüyor. Çünkü aldıkları asgari ücret hiçbir şeye yaramıyor. Aldıkları asgari ücret, asgari yaşama standartlarını karşılamıyor.

Bir taraftan ekonomik sıkıntı yaşayarak bayrama girecekler, bir diğer taraftan da “bayram sevincini” yaşayamayan bu şehirdeki kardeşlerimiz.

Peygamber efendimiz, “Müminler, birbirine muhabbet ve merhamette bir vücut gibidir. Vücudun bir yeri rahatsız olunca bütün vücut rahatsız olur. Müslümanların dertleri ile ilgilenmeyen onlardan değildir” buyurmuştur.

Peki, biz bu bayramda nasıl dertlenmeyelim.

Neticede insanız ya Müslümanların yaşadığı coğrafyalardaki üzüntü verici manzaraları gazetede, internette, televizyonda gördükçe bayramı unutuyor ve katlanılması zor acılar içinde yaşayan Müslümanları düşünüyorum.

Elinde çocuğuyla Allah rızası için yardım diyen bir mazlum Müslümanın derin ve mahzun bakışı, oğlunu bu vatan için vermiş analarımızın-babalarımızın evlatlarından uzak yine bir bayramlık hali duyarlılık sahibi herkesi hüzne boğuyor, bayram sevincini unutturuyor.

Ya ben bayram yazısı yazamıyorum, çünkü gözlerimde pıtır pıtır gözyaşı damlıyor.

En iyisi bu satırları okuyanlar dahil bütün İslâm âleminin Kurban bayramını tebrik ediyorum.

Yazarın Diğer Yazıları