(2.Bölüm)
TURAN ÜLKÜSÜNE VE TÜRK BİRLİĞİNE İNANAN BÜTÜN TÜRKLER, DOĞRUDAN KIZILELMAYA KOŞARAK, TÜRK’ÜN ATASI UYGUR TÜRKLERİ İÇİN GÖREVLERİNİ YAPMALIDIR!..
Duşanbe Hükümeti, ÇHC başlangıçta çok daha büyük bir toprak talep ettiğinden, “Bu Tacik diplomasisi için büyük bir zaferdir” diyerek Çin’in bunu garanti ettiğini söylüyor. Buna karşılık muhalefet, anayasanın ihlali hakkında konuşuyor, “Kommersant” yazıyor. Tacik Parlamentosu’nun Majlisi Namoyandagon (Alt Meclis) milletvekilleri, toprakların bir kısmının Çin’e devredilmesine ilişkin protokolü neredeyse oybirliğiyle onaylamaya karar verdiler. Sadece iki milletvekili aleyhte oy kullandı -muhalefetteki Cumhuriyet İslami Rönesans Partisi (IRPT) üyeleri.
Yakın zamana kadar Tacikistan toprakları, 143,1 bin kilometrekare idi. Bu anlaşmanın imzalanmasından sonra 142 bin kilometrekare olacak, yani cumhuriyet aslında topraklarının % 0.77’sini kaybediyor.
Tacikistan ve Çin arasındaki toprak anlaşmazlığı, 1880’li yıllara kadar uzanıyor. Sonra Çin, Doğu Pamir’in bir bölümünü talep etmeye başladı, ancak Tacikistan’ın bir parçası olduğu Buhara Hanlığının himayesinde olan Çarlık Rusyası bu iddiaları yerine getirmeyi reddetti. Bölgesel anlaşmazlık, SSCB’nin tüm varlığı boyunca çözülmedi.
Tacikistan Halkın Demokratik Partisi, bu protokolün onaylanması Çin ile yaklaşık 130 yıllık toprak anlaşmazlığına son vereceğini belirtti. Çok komik bir durum ile karşı kaşıya kaldığımızın farkında mısınız? Çin Komünist Devleti ortada yokken –ki BM, Çin Devleti’ni devlet olarak 1972 yılında tanıdı- yeni Tacikistan ve Çin diye devletler ortada yokken bu sözleşme nasıl yapıldı? Komik bir durum; bu anlaşma çok eskiden aşiretler ve kabileler arasında yapılan bir anlaşma…
Tacik-Çin sınırının uzunluğu 800 kilometredir. Çin, Rusya’dan sonra Tacikistan Cumhuriyeti ekonomisinde ikinci ticaret ortağı ve yatırımcısıdır.
Çin’in Kırgızistan’a yatırımları hız kazanmıştır. 2015 yılı itibariyle Çin’in Kırgızistan’a yaptığı doğrudan yatırım miktarı 984 milyon dolara yükselmiştir.
Çin ve Türkmenistan ilişkilerinin ticaret hacmi 2017 senesinde 6,9 milyar doları aşmıştır.
Çin, yukarıda da belirttiğimiz gibi Orta-Asya ülkelerini ilk tanıyan ve ülkelerle hemen ilişkiler kuran bir devlet olmuştur.
Çin, bölge halklarındaki kötü imajını silebilmek için yumuşak güç kullanma politikasına büyük önem vermiştir.
Çin’in yumuşak güç politikasına başvurmasının temel nedenleri olarak; Çin yatırımlarının olduğu yerde artan çevre kirliliği, Çinli şirketlerin olduğu sektörlerdeki kötü çalışma koşulları, Çinli göçmen işçilerin yaratmış olduğu rekabet dolayısıyla işsiz kalan yerel işçiler, Çin’in bölgedeki çatışmacı tarihsel geçmişini sayabiliriz.
Çin, bu politika kapsamında kültür ve eğitim alanlarında değişim programları başlatmış, Çin televizyon ve radyo yayınlarını uluslararası bir sistemde kurmuş, Çin kültürünü tanıtmak, ülkenin imajını iyi yönde değiştirmek ve Çin’ceyi yaygınlaştırmak amacıyla Konfüçyüs Enstitülerini kurdurmuştur.
Çin’in gerçek niyetini anlamak o kadar kolay olacağa benzememektedir. Fakat Çin’in izlediği yöntemler, bize birkaç ipucu vermektedir. Bu ipuçlarından biri de Kırgızistan-Özbekistan Demir Yolu Projesi’dir. Bilindiği gibi eski SSCB coğrafyasında ray aralığı 1520 milimetre iken, Çin demir ray aralığı 1435 milimetredir. Bu durum bizi, sıfırdan alt yapı ve ulaşım imkânlarının yapılması gerektirdiği sonucuna ulaştırmaktadır. Bu proje, hayata geçirilecek olursa Çin’e maliyetinin çok fazla olacağı aşikârdır.
Burada, “Peki Çin bu maliyetli projeyi neden istemektedir?” sorusu akla gelmektedir. Bu soru, projenin Çin’in yayılmacı politikasının bir parçası olduğu ve Çin standartlarında bir demir yolu yapımı sonucunda Çin ordusunun bölgeye erişimin kolaylaşacağı cevaplarını vermektedir.
Yukarıda belirttiğimiz gibi Çin, Orta-Asya ülkelerine birçok yatırım yapmıştır. Bunun yanında bu ülkelere yüksek miktarlarda kredi temini de sağlamıştır. Anlaşmaların kamuoyuyla paylaşılmaması ve bazı sonuçları bölge halklarında rahatsızlığa neden olmuştur. Bu durum Orta-Asya halklarının Çin’e daha şüphecilikle yaklaşmasına neden olmuştur. Örneğin; Kırgızistan’da altın madenlerini işleten Çinli şirketlere karşı yerel direniş çıkmıştır. 2013 yılında Kazakistan haber ajansı KazTAG mevcut Kazakistan enerji sektöründeki Çin şirketlerinin payının %40’ı aştığını ve önümüzdeki yıllarda Kazakistan topraklarında doğal gaz ve petrol üretimindeki Çin payının %50’ye ulaşabileceğini tahmin etmektedir.
Ayrıca Çin Kalkınma Bankası, 36 milyar dolar ve Çin İhracat/İthalat Bankası 18 milyar dolar özel kredi düzenlemeleri ile BKBY’a yönelik desteklerini artırmıştır. Çin Ulusal Petrol Şirketi (CNPC), Kazakistan’dan 1,3 milyar dolar karşılığında Uzen Petrol Yatağı’nın %60’ını satın almıştır. Yapılan bu yatırımlar, sahip oldukları özel şartlar nedeniyle endişeyle karşılanmaktadır. Özellikle kredi anlaşmalarının şeffaf olmaması ve kamuoyuyla paylaşılmaması büyük tepkilere yol açmıştır.
Erkin SABİT
Doğu Türkistan Cumhuriyeti Sürgün Hükümeti Başbakanı - Dünya Türk Birliği Turan Teşkilatı Başkan Vekili Ankara Meclisi Başkan Yardımcısı - Kızılelma Teşkilatı Başkan Yardımcısı
Not : İş bu yazı metnini yayınlamaktaki temel amacımız TÜRK Dünyasının Birlik ve beraberliğine katkı sağlamak suretiyle, Yıllardır Çin zulmü altında inim inim inleyen DOĞU TÜRKİSTAN’lı kardeşlerimizin sesini Türk Dünyasına duyurma istemimiz den ibarettir. (YAZI - ALINTIDIR).