Nesibe Aldemir

Yokuşta Uzanan Eller

Nesibe Aldemir

Yaşarken hayatımız hep düz bir yol üzerinde gidecek sanırız. Daima bu düz ve tehlikesiz yolu hayal ederiz. Süreklilik arz eden bir düzlük için tüm gayretimizi harcarız.

Gayemiz rahat bir hayatı sorunsuz, acısız, ağrısız, dertsiz ve tasasız yaşamaktır. Fakat gerçek şöyle ki hayatta gayemiz ve hayallerimiz dışında gelişen gücümüzün yetmediği durumlarla karşılaşmamız da kaçınılmazdır. Bunlardan biri de hastalıktır. İnsana taşlı ve yokuşlu yollarda yürümeyi öğreten, onu biraz daha sabır, tefekkür ve tevekküle yaklaştıran bir imtihandır, hastalık. Zamanın hızlı akışını yavaşlatan, insanı haz ve hız çağından kısa süreliğine olsa da koparan bir olgudur, hastalık.

Hastane koridorları, ameliyathaneler, yoğun bakımlar, servisler, hastaneyi saran koca duvarlar... Acılara, ağrılara, garip insanların hikâyelerine, ölümlere, kalıcı hastalıklara, kimsesiz hastalara şahitlik eder. Bu şahitlik kaçınılmazdır. Gözlerine değen bir göz arar insan, o çaresizliğin içinde. İyi bir davranış ile muhatap olmak ister. İnsanlığın ve anlayışın en çok ihtiyaç duyulduğu yerlerdir, sağlık kuruluşları. Hekimden hemşireye, hasta bakıcısından kayıt görevlisine hepsi ayrı katkı sunar hastanın tedavi sürecine. Bu nedenle başımıza gelen herhangi bir hastalıkta iyi doktor arayışına girer, hastane araştırması da yaparız.

Yine böyle bir arayışın içindeyken Rabbim karşıma Prof. Dr. Mehmet Cengiz Çolak Hocamı çıkardı. İnsanlığı, mütevazı kişiliği ve işindeki titizliğiyle tanınan Cengiz Hocam, ameliyatım ve tedavi sürecimde elinden geleni fazlasıyla yaptı. Allah kendisinden razı olsun. Gayreti, anlayışı ve insanlığı ile gönlümüzdeki dualara ismini yazdırdı.

 Nasıl ki hastanelerde yaşadığımız olumsuzlukları ve gördüğümüz kötü muameleyi yüksek sesle ifade edip haykırıyorsak yine yaşadığımız iyiliği, insanlığı ve samimiyeti de dile getirmekten çekinmemeliyiz. İyiliğin de sesi yükselmeli ki yankısı her yeri sarabilsin, kıymetli dostlar. Nasıl ki şikayetimizi dalga dalga yayıyorsak yaşadığımız güzelliğin ve insanlığın kokusunu da yayalım. Ancak böyle çoğalabilir iyilik ve güzellikler.

 Sözün kısası değerli dostlarım, hastalık döneminde hekimin başarısı kadar hastaya verdiği güven ve insanlık duygusu da hayati önem taşır. Bu sözüme aman canım işlerini yapıyorlar, karşılığını da alıyorlar diyenleriniz olacaktır. Bu kalıbın dışında bir bakış açısıyla bakmak hem farklı doktorun farkını ortaya koyar hem de tedavi sürecini olumlu şekilde etkiler. Çünkü o çaresizliğin içinde olan insan, gözüne değecek bir göz, gönlüne değecek bir söz arar. Ve yaşadıkları hastayı olumlu ve olumsuz etkisi altına alır. Bu nedenle merhametli, anlayışlı ve işini gönülden yapan sağlık çalışanları her daim baş tacımızdır. Son olarak geçirdiğim küçük operasyonda emeği geçen Prof. Dr. Mehmet Cengiz Çolak Hocama, İnönü Üniversitesi Turgut Özal Tıp Merkezi Kalp ve Damar Cerrahi servisi çalışanlarına, ameliyathane personeline ve değerli anestezi hekimine çok teşekkür ederim. Allah karşımıza davranış ve insanlığıyla bizlere "insan olmamızın değerini yaşatan" insanlar çıkarsın. Yokuşta uzanan elleri merhametli ve anlayışlı eylesin. (Amin)

Yazarın Diğer Yazıları